Multimedya: Mina- Hera
Yavaş adımlarla yan bahçeye geçtik. Bahçeler birleşik olduğu için kolayca geçmiştik. Gözlerimi bahçede gezdirdim. Kapının önündeki üç minik basamağın önü kolilerle doluydu. Kapının önünde duran kızı görünce ona doğru yürümeye başladık. Kızın elinde bir koli vardı ve arkası bize dönüktü.
"Merhaba."
Kız bize dönünce şok olduk. Kendime hakim olamadım.
"Hera?"
-10-
"Senin burada ne işin var?"
Onu gördüğüm andan itibaren aralanan dudaklarım ve kalkan kaşlarımla ona bakmayı sürdürdüm. Şu anda burada görmeyi umduğum en son insan şuanda tam karşımda duruyordu. Elindeki koliyi bıraktıktan sonra ellerini belini yerleşti ve bana döndü.
"Asıl senin... Yani sizin burada ne işininiz var?"
Tam cevap verecektim ki Kayra benden önce atladı. "Biz beraber kalıyoruz."
Kayra'ya dik dik baktıktan sonra Hera'ya döndüm. Bir bana bir de yanımda dikilen Kayra'ya cilveli cilveli bakmaya başlamıştı bile. Şimdiden aklında onlarca saçma şeyler oluşmuştu ve birazdan üzerime oynayacaktı.
"Seni dinliyorum Hera."
"Büyükbabamlardan kalan yazlık burası işte. Ben İstanbul'da olduğum sürece burada kalacağım."
Anladığımı belirten mimikler yaptıktan sonra ona döndüm ve Kayra'ya gitmesi için kaş göz işaretleri yaptım. İlk başta suratıma öküzün trene baktığı gibi baksa da sonradan gönderebilmiştim. Onu gönderince Hera bana kenarda duran salıncağı işaret etti.
"Bu kadar tesadüf olabilir mi?" diye sordum.
"Büyük babamın vasiyeti... Burası onlarca kuzenim varken bana kalmış. Beni çok seviyor olmalıydı."
"Elbette seviyordu." dedim. "Senin onda farklı olduğun aşikardı. Bu dünyadan göçmeden önce bile seni düşünmüş."
Yüzüne belli belirsiz bir gülümseme yerleşince bende gülümsedim. Hera'nın büyükbabası Mehmet Amca'yı çocukluğumdan beri tanıyordum. Torunlarına düşkün biriydi ama Hera'ya karşı daha ilgiliydi. Hera'yı kaybetmiş olduğu eşine benzetmesi Mehmet Amca'nın gözünde Hera'yı özel kılıyordu. Mehmet Amca bu yaz ölen eşinin yanına gidince en çok üzülen Hera olmuştu ama Mehmet Amca gitmeden önce bile Hera'yı düşünmüştü.
"Bunları konuşup senin canını sıkmayalım."
"Önemli değil." diye mırıldanıp gökyüzüne baktı. "Huzur içinde yatsın."
Konuyu değiştirme vaktinin geldiğini anladığımda hafifçe öksürdüm ve ona döndüm. "Hera... Şey... Ben bugün için özür dilerim."
"Niye özür diliyorsun ki? Ne zaman bir yerde kavga çıksa Hera en önde. Belki de kavganın içinde. Yani onu suçlamak daha kolay. Tabii, sende çok haklısın."
"Ben öyle demek istememiştim. Yani Serkan iyi bir çocuk. Bir kızla asla kavga etmez. Bir kızla tartışmaya bile girmez. Ondan çok şaşırdım ben."
"Ha Hera kötü bir insan?" dedi gülerek. Anlaşılan affedilmiştim de naz yapıyordu.
"O kadar kelime içinden bunu mu anladın?" dedim homurdanarak. O ise gülmeye başladı. "Of. Gel buraya salak. Affettim seni." Kocaman birbirimize sarıldık.
"Eski günlerdeki gibi ha?"
Kafamı sallayarak gülümsedim.
"Neyse. Gideyim artık ben. Kayra merak etmesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014
Teen FictionÜniversite için şehir değiştiren Mina'nın değişen tek şeyi şehri değildir. Hayatına giren her şey, her insan onu yeni bir değişim içine sürükler. "Durup baktın göz ucuyla, başka biri vardı yanında." "Sakin kalamazdım, benim olacağını bilmesem." • 'e...