Dört arkadaş akşama kadar gezdik. Resmi olarak sap değilim, Serie adında garip bir insan ile sevgiliyim fakat kız hep Xie Na ile gezdiği için yine sap kaldım. Neden?
Sence Yixing ile mi yoksa senle mi gezmek isterim sayın atarlı kahya?
"Yarın benim dersim yok. O yüzden tüm gün uyuyacağım. Telefonla arayan ya da kapıma dayanan olursa çok pis döverim biliyorsunuz." Serie kamu stopu verip gitti. Yixing in arabasıyla gezmiştik ve şu an Serie nin evinin önündeydik.
Acaba arabadan insem mi? Acaba? Hmmm.
"Haydi hayırlı akşamlar, Allah rahatlık versin." Kapıyı kapatıp Serie nin arkasından gittim. Serie kapıyı zorluyordu. Gören hırsız sanır.
"Anahtarınızı mı kaybettiniz bayan?" Sesimi kalınlaştırayım derken boğazımdan oluyordum lan.
"Luhan ne yapıyorsun burada? Niye evine gitmedin? Ne yapıyorsun? Bir de sapık kılığına girmeye çalışıyor. Ne var?"
Yixing in bugün defterinden okuttuğu ufak bir paragraf;
"Serie eğer çok heyecanlanırsa saçmalar. Etkilenince saçmalar. Aşık olunca saçmalar. Ard arda garip cümleler kurar. Luhan ı görünce genellikle saçmalıyor zaten."
"Yarın okulun yokmuş." Ben bir şeyler yapacağım ama durun.
"Ne güzel de idrak edebiliyorsun sen öyle.."
"Sevgililerin yapması gereken bir takım olaylar vardır Serie." Ona doğru yaklaştım. Nefesini tuttu. Sol elimi uzatıp kilit üzerindeki anahtarı çevirdim ve kapıyı açtım.
"Çok sağ ol kapıyı açtın. Şimdi git." Gülümseyip içeri girdi. Ama yapma böyle.
"Serie." Kapıyı kapatacakken elimle engelledim. Ondan daha güçlüyüm niye anlamıyor?
"Luhan git. Yixing i ararım yoksa."
"Niye?"
"Nedeni yok."
"Serie lütfen içeri gireyim niye böyle yapıyorsun?"
"Sana alışamadım diyorum ama sen zorluyorsun kafasını kırdığımın adamı!" Ben.. sadece sustum.
"Özür dilerim." Telaşlandım. Ya beni sevmekten vazgeçerse?
"Tamam özür dileme sen bir şey yapmadın." Serie bana birden bağırıp sonra yumuşuyordu. Beni seviyor biliyorum.
"Yani?" Güldüm.
"Tamam gel yemek yiyelim." Kapıyı açık bırakıp içeri girdi.
Zafer kazanmak kavramının temsiliyim.
"Yine o sağlıklı dediğin sebze bahçesi yemeğinden mi yapacaksın?" Mutfağa girip masaya oturdum.
"Benim tarifim o yemek. Laf atma." Bana atılan el havlusu maalesef yanımdaki duvara isabet etti.
"Ama yine de onu yemeyelim." Sevimli gözükmeye çalışıyorum bi' sn.
"Çorba var." Buzdolabını karıştırmaya başladı.
"Çikolata falan yok mu? Ya da cips.."
"Öyle şeyler yemediğimi biliyorsun Luhan."
"Neden bu kadar garip bir insansın?"
"Garip mi? Git lan o zaman. Git." Yine atarlandı.
"Bak işte böyle tam kavga ederken birden öpeceğim mal gibi kalacaksın."
"Luhan o dizileri izleme diye milyon kez söyledim. Yeter artık."
"Evet, evet."
Sonuçta sebze yemeği yedik ve okul hakkında konuştuk. Serie yıl tekrarı yapmaktan kurtulmuştu. Yani iki yıl sonra Çin'de işi kalmayacaktı. İki yıl uzun bir süre. Evlenir çocuk bile yaparız. O zaman sorun yok.