7. Bölüm: İki Aile (Pars)

934 89 1
                                    


Geç geldiği için üzgünüm bir takım sıkntılar çıktı. Ancak bugün akşam da bir bölüm yayınlayarak bunu telafi edeceğim.

Not: * ile işaretli olan kelimeler bölümün sonunda açıklanmıştır.

Multimedya: Lorde - Team

Keyifli okumalar..

"Sen delirmiş olmalısın Pars!" Beril maun, ağır kapıyı kilitlerken benim fikrime söyleniyordu. Sanki mükemmel planı varmış gibi... Kollarımı kavuşturdum. "Albert Einstein'a da öyle dediler." dedim gülümseyerek. "Onun beyni ve zekâsı vardı. Sende bunların gramı yok!" dedi. Sıkıntıyla iç çektim. Toplantıdan iki gün geçmişti ama hâlâ söylenmeye devam ediyordu. "Beril!" deyip önüne geçtim. "Başka çaremiz yok. Kurtulmak için tek çare, onu kurtların tarafına çekmek! Hâlâ kavrayamadın mı? Yaşamak istiyorsak onu buraya getirmeliyim. Güveni kazanır kazanmaz..."

"Hayır. Onun en kökten çaresi öldürmek! Vampir kuzenleri karıştırma."

"Zaten ikisi de kayıp. Ayrıca vampirlerde öldürmeye çalıştı ve bu Bin yıllık bir Nermani Vampiri'nin, yok olmasıyla son buldu. Şimdi ise hepsi karman çorman oldu! Biz nasıl başaralım. Ayrıca kuzenler çıktığında Elizya'nın bana güvenmiş olması lazım ki, onları saldırıdan uzak tutalım, ya da öldürebilelim." Öldürmek kelimesini duyunca Beril'e bir ürperti geldi ve arkasını döndü. "Sorun ne?" dedim. Bu kıza ne oluyordu? "Bir şey yok." dedi tekdüze bir sesle. "İşte bundan emin değilim." dedim ve önüne geçtim tekrar. Ellerini kavuşturmuştu ve başını hafifçe eğmişti. Çenesinden tutup kaldırdım. "Benim için endişelendiğini söyleme." Gözlerini kaçırdı. Yanağını okşadım. "Meraklanma bir şey olmaz bana. Şimdi hazırlanmam lazım. Sende Tan'ın yanına git en iyisi, seni arıyordu."

"Görüşürüz." deyip ellerimden kurtuldu ve arkasına bakmadan hızlıca gitti. "Nesi var bunun?" seslice düşünmek pek işe yaramadı. Bende odama gidip çantamı hazırlamaya gittim.

Odama girdiğimde duvarım tamamen araştırmalarla doluydu. Onlardan birini almak için adımlarımı attım. Elizya'nın fotoğrafını aldım ve yatağa uzandım. "Bu kadar masum bir tip yüzden, neler çıkabileceğini kim tahmin edebilir ki?"

Lider'i ve en sadık dört vampiri kendi elleriyle öldürmüştü. Vahşet'leri öldürmesi de cabasıydı. İki vampiri kendi tarafına çekmişti ve birini kendine âşık etmeyi başarmıştı. Ama Lider'i öldürürken annesi ölmüştü. O günden sonra ondan hiç haber alınamamıştı. Kıraç zaten bir aydır ortada yoktu. Serhat'ta kendi izini kaybettirmeyi başarmıştı. Ama Oktay daha önce onları bir anlık yakaladığında kaçmışlardı ama kaçtıktan sonra bir büyü oluşmuştu evde. Bu demektir ki arada bir büyü yapan biri de vardı. Ya da Kıraç güçlenmişti. Ancak benim tahminim ortada bir Leras vardı.

Vampirlerin arasında ne olduğunu bilmek görevimdi. Bir tür ajandı anlayacağınız. Ama birbiriyle kavga ettiklerini görmek endişelendiriyordu. Ucu bize dokunabilirdi. Bunu durdurmak Kanlı Hayat'ın elindeydi ama yapmayacağını biliyordum. Elizya'yı ve kuzenleri öldürmek için elinden geleni ardına koymayacaktı. Bende bu hırstan faydalanacaktım.

Kapı çaldı. Fotoğrafı bıraktım ve ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtım ve beni rahatsız eden kişiye baktım. "Özer?" Kuzeyden gelen betaydı.

"Merhaba girebilir miyim?"

"Buyur..." deyip yana çekildim. Bakalım başımıza ne belalar alacağız? Kapıyı kapattım. "Odan güzelmiş ve büyük. Sanırım büyük klanlardan biri olunca daha zengin hayatı yaşıyorsun."

"Ölmek üzereyiz. Zenginlik pek önemsenmemeli." dedim. "Neden geldiğini sorsam ayıp etmem öyle değil mi?" diye ekledim. "Şu Nermani hakkında konuşmalıyız."

Sırrın Kanatları (Yasaklı Kanat Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin