Genel Uyarı:
Serie - Seri
Yixing - Yişing
Xie Na - ŞieNa
Eunhye - Inye
Jongdae - Conde
(Diğerleri ise yazıldığı gibi)
Okunmaktadır. Lütfen saçma sapan okuyarak karakterleri rencide etmeyiniz. İksiena diye okuyanları özellikle uyarmış olalım. Teşekkür ederim.
Kısa bir bölüm olduğu için baştan özür diliyorum. Daha uzunlarına inşallah♥
İyi okumalar...
Bizim evin onda biri bile olamayacak küçüklükteki Park ailesinin evinin önüne geldim. Bir gün çocuklarımla beraber büyükanne-babalarını ziyarete gelirim düşüncesi ile adresi telefonuma not almıştım. Taksi şoförüne Koreli taklidi yaparak adresi söyledim. Neyse ki bu ülke de Serie gibi beni tanımıyordu. Estetikli Korelilerden daha yakışıklı olduğum için bakanlar olsa da kimse bana dikkatlice bakmadığı için sorun çıkmamıştı.
Taksi şoförüne parayı verip kapının önüne geldim. Eunhye'ye zaten mesaj atmıştım o yüzden kapı açılıverdi.
"Sen..... İnanmadım ilk başta.... Niye......?" Kendi çapında güzel olan ufak boylu kıza başımla selam verdim ve içeri girdim. Acayip hızlı konuştuğu için dediklerini anlayamamıştım.
"Sayın annem ve babam neredeler?" Sinirimden önce kadınımın ailesi geliyordu tabi ki.
"Luhan dur biraz. Serie nerede?"
"Evde yoklar mı?"
"Beraber tatile çıktılar. Evde sadece ben ve-" Eunhye durdu ve ne diyecektiyse vazgeçti. Ne diyeceği cidden umurumda değildi.
"İyi tamam. Ben böyle daldım ama benim işim vardı burada."
"Serie nerede?" Dedi tekrar. Kızmış gibiydi.
"Çin'de."
"Sen ne alaka peki?"
"Sehun'un nerede yaşadığını sormaya geldim." Bir süre baktı.
"Ne için?"
"Bir konuda istişare yapmamız gerek."
"Serie ile yakın olduğun ne kadar da belli, bahane bulurkenki saçmalamalarınız bile aynı. Yutmadım maalesef. Gerçeği söyle."
"Erkek erkeğe bir mesele, seni ilgilendirmez." Gözlerimi etrafta gezdirirken duvardaki tablolara rastladım.
"Nerede yaşadığını bilmiyorum." Saçlarını bileğindeki lastik ile bağlayıp gitti. Hemen peşinden takip ettim.
"Nasıl bilemezsin, o senin kuzenin."
"İçecek ne istiyorsun?" Elindeki kahve ve çay paketleri ile dolu kutuyu gösterdi
"Bir şey istemiyorum."
"Sehun un belli bir evi yok. O bir salak."
"Hadi Eunhye biliyorsundur." Sevgilimin kardeşi sayılan bir kıza kur yapmak şerefsizce bir davranış biliyorum ama başka kozum yok.
"Başım ağrıyor Sayın Prens, biliyor musun? Maria biliyordur ona sor." Eunhye çok artist bir şekilde başını ovarak salona doğru gitti. Hayır, Prens olduğumun farkında, niye böyle saçma hareketler yapıyor?
"Maria biliyor ama kuzeni bilmiyor mu?" Telefonumu açıp Maria adında biri kayıtlı mı diye baktım. Çok güzel değil mi, baldızım da umurumda değilmiş. Numara falan yoktu.
