Mediadaki müzik harika bir korku oynunun soundtrack'ıdır. Özellikle bulup dinleyiniz. Enfes bir şey.
İyi okumalar...
.....
Havalimanının uçak bekleme yerindeki koltuklardan birinde oturuyordum. LiYin üç koltuk yanımdaydı. Bana karşı soğuk ve katıydı. Uzun süredir böyle oturuyor olmamız sinirimi bozuyordu artık.
"Diğerleri niye gelmedi?" Dedim konu açmak için.
"Şu an finaller var. Onlara çalışıyorlar. Senin de şimdi ders çalışıyor olman lazımdı." Hep böyle cevaplar veriyordu bana. Gerçekten sinir bozucu.
"Sadece iki gün sürdü. Şimdi gidiyoruz işte. Çalışabilirim."
"Elbet çalışabilirsin. Küçüklüğünden beri öğrendiğin şeyler zaten."
"LiYin bana düzgün davran artık."
"Şu pervasız hareketlerini bir kenara bıraktığın zaman düzgün davranacağım."
"Ben yanlış bir şey yapmadım. Bak Sehun da söylemeyeceğini söyledi."
"Sokağın ortasında dövdün adamı. Sadece o ikisinin susması kurtulduğunu göstermez."
"O zaman Başbakan olmam.. Zorunlu mu?" Diyemedim. Bu cümleyi söylemek yıllardır istiyordum ama olmuyordu. Ben bundan başka bir şey bilmiyordum. Başbakan olmasam ne olacaktım? Ben Prens olarak biliniyordum. Bu ünvan ile bütünleşmiştim. Herkes bunu bekliyordu. Tüm o insanların benim yüzümden hayal kırıklığı yaşamasını istemiyordum.
"Kore'de beni tanıyan yok ki."
"Luhan. Yixing ve Xie Na ya ne diyeceğini düşün sadece. Onlar gelemediği için bana seni durdurmamı söylediler. Xie Na Jongdae ye de söylemişti. Babana vereceğiniz hesabı da düşünürsek, hapı yuttun."
"Neden benim yaptıklarım sizin bu kadar umrunuzda?"
"Çünkü... Baban istedi." LiYin e dönüp baktım.
"Babam?"
"Her yerde belirmem ve seni yalnız bırakmamam sana bayıldığımdan mı sanıyorsun? Ben üniversite mezunu biriyim. Kendime iş bulmak gibi hedeflerim varken seninle uğraşıyorum. Sana dadılık yaptığımı söylediğimde ciddiydim."
"Ben sadece Serie'yi istiyorum."
"Her şeyi o kız için yapıyorsun biliyorum. Xie Na bana neden Sehun'dan nefret ettiğini söyledi. Tamam kızgın olman normal ama yapacaklarının sonucunu düşünmen lazımdı."
"LiYin, ne var biliyor musun? Ben Başbakan olmak istemiyorum."
"Luhan şaka yapmanın sırası mı?"
"Sırası değil. Yani şaka da değil. Böyle diken üzerinde yaşamaktan bıktım. Mafyaya borcum olsa bu kadar kötü olmazdı."
"Leonardo Chevalier adında birini tanıyor musun?"
"Dış İşleri Bakanı değil mi? Bu nereden çıktı birden?"
"Bir kaç ay sonra sen dahil herkes onun adını daha sık duyacak. Sen bulunduğun konumu sıkıca tut, yeterli. Kimse sana isteğini sormuyor."
LiYin'in bu dediklerinden sonra hiç konuşmadık. Söylediklerini düşünüyordum. Birden ortaya çıkan ve bana dadılık yapmaya başlayan biriydi. Beni şuracıkta öldürebilirdi. Belki adamları da vardı. Kaçırılıyordum belki? Küçüklüğümden beri maksimum beş kişiyi görerek büyümüştüm ama ikinci üniversitemi okurken dışarıya adım atmamdan sonra böylesine garip bir kadın ile uçak beklemeye kadar değişmişti hayatım. Belki de LiYin benim öğretmenlerimden biriydi. Ve..