41- Pürüz (Herkan)

15.6K 630 21
                                    

Multimedya: Hera & Serkan

-41-

Kulaklarımı neredeyse sağır edecek ses klasik iPhone zil sesine aitti. Bu sesten nefret etmeme rağmen hala neden zil sesimi değiştirmediğimi düşünürken telefonum ısrarla çalmaya devam ediyordu. Telefonumun daha fazla acı acı bağırmasına dayanamadım ve komodine vura vura elime geçirdim.

"Pardon da şu an sabahın bir köründe beni o tatlı uykumdan uyandıran zalimin evladına sövmemek için kendimi zor tutuyorum."

"Bir yavaş gel güzelim." Zalimin evladı bulunmuştu."Hem sen... Telefonlarını böyle mi açıyorsun?"

"Hayır." deyip yutkundum. "Sabahın bir köründe rahatsız edip uykumu bölen insan evlatlarına böyle açıyorum."

"Sabahın bir körü?"

"Ay! Hasta mı oldun? Sen aramazsın yoksa sabah sabah. Geliyorum otele?"

Birkaç saniye öncesine kadar yatakta debelenip gözümü bile açamazken hasta olduğunu öğrenince bir anda yataktan fırladım. Tam ağzımı açıyordum ki karşı taraftan kahkahalar geldi.

"Dur canım. Ben iyiyim de sen iyi değilsin galiba? Yoksa uyku sersemi olduğun için mi saçmalıyorsun? Ya da... Sen beni merak mı ettin?"

"Sadece sabahın bir köründe uyandırıldığım için bu kadar sinirliyim!"

"Sanırım üçüncü şıkkı atladın güzelim. Sen beni merak ettin."

Sesi iyice keyifli gelmeye başladığında, kızarmıştım. Ya ben nasıl kızarabilirdim ki! Ergen kızlar gibi. Şu anki yüz ifadesini tahmin edebiliyordum. Kesin pis pis sırıtıyordur şimdi.

"Serkan!" dedim 'n' harfini biraz uzatarak. "Bak, hem beni sabahın bir köründe uyandırıyorsun hem de sinirlerimle oynuyorsun ya! İlk günümüzden beni katil etme istersen?"

"Ölmek için daha gencim güzelim." dedikten sonra kahkaha attı. "Ayrıca iki saatten beri bir tutturmuşsun 'sabahın körü' diye. Saat akşam altı buçuğa geliyor. "

"Ne?" diye haykırdım. "Ciddi misin?"

"Evet. Buçuk olmuş hatta."

Bu kadar fazla uyuduğuma inanamıyordum. Aslında haksız da sayılmazdım. Dün, benim için oldukça yorucu bir gün olmuştu. Mina'yı zorla alışverişe götürmüştüm. Alışverişte pürüz çıkmıştı. Mina'yı doğum gününe hazırlamış, parti alanına gelene kadar akla karayı seçmiştim. Daha öncesinden beri uğraştığım partide biraz dağıtmış, parti sonrası için Kayra'ya yardım etmiştim. Parti sonunda Serkan beni öpmüştü. Havuza düşmüştük. Beni tekrar öpmüştü. Sevgili olmuştuk.

"Güzelim, orada mısın?" Telefonun diğer ucundan telaşlı bir ses gelince uzun zamandan beri düşündüğümü fark ettim.

"Ben buradayım. Hem sen beni niye aradın?"

"Unuttun mu? Sen benim sevgilimsin. Asıl seni aramazsan triplere girersin."

Nasıl da iyi tanıyordu beni.

"Neyse. Benim seni arama amacım seni uyandırmak veya sinirlendirmek değildi. Akşam sekizde bir yere rezervasyon yaptırdım. Bir saat sonra seni almaya gelirim."

"Du-Du-Dur bir dakika!"

Ve bum! Telefon suratıma kapandı. Olduğum yerde sinirden örtüleri teptim. Yüzüme telefon kapatılmasından nefret ederdim. Şu anda onu parçalara ayırmak istiyordum. Bacaklarımla üstüme örttüğüm örtüyü ittirdim ve bacaklarımı yataktan sarkıttım. Banyoya gidip rutin işlerimi yaptım. Sonra annemlere bir bakmak için aşağı indim. Salonda veya odalarda yoktular. Hem su içmek için hem de annemlere bakmak için mutfağa gittim.

Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin