Kaderimin oyunu mu bu?
O kadar uzun bakıştık ki asansör kapısı tekrar kapanacakken yanındaki kız eliyle tuttu ve sonunda çıktılar. İkimizde lal olmuşcasına bakışıyorduk. Ne bir tepki ne de bir ses çıktı ağzımdan. Hayat durmuş muydu? Belki de. Kalbim çok hızlı çarpmaya başladı aşık olurcasına...
Ne o, ne de ben ne diyeceğimizi bilemiyorduk. Aklım almadı. Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı. Bu imkansız dediğim şey bir türlü mantıklı bir açıklamaya uymadı.
Karşımdaki kız tıpa tıp bana benziyordu. Ağzı, burnu, gözleri... Sanki benim aynadan yansımam gibi. İnsanlar çift yaratılmış derlerok... Ama bu kadar da olamaz her halde!
Yanındaki kız da biz kadar şaşkındı. Bir bana bakıyordu bir ona. Nihayet üçümüzden biri konuşmaya karar verdi. Tabi ki o ben değildim.
-Ben...şey. Gerçekten çok şaşkınım. Öhh... Siz? Kimsiniz?
-Ben Eylül Mutlu. Elçin Şafak'la görüşmem vardı bu katta ama...
-Elçin Şafak benim.
-Sizmi? Elçin? Şafak?
-inanın çok şaşkınım şu an. Böyle bir şeyi aklım almıyor.Gerçekten...
-Benimde. İnanın bu benzerliği açıklayabilecek bir neden bulamıyorum.
Yanındaki kız araya girdi: - odaya geçelim isterseniz. Elçin haplarını alman lazım daha fazla geç olmadan.
-evet haklısın..
Hep beraber odaya girdik. Elçin Şafak yerine oturdu, yanındaki kızsuyla ilaçlarını getirdi. Nesi var acaba? Çok da bitkin görünüyor açıkcası. Yüzü de solgun gibi, bembeyaz.
-Geliş nedeniniz proje içindi aslında ama bu benzerlik beni gerçekten çoktedirgin etti. Aklım hiç almıyor böyle bir şeyi. Eğer siziniçin bir sakıncası yoksa amcamı çağırayım? Zaten geldiğimden haberdar değildi eve uğramamıştım.
-Yok sorun değil, biz görüşmüştük az önce. Şimdi anlıyorum neden bana ''Elçin'' dediğini. Beni siz sandı ve yengeniz evde sizi bekliyormuş.
-Çok garip gerçekten... Birbirimizi ayırt edebileceğimiz bi rözelliğimiz bile yok. Gerçekten ikiz gibiyiz.
Amcasını odaya çağırdı, 5 dakika geçmeden geldi. Bizi yan yana görür görmez dona kaldı adam. Bir bana baktı bir yiğenine.
-Elçin?
-Evet benim.
-peki sen? anlamadım şimdi ne oluyor burada?
-Amca bizde anlamıyoruz. Bir kördüğümün içindeyiz sanki. Bu nasılolur?
-Bu kadar benzerlik... inanılır gibi değil.
-ama bir açıklaması olmalı
-elbette.
Yanındakikız: Belki de basit bir benzerliktir. Bence büyütmeye gerek yok
-AmaSümeyye görmüyor musun? Bu kadar benzerlik normal mi sence?
Amcası:Evet Elçin haklı, bu olamaz...
Osırada amcası İsmet'in telefonu çaldı ve çıktı. Yine biz bizekalmıştık.
Sümeyye: Bunca olaydan sonra birde bu benzerlik çıktı... Hayatın gerçektençok renkli bu aralar Elçin
-Rengi severim.
-Onane şüphe!
amcası tekrar girdi: -Elçin benim acil çıkmam lazım. Şantiyede sorun çıkmış, orada olmam lazım. Bu olayı çözeceğiz merak etme.Buradan direk eve git sen, eşyalarını Kemal'e söylerim arabaya götürür. Sümeyye sende gel, otelde olmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Eylül sabahı
RomanceBir Eylül sabahı; ''Çünkü herkesin siyah bir denizi vardır...'' Karanlık bir cukurda yapayalnız kalmış gibi hissettiğim günler oldu. Denizin mavisi bulanıp siyaha döndüğü günler de, gökyüzünde tutunacağım hic bir yıldızın olmadığı zamanlar da oldu...