18- Bar

21.9K 938 13
                                    

(1 HAFTA SONRA.)

Mina'dan...

Güne yere düşmüş yastığıma küfür ederek başladım. Gözlerimi ovuşturarak banyoya ilerledim ve rutin işlerimi hallettim. Dolabın önüne geçtim. Bir kot ve dekolteli bir üst giydikten sonra kot ceketimi üzerme geçirdim. Saçlarımı yukarıdan bir topuz yaptım. Bugün makyaj havamda olmadığım için sadece ruj sürdüm. Hazırdım. Aşağı indiğimde Hera'nın da hazır olduğunu gördüm. "Haydi çıkalım!" dediğimde, kafasını salladı. Antredeki dolaptan konverslerimi aldım ve sıkı sıkı bağladım. Hera, ile evden çıktık. Durağa doğru yürümeye başladık.

"Bugün bir karaoke bara gidelim, ne dersin?"

"Aslında... İyi olabilir."

"İstersen diğer kızlara da haber verelim? Seni çok merak ediyorlar."

"Ben iyiyim, gerçekten. Merak etmelerine hiç gerek yok. Ama söylerim, isterlerse gelirler." Bana Kayra'yı hatırlatan hiçbir kişinin veya nesnenin yakınımda olmasını istemiyordum ama o şerefsizin faturasını kızlardan kesemezdim bu acımasızca olurdu.

"Ne düşünüyorsun?" Hera'nın sesi ile irkildim. "Daldın, gittin yine. Ne düşünüyordun?"

"Hi-Hiçbir şey."

Hera, inanmadığını açıkça belli ederek tek kaşını kaldırdı. Bazen ne kadar da aptal oluyordum ben. Sanki beş yaşındaki bir çocuğu kandırıyordum da inanmasını bekliyordum. "Kayra'yı düşünüyordum. O benle eğlenirken benim onu nasıl sevdiğimi düşünüyordum." Hera, bana söylettirdiğine pişman olmuşcasına bakmaya başladığında koluna girdim.

"Önemli değil. Üzülme."

~

Okula gelmiştik. Bu rutin genelde Kayra'nın arabasıyla olurdu ama olaylardan sonra otobüse kalmıştık. Her gün taksiye verecek paramız yoktu. Binaya girmeden önce kantinin tam karşısındaki -Kayra'ların masasına- masaya baktım. Kendimle ne kadar savaş versem de bugün yenilmiştim. Kayra, hariç çoğu oradaydı. Hera ile oraya doğru yürümeye başladık. "Merhaba." dedikten sonra boş bir yere oturdum.

Ekin, Nur, Serkan, hep bir ağızdan 'merhaba' dediler. Hera, direkt konuya girdi ve konuşmayı başlattı. "Akşama karaoke bara gidiyoruz da siz de gelmek ister misiniz diye soracaktık."

Ekin, "İsterdim ama Özgür'le çıkacaktık bu akşam." dediğinde, gözlerim Emre'ye kaydı. Sonuçta eskiden sevgililermiş ve şimdi bunları duymak... Onun açısından zor olmalıydı. Tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Yüzü düşmüştü.

Nur, "Canım, annemler bu akşam iş görüşmesine gidecekler ve Sıla'yı bana bırakacaklar. Anlayacağınız bugün çocuk bakıcısıyım." dedi kıvrımlı dudaklarını büzerken. Emre ve Doruk da hep bir ağızdan konuştular. "Al bizden de o kadar."

"Serkan, sen?" diye sorduğumda bana gülümsedi.

"Bana uyar. Sizi kaç gibi alayım?"

"Gerek yokt. Biz geliriz." Hera tısladığında Serkan onu umursamamazlıktan geldi. "Evet, gerek var. Şimdi söyleyin, kaçta alayım?" Hera, sinirli sinirli Serkan'a bakarken, oflamamak için kendimi zor tuttum. Kedi köpek gibilerdi. Şimdi kavgalarını dinleyecek halim yoktu.

"Akşam sekiz buçuk, dokuz gibi?" diye konuştum ikisini de umursamayarak.

"Tamam, alırım sizi."

Zoraki bir şekilde gülümsedim. İnsanlara hala daha kendimi kanıtlama gereği hissediyordum. Her ne kadar Hera önce kendime kanıtlamam konusunda ısrarcı olsa bile ötekileri daha çok umursuyordum. Kendime bir saygım yoktu. En azından şu en son olanlardan sonra özgüvenimle birlikte parçalanmıştı. Bir anda arkadan ayak sesleri hissettim. Arkamı dönmek istemedim çünkü gelenin kim olduğunu biliyordum.

Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin