23- Beklenti

18.3K 837 34
                                    

Multimedya: Mina-Hera-Hale

Çadıra geri döndüğümde bir çift sinirli gözlerle karşılaştım. Karşımdaki insan Hera olunca ürpermemek elde değildi. "Nerede kaldın sen?" diye soran Hera'ya ofladım. "Geldim işte. Sen abur cuburlardan ne habersin?" Hera'nın suratını bir anda gülümseme esir almıştı. Bu kadar da anlık değişken bir kız olması bazen beni korkutmuyor değildi.

Yerde duran cipsler, çikolatalar, çubuklar, içecekler beni benden almıştı. Dayanamayıp en sevdiğim cipsi, Lays Yoğurtlu'yu, aldım ve açtım. En sevdiğimdi ve çok lezizdi. Bana sadece bu cipsten verseler ömrümün sonuna kadar bununla doyabilirdim. Bir de ayrı fantezilerim vardı hiç sormayın. Ağzımın hepsini doldurur, çıkan çıtırtıları en sevdiğim melodilere döndürdüm.

"İkinci paketi yolla Hera!" diye homurdandım ağzımdakileri yutmadan.

"Sen de bana baharatlıları ver!"

Baharatlı cipsleri ona uzattığımda bana minnettar olmuşcasına baktı ki aynı şekilde ben de ona öyle bakıyordum. Biz cips için kuduran kızlardandık. Resmen ikimizinde bavulunda kıyafetten çok cips ve abur cubur vardı. Ayrıca şanslı kızlardandık. Yüzümüzde sivilce çıkmazdı.

"Biraz da Hoşbeşlere saldırmalıyım!" Cipslerden sonra en sevdiğim abur cubur Hoşbeş'di. Sonra Biskrem geliyordu tabii. Birde o kadar pis bir midem vardı ki anlatamam. Hiç bir şekilde midem bulanmazdı. Tatlı ile turşuları karıştırıp yiyen de bendim. Ayrıca film izleyeceğimiz zaman hep kesmeli biçmeli, şeyler seçerdim. Yanımdakiler mide bulantısından bakamazken ben alır cipsimi elime, büyük bir açlıkla izlerdim.

Hera, "Ne düşünüyorsun?" diye sorduğunda, sırıtarak, "İğrençliklerimi." diye cevap verdi. Hera, hemen tiksindiğini belirten bir yüz ifadesi takındığında "Tamam, ben sizi yalnız bırakayım. Düşüncesi bile midemi bulandırıyor." dedi.

Biz birbirimize gülüşürken bir anda çadırımızın fermuarı açıldı. Kafamızı kaldırdığımda Hale ve yanındaki kızı gülümseyerek bize bakarken gördük. Hale, davet beklemeden bedenini çadıra soktu. "Ooo! Kızlarımız aleme başlamış bile. Biz de gelebilir miyiz?"

"Geldin bile." diye homurdandı Hera. Onu dürttükten sonra "Tabii, geçin." diye cevap verdim. Hera, bir ilk yapıp iki kaşını birden kaldırdı, bana iğneleyici bakışlar atmaya başladı. Ona lavaboda olanlardan bahsetmemiştim. Bundan dolayı hala son olaydaki şeyi baz alarak nefret kusuyordu.

"Gelirken boş gelmedik. Biz de içecek bir şeyler getirdik."

"Hiç gerek yoktu. Zaten bizim içeceğimiz var." Bu homurdantı Hera'ya aitti.

Hale, elindeki viski şişelerini sallandırarak gülmeye başladı. "Tatlım. Emin ol, bunlardan iyisi yok. Hem bebekler gibi kola mı içeceğiz?" Hera'nın yüzü düştü çünkü kolaya tapardı. Çok çok önceden günde iki buçuk litre içtiğini bilirdim. Ona bu şekilde saldırılması onu sinirlendirmişti. Ortamı yumuşatmak adına gülümseyerek onay verdim. "Tamam. Bize uyar. İçebiliriz."

Hale, yanında getirmiş olduğu bardaklara viskileri doldurmaya başladı. Doldurunca bana ve Hera'ya uzattı. "Şunun kadar iyi gelen bir şey yok bu hayatta!"

Gülümsemeye çalıştım.

"Biliyorum sizinle iyi bir başlangıç yapamadık ama ben artık aramızın düzelmesini istiyorum." diye başladı konuşmasına Hale. "Az önce Mina ile de konuştuğumuz gibi. Artık aramızda sorun kalsın istemiyorum."

"Mina ile mi konuştuğunuz gibi mi? Ne zaman?"

"Az önce lavaboda karşılaştık."

Hera tek kaşını kaldırmış bir şekilde bir bana bir ona bakınca kendimi kötü hissettim. O da büyük ihtimalle ona bahsetmediğim için kendisini kötü hissediyordu. İçki bardağımı avuçladığımda gözüm Hale'nin yanındaki kıza kaydı. Kız hiç konuşmuyordu. Sadece içkisini yudumluyordu. İçkimi yudumlarak konuşmaya devam ettim.

Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin