Multimedya: Nur - Mina - Ekin
"Bir yere mi gidiyordun Mina?"
-6-
"Kahretsin!"
Hiç beklemediğim anda gelen sesle irkildim ve gözlerimi kapayarak inledim. Arkamı dönmemle birlikte Kayra'yı tam karşımda gördüm. "Senin burada ne işin var?" diye sordum.
"Beni burada görmeyi beklemiyordun galiba?" İğneleyici bir şekilde laf sokarken gözlerini kısarak bana baktı. Kedi yavrusu misali gözlerimi ona çevirdim ve ona bakmayı sürdürdüm. Uyuduğunu sanmıştım ama yanılmıştım.
"Kayra... Ben... Uyudun sanmıştım."
"Neden gidiyordun?"
Gözlerindeki derin ifade gecenin karanlığında bile belli oluyordu. Işıklardan yansıyan parıltı yüzüne vuruyordu ve ben onu net seçebiliyordum. O derin ifade; kırılmışlıktı, hüzündü. Ona hiçbir şey demeden, bir veda bile etmeden kaçıp gittiğimi sandığı için ona ihanet etmişim gibi bana bakıyordu. Onun iyiliklerine karşı onu yok saydığımın ve nankörlük ettiğimin farkındaydı.
"Gitmeliyim."
"Neden? Neden gitmen gerek? Sana her şeyi sundum. Sana iyilik yaptığımı sanıyordum."
"Yapıyorsun. Her şey için teşekkür ederim ama gitmem gerek."
"Neden Mina?"
"Bu evde seninle birlikte kalmaya devam edersem... Herkesin gözünde bir sürtük olarak gözükeceğim."
'Hah' dercesine bana baktı ve kaşlarını çattı. "Tüm gitmek istemenin nedeni bu muydu?" diye sorunca gözlerimi devirerek, "Evet, bu." dedim.
"Hale'nin veya bir başkasının senin hakkında ne dediği veya ne düşündüğü umurumda bile değil. Senin de olmamalı."
Bavulumu bıraktıktan sonra ona döndüm ve konuşmaya başladım. "Senin için söylemesi kolay tabii! Sürtük damgası yiyen sen değilsin."
"Umurumda değil Mina. Sen kendinin kim olduğunu bilmiyor musun? Bu yetmez mi?"
Bana meydan okurcasına atılınca ona hak verdim. Şu zamana kadar insanların dedikleri ve düşündükleri ile ilgilenmiştim. Bunlar benim ilgi noktam olmuştu. Hayatımda yeri olmayan insanların düşünceleri de hayatımda olmamalıydı. Bana bunu hatırlattığı için ona minnettardım.
Gözlerimden bir damla süzülünce kendimi sıktım. Ağlamak asla istemiyordum. Bu benim güçsüz olduğum anlamına gelmezdi. Bunu hissetmiş olacak ki bana yaklaştı ve "Ağlama sakın." dedi. "Seni ağlatmalarına asla izin verme." deyince bir kurtarıcı edası ile bana sarıldı. Benim kahramanım. Yakın arkadaş gibiydik. Birbirine yardımcı olan iki yakın arkadaş.
"Yanımda olduğun için teşekkürler Kahramanım."
Telefonuma kaydettiği şeye gönderme yaptığımda gülümsedi. Gülümsedik.
~
Shameless dizisinin tema müziği kulaklarımda çın çın çınlarken gözlerimi zorlukla araladım. Neden filmlerdeki oyuncular ya da kitaplarda olan karakterler gibi düzgün, dağılmamış bir saçla uyanamadığımı sorguladığım bir sabahtı. İstemeyerek de olsa kalktım ve ilk iş olarak perdelerimi açtım. Genelde perdelerimi annem açardı ve ben yüzüme yüzüme çarpan güneş ışığı ile uyanırdım. Ya da zorla uyandırılırdım. Annemin yokluğu en ufak bir şeyde bile hissediliyordu.
Artık buraya yerleşmiş olduğum için kıyafetlerim bavulda değil, dolaptaydı. Bundan dolayı dolabın önüne geçtim. Bir kot etek ve bordo renk inçe bir kazak giydim. Saçlarımı maşaladım ve düğüne gider gibi gözükmek istemediğim için fırça yardımı ile bukleleri açtım. Hızlı adımlarla aşağı indiğimde etrafa bakındım. Kayra'nın daha uyanmamış olduğunu gördüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014
Teen FictionÜniversite için şehir değiştiren Mina'nın değişen tek şeyi şehri değildir. Hayatına giren her şey, her insan onu yeni bir değişim içine sürükler. "Durup baktın göz ucuyla, başka biri vardı yanında." "Sakin kalamazdım, benim olacağını bilmesem." • 'e...