Sevimli ilginiz ve yorumlarınız için hepinize teşekkürler :D
Bakışlar üzerimizdeydi. Resmen rezillikti. Yani koca başbakanın evindeyim azıcık hanımefendi olsam ne olurdu sanki?
"Kusura bakmayın şakalaşıyorduk." Luhan durumu toparlamaya çalıştı. Gariptir ki kimse tek laf etmeden önüne döndü. Sonuçta oturma odası denilen ve bizim ev kadar büyük olan odaya gelindi. Evimizde bir asansör olduğunu söylemiştim değil mi....
"Xie Na sendin değil mi?" Luhan ın annesi bana baktı. Oradan Luhan ın sevgilisi gibi mi duruyorum beybi?
"Xie Na o anne." Luhan ismin gerçek sahibini gösterdi.
"Ah, kusura bakmayın. Demek Luhan ın sevgilisi sensin. Ve sen de yakın arkadaşı olmalısın." bir kadın bu kadar melek yüzlü olabilirdi. Bu kadar güzel bir kadının Luhan ı doğurmuş olmasına inanmak istemiyorum. Hayır.
"Evet memnun oldum efendim." önce Xie Na sonra ben sevimli sevimli gülümsedik.
"Efendim, bir misafiriniz daha geldi." çalışanın -hizmetçi demeyi sevmem- uyarısı üzerine hepimiz başımızı kapıya çevirdik. Ve dünyanın en harika insanı içeri adımını attı. Aşık olmamak elde değil bu çocuğa....
Bir dakika o takım elbise mi giymiş?? Görüyor musun Yixing'im ikimizi ne hallere soktu bu sosyetik bebeler.
"YIXING!" ve Luhan çok nazik(!) bir şekilde Yixing in üzerine atladı. Canım belediye çukurumun üstündeki kıyafet kırışacaktı. Peki ben durur muyum? Kalktım ve Luhan ı kolundan çekiştirip yerden kaldırdım. Yakışıklılık abidesini -ve dünyanın en odun pisliğini- yerden kaldırdım.
"Bir şeyin var mı Yixing?" sesimi o cıvık kız sesine nasıl soktum bir Allah bilir...
"Bir şey yok Serie sadece bir karşılama. Erkekler böyle selamlaşır."
"Pardon da sana kim soru sordu Gıcık Prens??" demedim tabi ki.. sadece "Her neyse." diyip gözlerimi devirdim ve sonra yerime geri oturdum.
Luhan ın ailesinin bana olan bakışları cidden tüm vücudumu delik deşik etmişti. Yani önden bana bakan arkamı görürdü. Görürdü derken aklıma içini gösteren gömleğim aklıma geldi. Lanet olsun.
"Merhaba efendim biraz garip bir giriş oldu kusura bakmayın. Ben Yixing Luhan ın-"
"Benim arkadaşım! O benim arkadaşım anne!" Luhan lütfen... Neden bu kadar seviniyorsun abi? Arkadaşlık kıtlığından mı çıktın? Ay pardon öyleydi zaten..
"Çok tanıdık bir siman var. Ailen ne iş yapıyordu?" ah be babacığım neden sordun bu soruyu? Yixing ek işte çalışıyor, o fakir........
"Babamın şirketi var. Ünlü bir araba markası. Oradan biliyorsunuzdur." NE? EFENDİM? WTF??? Sen ne diyon abisi??? Olum??? Sen fakir değil miydin ya?? Bu ne ya??
Tek fakir benim.
"Demek oradan tanıyormuşum. Babanız ile eskiden beri tanışırız. Ben başbakan olmadan önceleri bile." abi bu ne ya dizi mi çekiyoruz...? Bu nedir? Herkes zengin bi de. The Heirs mı bu? Ben de Cha Eun Sang? Kim Tan ım nerede???
Gerçi ben fakir değilim. Dediğim gibi ailem zengin. Ama ben onlardan başka ülkede olunca fakir kaldım. Lanet olmasın.
"Serie ve ben size bir hediye getirdik." Xie Na sevimli sevimli yerinden kalktı ve çalışanın getirdiği paketi aldı. Luhan ın annesi hediye için ikimizi de öptükten ve 'ay ne gerek vardı?' gibi şeyler söyledikten sonra paketi açtı. Ve Xie Na nın harika manzara resmi ortaya çıktı.
