37- Doğum Günü

18.4K 684 26
                                    

-37-

Mina'dan...

"Ya yine mi alışveriş!"

Asla ama asla değişmeyen şey bir kez daha tekrarlandığında Hera gözlerini devirdi. Ben onun beni peşinden alışverişe sürüklemesinden bıkmıştım, o da benim bıkmış olduğum alışveriş mızmızlanmalarımdan bıkmıştı. Seneler geçsede bazı şeyler hiç değişmiyordu.

"Sana diyorum ya, gidelim artık."

"O zaman akşamki partiye gece yatarken giydiğin şortlarla git hanımefendi."

Gözlerimi devirdikten sonra koluna girdim ve beni vitrininde abiye elbiselerle süslü olan mağazaya sokmasına izin verdim. Çok geçmedi bir tane erkek görevli buldu. Huyudur, bir mağazaya girdiği zaman asla bir kadın görevli ile muhatap olmaz. Kadın olduğu için kendisini kıskanabileceğini ve kendisine yakışsa bile tersini söyleyebileceğini düşünür. Klasik Hera.

"Mekan havuzlu. Yani ona göre efil efil bir şeyler verirseniz güzel olur." Havuzlu detayı ben de mavi gözlü görevli ile aynı anda öğrenirken görevli geçmemiz için işaret etti.

"Fazla uzun!"

"Gri renk olmaz!"

"Geç!"

"Sarı sırıtır!"

"Şortlu bir kombin... Tamam, onu da ele!"

"Beyaz bu partiye olmaz!"

~

"Bu Mina'nın anlayışına göre uzun."

Mağazadaki adam büyük bir bıkkınlıkla Hera'ya döndü. "Bu sondu efendim."

Hera, ilk önce adamı şaka yapıyor zannetti. Sonra ise gülerek toparlamaya çalıştı. "Ne demek son elbise?" Hera, kaşlarını kaldırarak görevliye baktı. Hera önce şaka yapıyor zannetti ama sonradan kendini toparladı. Adamsa çok normal bir şekilde karşılayıp biraz da sinir bozucu bir ifade takındı.

"Hanımefendi mağazamızdaki tüm elbiseleri size gösterdim ama siz hepsine bir kulp buldunuz."

Hera'nın sinirlendiğini görebildiğim için hemen ayağa kalktım ve kulağına "Haydi, artık gidelim buradan." diye fısıldadım ama Hera duracak gibi değildi. "Hah! Ben mi kulp bulmuşum?" Kaos ortamı çıkmasın diye aralarına girmeye çalıştım. "Mağazanızda bir tane güzel eşya yok, sonra kulp bulan ben mi oluyorum?"

"İlhan Bey!" Görevli Hera'ya cevap verme tenezzülüne bile girmedi. "Hanımefendileri dışarı alalım, lütfen."

"Bırak!" diye cırladı. "İstenmediğim yerde durmam zaten."

Hera, sandaletlerinin topuklarını yere vura vura mağazadan kendini dışarı attı. "Hayret bir şey ya!" Düşen çantasını omzuna taktı. "Zaten mavi gözlüler salak olurmuş, geberemeyen büyükannem böyle derdi hep." Gülmemek için kendimi sıktım çünkü Hera da mavi gözlüydü.

"Hera'cığım, canım, tatlım, bebeğim? Ne olur sinirlenme. Hadi devam edelim şu alışverişe."

"Sen de bana bak. Şimdi sokacağım mağazadan da eli boş çıkarsak sinirimi senden çıkarırım."

Ellerimi teslim olurcasına kaldırdım. "Sakin ol şampiyon."

Daha fazla muhabbeti uzatmadı ve karşıdaki mağazaya girdik. Bir erkek görevli bulduktan sonra zaman kaybetmedi.

"Havuz başı partisi için kıyafet arıyoruz."

"Şöyle buyurun."

İşaret ettiği yere gittik ve elbiseleri incelemeye başladık.

Hayatımı Değiştiren Sen #Wattys2014Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin