Arkadaşlar şu an fena bir özentilik yapıp kızın adını Serie yapıyorum. Aslında kendi adımı koyacaktım. Selime. Yani Seli. Ama Koreceye gelince o Serie oluyor. Serie olsun istedim kızın adını ama canım @Uisabo nun harika hikayesi D.O.mestic Diary nin baş karakteri Sera Parker'a benzedi. Değiştiresim de yok çünkü kendimi çırak onu da usta görüyorum. Çıraklar ustalarını taklit edebilir asdfghj O zaman kızımızın adı hayırlı uğurlu olsun öptüm.
Hikayeye geri dönüyoruz.
Xie Na sevimli bir şekilde güldü. Bu sırada benim saf arkadaşım Luhan elindeki bütün kitap, defter ne varsa yere düşürdü. Yani kocaman adam olmuşsun ne düşürüyorsun abi? Neyse sinirimi bu sempatik şeyden çıkarmanın bir anlamı yok.
"Piyano dersiydi. Sen ne yapıyorsun?" Benim meleğim bu kızı nereden tanıyor acaba??
"Cebir dersindeydim. Galiba beynimin içindeki sinirleri teker teker söktüler." Xie Na güldü. Belediye çukuru da güldü. Luhan ifadesiz duruyordu. Ben de komik bulmadığım için garip garip onlara bakıyordum.
"Nasılsın?" kız kolunu omzuma attı. O kolu kırayım istiyorsun herhalde canım?
"İyi sen?" dedim ruhsuz bir şekilde ve yere eğilip Luhan a yardım ettim. Çok yardımsever olduğumdan değil, o kız ile konuşmaktansa Luhan a katlanmayı yeğlerdim.
"Ben de iyiyim! Ne yapacaksınız? Birlikte bir yerlere gidelim hem tanışmayanlarımız tanışmış olur?" Luhan ile ayağa kalktığımızda Xie Na nın Luhan a benim Yixing e baktığım gibi baktığını gördüm.
Ay bu kız Luhan ı seviyor da ben onunla yakınım diye mi benimle arkadaş olmak istiyor?? Şok geçiriyorum bir saniye..
"Benim işim var, isterseniz siz gidin" dedi Yixing elindeki kalem ile oynarken. Ama canım sen yoksan ben bu ikisiyle neden yalnız dışarı çıkayım ki?
"Ben de gelemem." dedim. Bahane uydurmama gerek yok. Gelmeyeceğim işte size ne abi?
"Ben dışarı çıkamam ders çıkışı hemen eve götürüyorlar beni." ay kıyamam ben prensime.....
"Başka sefere yaparız o zaman" dedi Xie Na asık bir suratla. Asık suratla da çirkin oluyormuş. Belki de üzülünce başka bir yaratığa dönüşüyordur.
Yixing ve Xie Na giderken Luhan ile ben tek kalmıştık.
"Korumalar nerede?" dedim sırıtarak. Neyi bekliyordu acaba..
"Artık koruma yok." dedi birden.
"Ne?!" ay neden bu kadar bağırıyorum ki? Ama yine de, ne??
"Ben çağırınca şoför gelecek beni okuldan eve götürecek sadece."
"Babanın katı olduğunu sanıyordum."
"Haberleri izlemedin mi?" Luhan ı hiç bu kadar sessiz ve ciddi görmemiştim.
"Evimde televizyon yok."
"Haberler gazetede, telefonda, afiş tabelalarında, her yerde olur."
"Anladık peki... Ne oldu anlat." bu çocuk sabah böyle değildi neden şimdi birden bunlar oluyordu?
"Halk, hep korumalar ile geziyor olmamı çok yadırgamış. Artık koruma yok. Zaten herkes bana oy vermek istiyor. Bana zarar veren olmaz."
"İyi bari."
"Odun musun?" ay soruya bak be..
"Ne bekliyorsun?"
"Ne bileyim yorum yap falan." Luhan biraz titreyerek konuşuyordu sanki.