48. bölüm

1.5K 393 167
                                    


ateş elindeki telefonun kamera menüsüne girerken '' sen kabul ettin ya gerisi bende '' derken elleri titriyordu. istediğini kabul etmesinin heyecanını üstünden atmak onun için kolay değildi. okulun başından beri ersin ile bir fotograf çekilmek istiyordu. hatta onun için ersinin tek fotografı bile yeterli olabilirdi. ersin ise fotograf çekilmeyi sevmeyi bırak ailesi ile bile fotografı üç beş tane olan biriydi. ersinden ateş dahil sınıftaki arkadaşları ne zaman fotograf çekilmeye çağırsa geri çevirir emri vaki yapılırsa önce döver sonra telefondan resmi silerdi.

ateş buna geçen bir yol boyunca hiç anlam verememişti. hatta sınıftaki ersinin döneminden kalan müridlerine sınıf için slayt yapıyorum sizde ersinin fotografı var mı diye sorsa da aldığı cevap hep olumsuz olmuştu. çünkü adam resim çekilmeyi sevmiyordu. zaman zaman girişimlerde bulunmadı değil ama sonuç alamayınca bu istediğini rafa kaldırmıştı. ta ki fırsat gelene kadar.

ateş telefonundan kamerayı açtıktan sonra elini havaya kaldırınca ersin kaşlarını çattı . '' nasıl yani beni tek mi çekeceksin '' dedi.

''hayır psikopat ne alakası var ikimizi '' derken gözlerini devirdi.

''ateşşş '' diye hırlayan ersin psikopat kelimesini yüzüne kullanmaması gerektiğini öğretti ateşe. '' gel bakalım '' dedikten sonra ersin ateşe kolunu atıp omuzlarının üstüne elini yerleşti. elini yerleştirdiği omuza elektrik akımı oluk oluk yayılırken ateş vucudundaki hızlanan kan dolaşımı ile uyuşmaya başlasa da bozuntuya vermemeye çalıştı. kendi vucuduna temas eden ersinin gövdesinden gelen koku ateşi her zaman ki gibi büyülemeye başladı.

ateş yutkunurken '' hadi oğlum bak vazgeçeceğim şimdi '' diye söylenen ersin ,ateşin girdiği transtan çıkmasını sağladı telefonun ekranı ters döndürüp karşıdaki kırık aynaya bir bakış attı. ekran sadece kendini görünce , telefonun kamerasının görüş açısını ersinin olduğu tarafa doğru biraz daha döndürdü. gözleriyle aynadan son kontrolü yaptıktan sonra tuşa bastı. fotograf çekilme sesiyle ersin ışık hızında ateşin omzundan kolunu çekerken uzaklaştı. karşılaştığı tavıra anlam veremese de modunu düşürmedi. ekrana baktığında ilk önce telefonuna hayranlığı yine ön plandaydı. dönemin en iyi telefonu olan nokia 7610 ve 1.3 megapiksel olan kamerası yine harikalar yaratmıştı ona göre. sonunda istediğine kavuşan ateş ekrana tebessüm ile bakarken '' hadi çıkalım artık buradan '' diyen sese odaklandı.

'' bakmayacak mısın ''

''hayır''

''neden ya''

''istemiyorum görmek ateş sevmediğimi biliyordun. dediklerimi unutma bu aramızda ''

'' tamam dedik ya '' diye sitemle söylenirken ateşin halini gören ersin yine kıyamadı ona ve yanına yaklaşıp kafasındaki ıslak saçları karıştırdı. '' hadi kaçalım artık '' diyen ersini başıyla onayladı ateş.

ateş evine doğru giderken arada telefonundan ersin ile olan resmine bakmadan edemedi. içi hala kıpır kıpırdı. istediğini almıştı. ama şunu bilmiyordu. bazı şeyleri çok istemek ve zorlamak ,beklemediğin bir yerde sana geri dönüşünü bambaşka yapabilir. eğer olmuyorsa olmuyordur.

bu şekilde zorlamanın faydadan çok zarar getireceğini acı bir tecrübeyle öğrenecekti...

Ben Seni Daha Çok (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin