kafamı iki yana salladım ve alt komşuma kısa bir göz atıp yaşadığı hayal kırıklığının etkisiyle uyduğunu görünce dar kabinde arkalı önlü durmamıza son verip bulabildiğim bir son güçle kendimi ona doğru çevirdim. ve yüzlerimiz bir birine çok yakındı nefesini burnumun üstünde hissedebiliyordum . bu normal zaman çok hoşuma gitsede şuan o etkiye tekrar girmek istemiyordum. ve 1 adım geri atıp yüzüne baktım. benim yüzümü görünce şaşkın gözlerle bana bakan bir adet ersini gözlerim buldu. bakışları sürünce '' ne var '' diye tısladım . gözlerini kırpıştırdıktan sonra '' ne oldu sana böyle suratın niye allak bullak ''dedi az önceki onun için önemsiz ama benibirbir parçaya bölen dokunuşundan habersizdi.
''yok bir şey '' zorla sahte bir gülümseme yerleştirdim suratıma ve artık o ortamda bulunmak istemediğim için kapıyı işaret edip çıkmak istediğimi anlamasını sağladım. kaşlarını çatarak '' noluyo lan karı gibi bu tripler. bir haller var sende. akşam cevap vermiyorsun sabah günaydınlaşmıyordun . mesaja cevap yok noluyo ''dedi.söylediği sözlerin siniriyle kelimeler dökülmeye başladı ağzımdan '' trip falan yok . haliyle tuvalete daldığından şaşırdım akşam internet gitti ve sabah seni görmedim ayrıca derste mesaja cevap veremedim hoca görür diye tamam mı? '' yalanlarımı ard arda sıraladım. çünkü 1 dakika daha durmak istemiyordum burada alaylı bir ifade takınıp ''yalanlarını sikeyim ''dedi. işte gene başlamıştı lakayıt konuşmalar. ''geçebilirmiyim artık '' diye tısladım kaşlarımı çatarak. bana imalı bir bakış attıktan sonra kapının kilidini açtı ve kabinden arkalı önlü çıktık.
tuvalette etrafıma bakındığımda kimseler yoktu hemen lavaboya ilerleyip az önceki ellediğim pis fayansların elime bulaştırdığı mikropları yok etmek için aynaya bile bakmadan ellerimi yıkamaya başladım. ellerimi sinirle ovuştururken ersin sessiz bir şekilde beni izliyordu ve bir yandan yaktığını sigarasını hızlıca içine çekiyordu. ellerimin kızarana kadar yıkadıktan sonra duruladım ve gömleğime sildim. neden şu okul tuvaletine bir peçete koymazlardı hala anlamış değildim . kaç paralık şeydi buda bir ihtiyaçtı sonuçta. ellerimi iyice üstüme sildikten sonra aynadaki yansımama baktığımda ersine hak verdim. gerçekten şaftım kaymış ve yüzüm allak bullaktı . ersine çaktırmadan aynada kendime ifade takınmaya çalışmayı denedim ama pek başarılı olduğum söylenemezdi. az önce yaşadığım duygu karmaşası beni bu hale getirmişti.
musluğu tekrar açıp avuçlarıma su bocalayıp biraz yanaklarımda ve boynumda su gezdirdikten sonra saçlarımı düzelltim. ersinde o sırada biten sigarasının izmaritini kabinlerden birine atıp sifonu çekti. bende işimi bitirdikten sonra tuvaletten çıkıp kolidora yöneldiğimizde gene kimseler ortada yoktu. gözlerimi devirmemle ersin ile göz göz geldik. '' ne var bugun de benle geç kal derse '' diye alaylı ve gülümseyen bir ifadeyle tısladı. zoraki gülümsememi takınıp kafamı çevirdim ve sınıfın kapısına geldiğimizde ersinden bir adım geride kalıp ersine imalı bir bakış attım . o da gözlerini devirip '' tamam ben hallederim '' dedikten sonra göz kırptı. tabiki o çözecekti sonuçta onun yüzünden geç kalmıştık .
ersin kafasını kapıdan kafasını uzatıp hocayla konuştuktan sonra hocanın '' siz insana meslek bıraktırırsınız. geçin yerinize '' diye bağırdığını duyunca artık alışık olduğumu fark ettim bu söylemlere çünkü günlerdir üst üste benzerlerini duymuştum. kapıdan ersinle içeri girdiğimizde sınıfta bir sessizlik oldu.
kırmançiler gene şaşkın şakın bize bakıyorlardı ama onlarada birşey diyemiyordum çünkü üst üste sürekli farklı kişilerle ben geç kalıyordum sınıfa. kafalarında soru işaretleri vardı elbet ama konuşmaya cesaret edemezlerdi. çünkü ersin ağızlarına sıçardı. ama kötü bir izlenip yarattığıma emindim çünkü sanki insanları ben dersle geç kaldırmışım gibi oluyordu. sürekli yanımda başka biriyle sınıfa girdiğim için eylem erhan ersin ..
hayatımda bu aralar çok fazla e vardı diye iç geçirdim. kırmançilerden gözlerimi çevirip eylem ile gözlerimiz buluştuğunda yüzünde merak korku ve endişe harmanı ifade vardı. herkes kendi derdindeydi ersine onu aldatmasını anlattığımdan korkuyordu . ses çıkarmadan dudak hareketleriyle '' senle ilgili değil '' dediğimde yüzündeki rahatlamayla anladığını anladım. ve sıralarımıza doğu ilerlerken oğuz gerizekalısı yine yapacağını yaptı ve '' noldu ersin topun mu patladı '' diye hunharca güldü. o bile suratımdaki allak bullaklığı fark etmişti.
gözlerimi devirip sırama geçerken burağın ateş saçan gözlerini görmezden geldim çünkü çok fazla oluyordu annem yada babam değildi çok fazla karışması canımı sıkmıyor değildi. kafamı sıraya yasladım. son 2 günün beni ruhen çok yorduğunu göz kapaklarım aşağı doğru kayarak belli etmeye başladı ve uyku beni esir aldı.
gözlerimi araladığımda ışık sanki kızgın demirler gibi giriyordu gözlerime ve ellerimle ovuşturduğumda sınıfta kimsenin olmadığını fark ettim. elimi telefonuma atıp saatte baktığımda okul saatinin çoktan bittiğini gördüm bir insan evladı da uyandırmamıştı siktir olup gitmişlerdi. tam sövecektim ki
'' yok yhaaaa '' diye tısladı pisikopat. irkilerek arkamı döndüğümde gözlerimiz birbirini bulmuştu.suratında garip bir ifade ve elinde sıranın üstünde tuttuğu içi dolu bir kese kağıdı vardı.
dejavu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Seni Daha Çok (GAY)
Teen FictionÖnemli olan birini değil birbirini bulmak. Artık biraz fark edin kimse mükemmel değildir. Sadece vücut resimlerine bakarak insanları seçip sonra niye böyle oldu demeyin. Herkesin hayalindeki kişinin gerçekte karşısına çıkacağını sanması da ayrıca sa...