-16-
Şuan sadece ağlıyor ve koşuyordum. Nefesim kesilmek üzereydi ama umursamıyordum. Bir anda gözlerim karardı ve yere çakıldım. Akşama doğru biraz yağmur yağdığı için yerler hala ıslaktı ve bazı yerlerde su birikintisi vardı. Tam da su birikintisine düşmüştüm! Elbisem, saçlarım, her şeyim batmıştı. Ama umrumda değildi. Oturduğum yerden ayağımdaki topuklu ayakkabıları çıkardım ve elime aldım. Ayağa kalktım ve koşmaya devam ettim. Bir an önce eve gitmeliydim.
Kayra gelmeden, bir an önce, eve gitmeliydim.
Kayra'dan...
Mina, öylece gitmişti. Bense arkasından bakakalmıştım. O sırada yanımda Bora piçi belirmiş, sinsi bir gülüş attıktan sonra kapıdan o da çıkmıştı. Şuan onu dövmemek için zor tutuyordum!
Bizimkilerin yanına gittim. Hera ağlıyordu. Göz yaşlarını elinin tersi ile sildi ve bana tiksinir gibi baktı. Masadaki çantasını alıp yanıma geldi ve bana bir tane tokat patlattı. Bunu Mina bile yapmamıştı. Bu kıza ne oluyordu! Bana biraz daha yaklaştı ve kulağıma "Mina'ya yaptığın şeyi ödeteceğim. Sakın Mina'nın yanına yaklaşayım deme, üzülen sen olursun." diye fısıldadı. Daha sonra da omzuma çarpıp gitti.
Ekin, elleri ile saçlarını çekiştirirken, "Sana inanamıyorum... Nasıl yaptın bunu?" diye inledi. Ekin'in sözünü kesip Nur başladı konuşmaya. Yakalarımdan tutup çekiştirmeye başladı. "Kayra, sen nasıl Mina'nın üzerine bahse girersin ha? Lanet olsun! Böyle biteceğini hiç düşünmedin mi?"
Doruk, Nur'u üzerimden zor çekmişti. Lanet olsun o da ağlıyordu! Sadece o değil ki, Ekin'de yere oturmuş ağlıyordu. Onu sakinleştirmeye çalışan ise sevgilisi Özgür'dü.
"Hadi dağılın millet! Parti bitti. Dağılın!"
Ekin, bir anda yerden kalkmış, tokadı suratıma patlatmıştı. Anlamayarak ona bakakaldığımda, konuşmaya başladı. Adeta cırlıyordu. "Se-Sen hala ne partisinden bahsediyorsun ha? Ne yaptın sen Kayra, ne yaptın?" Ekin'e sarıldım. Hala ağlıyordu. Onu "Tamam, geçecek ağlama." diyerek sakinleştirmeye çalıştım.
Ne geçmesinden bahsediyordum ki ben! Her şey boka sarmıştı.
Mina'dan...
Koşa koşa eve gelmiştim. Hemen çantamdan anahtarımı çıkartıp eve girdim. Koşa koşa yukarı çıktım. Zaman kaybetmemem gerekiyordu. Yatağımın altında duran bavulumu çıkardım ve yatağın üzerine koydum. Dolaptaki kıyafetlerimi bir çırpıda bavuluma doldurdum. Aynı şekilde ayakkabılarımı ve çantalarımı da bavula tıkıştırdım. Zar zor aşağı indirdiğim bavulumla gidiyordum ki aklıma bir şey geldi.
Kayra'nın bana verdiği paralar ve kredi kartları!
Hepsini masanın üzerine koydum. Evet, her şey tamdı. Şimdi gidebilirdim. Bavulumu sürükleyerek dışarı çıktım. Annemlerin her ay bana gönderdikleri paraları iyi ki biriktirmiştim! Şimdi otelde kalabilirdim. Bahçe kapısından çıkarken Hera'nın eve geldiğini gördüm. Ona yakalanmadan sağa dönüp yürümeye başladım.
"Mina!"
Gözlerimi kapatıp bir küfür savurdum. Hera, beni görmüştü. Beni şimdi asla bırakmazdı. En iyisi duymamazlıktan gelmekti. Adımlarımı hızlandırdım ve bavulumu çekiştirmeye devam ettim. Bir anda arkamdan çevirdi beni. Soluk soluğa kalmıştı. "Ne koşturuyorsun beni bu topuklularla be!" Hafif bir tebessüm ettim. O da gülümsedi ama kısa süre sonra endişeli bir hal takındı.
"Bu bavulla nereye gidiyorsun?"
"Bir otele."
Kaşlarını hafifçe çattı. Ne değişken bir ruh hali vardı bu kızın! "Saçmalama! Hem ben ne güne duruyorum burada?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014
Teen FictionÜniversite için şehir değiştiren Mina'nın değişen tek şeyi şehri değildir. Hayatına giren her şey, her insan onu yeni bir değişim içine sürükler. "Durup baktın göz ucuyla, başka biri vardı yanında." "Sakin kalamazdım, benim olacağını bilmesem." • 'e...