Multimedya: Ada-Mina ❤️ (çok tatlı değiller mi)
-34-
Hera'dan...
Hava kararmaya başlamıştı ve hemen döneceğim diyen Mina hala ortalıkta yoktu. Mina çıktıktan sonra Bahar Teyze'ye Kayra hakkında olan biteni anlatmıştım. Sonradan anlattığıma pişman olmuştum çünkü Mina sabahtan beri yoktu ve telefonu kapalıydı. Hepimiz meraklanmış ve endişelenmiştik. Minalar'daydık ve herkes zilin veya telefonun çalmasını bekliyordu. Annem Bahar Teyze'yi sakinleştirmeye çalışıyordu. Kaya Amca, kendini suçlu hissediyordu. Mina'ya vurduğundan dolayı evden kaçtığını düşünüyordu. Her ne kadar da 'onun için gitmemiştir' desemde inanmıyordu.
Annem Bahar Teyze'ye bir peçete uzattı. "Seni daha iyi hissettirecekse dışarı çıkıp arayalım."
Bahar Teyze, burnunu sildikten sonra tekrar anneme dönüp ağlamaya başladı. "Ya bulamazsak?"
"O zaman son çare olarak polise başvururuz." dedi babam.
Bahar Teyze'nin daha çok kalbine inmişti çünkü evden kaçma ya da kayıp vakası olarak adlandıramadığımızdan dolayı belli bir süre polise gitsek de işlem başlatmazlardı. Üstelik Mina reşitti. Polis hemen yardımcı olamazdı.
"Mina koskocaman bir kız. Kafa dinlemek istiyordur belki arkadaşım."dedi annem sarılırken. Bahar Teyze de kafasını iki yana salladı. "Hiç böyle yapmazdı. Her şeyini anlatırdı kızım bana. Neden böyle oldu şimdi?" Mina'nın annesine bunu yapmaya her ne olursa olsun hiç hakkı yoktu.
"Hera?" Mina'nın babası Kaya Amca bana biraz yaklaştı ve kulağıma fısıldadı. "O hergeleyle olmasın? Sen biliyor musun?"
"Hayır." dedim yutkunarak. Kaya Amca'ya yalan söylemek hiç istemiyordum ama Mina'nın Kayra'ya gittiğini söyleyemezdim. Adam zaten kendisini suçlu hissediyordu. Kayra'yı kurtuluş olarak gördüğünü sanıp yanına gittiğini sanar ve işler daha fazla boka sarardı. Çünkü Mina hesap sormaya gitmişti.
"Haydi çıkalım, hanımlar. Yakın çevreden başlayalım."
Kafamı sallayıp "Tamam baba." dedim.
"Hey, hey, hey? Sen nereye geliyorsun küçük hanım?"diye sorduğunda gayet normal bir şeye cevap verir gibi "Arkadaşımı aramaya." dedim. Annem bana bakarak gözlerini devirdi. "Hera saçmalama! Bir de seni kaybedemeyiz. Hem çocuklara kim bakacak?"
"Ne çocuğu anne ya!"diye söylendim. "Arkadaşım yok. Bebek bakıcısı mı olayım?"
"Evet, tam olarak."
Ada ve Sahra içeride oyun oynuyorlardı. Anneme olamaya ve itiraz etmeye başladım. Ama annemin yaptığı tek şey yanaklarımı tutmak oldu. "Çocuklar senin sorumluluğunda. Mina'yı bulursak sana haber vereceğiz tatlım."
"Çok kötüsün." diye homurdandım.
"Haydi görüşürüz." deyip kapıyı suratıma kapattığında yanaklarımı şişirdim.
"Abla!"
"Ne var Ada?"
"Sadece acıktığımı söyleyecektim. Kızdın mı?"
Ona bağırdığımda yüzünü asıp ve dudaklarını büktü. Annemlere sinirimi ondan çıkardım diye kendimi kötü hissettim ve yanağını sıkıp gülümsedim. "Kızmadım aşkım, neden kızayım?" Ben yeşil ışık yakınca o da gülümsedi. "Haydi Sahra'yı da çağır. Beraber yersiniz." Ada koşturarak odaya gittiğinde ben de mutfağa gittim. Bahar Teyze pilavla taze fasulye yapmıştı. Ocakta onları ısıttıktan sonra tabaklara koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014
Novela JuvenilÜniversite için şehir değiştiren Mina'nın değişen tek şeyi şehri değildir. Hayatına giren her şey, her insan onu yeni bir değişim içine sürükler. "Durup baktın göz ucuyla, başka biri vardı yanında." "Sakin kalamazdım, benim olacağını bilmesem." • 'e...