19- Kamp Hazırlığı

22.6K 863 18
                                    

Multimedya: Nur- Serkan

-19-

Sabaha gözlerimi araladığımda başım çatlıyordu. Gece geldiğimizde hemen uyuyamamıştım ve uykumu alamadığım için yorgun hissediyordum. Yataktan sürünerek kalktım ve banyodaki rutin işlerimi halletmeye gittim. Buz gibi su yüzüme çarparken titriyordum. Bu işkenceye daha fazla dayanamayacağımı anlayıp musluğu kapattım. Paytak paytak dolabın karşısına geçtim. Kot pantolon ve kırmızı kazağımı giydim. Aşağı indiğimde Hera çoktan üstünü giyinmiş, kahvaltı ediyordu. "Başım çatlıyor." diye homurdandım.

"Kahve ister misin?"

"Hayır, karnım aç."

Masaya oturdum ve hemen tıkınmaya başladım. "Bir ay sonra sınavlar başlıyor." dediğinde her an küfredecek gibi duruyordu.

"Biliyorum. Ama korkmuyorum ben. Şu olaylardan sonra kendimi derse verdim, biliyorsun."

"Ah! Evet. Mina sana bir şey soracağım, ama bana kızma lütfen." diye mırıldandığında, sorar bakışlarımı ona yolladım.

"Ne zaman Kayra'ya evet diyeceksin? Senle barışmak için götünü yırtıyor."

Elimdeki bir dilim kepekli ekmeğe, çikolata sürerken, "Evet demeyeceğim. Hiç bir zaman. Umurumda da değil." diye homurdandım. Bana gülümsemeye başladıktan sonra ağzına bir lokma ekmek attı. "Aferin kızım. Ölmek var dönmek yok."

"Kayra'yı savunacaksın sanmıştım."

"Ne savunacağım o şerefsizi be!" diye cırladı. "Seni denemek için yapmıştım."

"Kalbin yok." diye cevap verdikten sonra ne zaman silip süpürdüğümü anlayamadığım tabağıma baktım. Kayra, konusu açılınca dikkatim dağılıyordu. En sevdiğim eylem olan yemek yemeyi bile yaptığımdan haberim yoktu. Arayı kapatmak için tabağımı bir daha salatayla doldurdum. İki dilim peynir ve birkaç zeytin aldıktan sonra reçel tabağını önüme çektim. Evet, kahvaltıda bin kalori alan insanlardandım.

"Doydum ben." Hera yine kuş kadar yiyerek masadan kalktı. O dişlerini fırçalayıp dudak makyajını tazelediği sırada kahvaltımı bitirdim ve etrafı topladım. Odamdaki banyoya çıktım ve dişlerimi fırçaladım.

İkimiz de hazır olunca ceketlerimizi giydik ve evden çıktık.

Kayra'dan...

İki sıkıcı dersten çıkmış bahçede bizimkilerle oturuyorduk. Dün geceden sonra belki en ufak bir şey alevlenir diye düşünmüştüm ama ateş düştüğü yeri yakıyordu. Dün geceden daha kötü bir şey varsa sabahın dokuzunda derse girmek zorunda olduğumdu. Mina'nın ise dersi öğleden sonraydı. Her an gelebilirdi, gözüm kapıdaydı.

"Şimdi ne yapacaksın Kayra?"

"Bilmiyorum ama... Mina'yı tekrardan geri kazanmam lazım." diye cevapladım Ekin'i. Dinlediğim bir şarkı sözünde geçen cümle aklıma geldiğinde ona daha fazla katılamazdım. 'kaybedince daha çok seveceksin' Mina'yı ilk öpmem tamamen tesadüfen gelişmişti. O an onu öpmek istemiştim ve öpmüştüm. Bora ile iddiaya girmemiz belki yanlıştı ama yaptığım en doğru yanlıştı. Kazanacağım araba umurumda bile değildi. Sadece Mina o Bora şerefsizinden zarar görmesin diye girdiğim bir iddiaydı ama sonucunun bu olacağını tahmin dahi edemezdim.

Mina ise... O farklıydı. Dışarıdan sıradan bir insan gibi görünse de içi oldukça farklıydı. Hale'den farklıydı mesela. Mina'nın hayal dahi edemeyeceği aklına gelmeyeceği şeyleri Hale ile yaşamıştım ama büyük ihtimal Hale'nin hayatı boyunca yaşayamayacağı şeyleri Mina ile yaşamıştım. Mina, konser biletine sevinen Hale ise konser biletine veren bir kızdı. Mina sokakta gördüğü kedinin başını okşayan Hale ise pirelidir diye yolunu değiştiren bir kızdı. Hale'den hoşlandığımı sanırdım ama sanırım bana verdiklerinden hoşlanmıştım.

Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin