Hafif esen meltem rüzgarı kısa ve kıvırcık saçlarımın arasından geçiyordu. Üzerimde siyah ve ince bir gömlek, altımda dar paça kot pantolon, hemen oturduğum bankın yanında ufak ve cılız bir ağaç vardı. Yaprakları rüzgar yüzünden çaresizce toprağa düşüyordu. Güneşin acımasız ışıkları gözlerimi deliyordu sanki. Buna rağmen ben, küçüklüğümden beri olduğu gibi güneş gözlüğü takmayı reddediyordum.
Sırtımı rahatça geriye yasladım ve kıyıya sertçe vuran denizin dalgalarına gözümü diktim. Elimde sadece evimin anahtarı vardı. Telefonum neredeydi?
"Al." Luhan ın uzattığı kahveyi aldım ve sıcak olsada bir yudum içtim.
"Teşekkürler." dedim mırıldanarak.
"İyi misin?" o da yanıma oturmuştu.
"Manzara güzel. O yüzden iyiyim." gülümsedim.. Gülümsedi..
"Anlatmak zorunda değilsin. Anlayışla karşılarım ama anlatacağım dediğin zaman ben hep yanındayım. Tamam mı?"
Yine bana öyle bakıyordu. Tüm hislerimi kurutacak şekilde bakıyordu. Ona olan kızgınlığım geçmişti evet. Ona, Yixing e ve o kıza. Adı önemli değildi.
"Bilmene gerek yok Luhan. Geçti gitti." tekrar bir yudum aldım ve denize baktım.
"Sen o haldeyken.." durakladı. "Sen o haldeyken senin yanında benim yerime Yixing in olmasından nefret ettim."
Cevap vermedim. Ne diyebilirdim ki? O benim sevgilimdi. Yani en azından ben bunun bilincindeydim. Luhan ise benim arkadaşımdı. Bana aşık olan.
Aklım almıyordu. Nasıl bu durumda olabilirdik? Nasıl inanmamı beklerlerdi bu saçma sapan şeye?
"Serie." adımı söyleyen kişiye çevirdim gözlerimi. "Ben senin en iyi arkadaşın değil miyim?"
"Değilsin." tepkisini görmek için baktım.
"N-Ne.." sesi çıkmıyordu. Ağzını dahi açamıyordu. Hayal kırıklığı ve üzgünlüğü o kadar belliydi ki.. Bana bir etkisi olmamıştı bunların. Kendimden korkuyordum.
"Ben senin için en iyi arkadaş değilim ki Luhan. Sen benim en iyi arkadaşım olsan ne olur?" kahve kutusu ağzına kadar dolu olmasına rağmen yanımdaki çöp kutusuna attım.
"Serie sen benim en yakın arkadaşımsın bunu nereden çıkartıyorsun?" Luhan birden telaşlanmıştı. "Xie Na ile çok takıldığım için mi? Mesajlarına hemen cevap vermiyorum o yüzden mi? Hepsini bırakırım. Sevgilimin olması umurumda değil. Zaten Xie Na ile birbirimizi sevgili anlamında sevmediğimizi anladık."
"En başından beri sevgili olmadığınızı biliyorum Luhan. Ne yaptığın, kiminle konuştuğun ilgi alanım değil. Sorun olmazsa şimdi evime gideceğim." ayağa kalktım. Elimi tuttu.
"En başından beri ne demek? Neden böyle davranıyorsun? Ne yaptım ben sana?"
"Hiçbir şey yapmadın. Hiçbir şey söylemedin. Bu yüzden." elimi ondan kurtardım ve hızla yürümeye başladım.
Beni takip etmemesi gerektiğini anlamış olacak ki yerinden kalmadı bile.
Bulunduğumuz yer yapay bir deniz kenarıydı. Çin in iç bölgelerinde deniz olmadığı için tıpkı deniz havası veren bir yer yapmışlardı. İyi hissedeceğimi düşünerek buraya gelmesini istemiştim onun. Ama ortamın güzel olması bile onu görünce duyduğum öfkeyi dindiremiyordu.
Neden sinirliydim? Bir filmde olsak hemen birbirimize koşup sarılmamız gerekmez miydi? Herkes böyle kabul ediyordu. Bir kız hayatını anlatır ve onu seven çocuğa aşık olur. Baş karaktere aşık olur. En yakın arkadaşına aşık olur. Onu sevmeyen kişiye aşık olur. Kavga edip durduğu kişiye aşık olur.