Medya: BEAST IN BLACK - Born Again
Keyifli okumalar...
Üç gün sonra...
"Cemre'den haber yok değil mi?" hazırladığım tostların arasına domates dilimliyordum. Serdar yanımda kaşar peyniri dilimliyordu. "Hayır" diye cevap verdim. "Daha da kötüsü Serhat çıldırmış durumda ve onu engelleyecek ikinci bir Cemre yok. Biz başa çıkamıyoruz. Yanına da gidemiyoruz çünkü bizi kovuyor."
"Ondan gerçekten korkuyorsunuz ha?"
"Adam vampir. Hızlı, güçlü ve büyük ihtimal otuzuncu kattan düşse iki saat sonra kendine gelir. Korkmuyorum ama..."
"Basbayağı korkuyorsun işte. Yalan söyleme. Al şunları." dedi sitemle ve elindeki peynir dilimlerini bana verdi. İki tosta bölüştürüp üstünü kapattım. "Isıtayım mı?" dedi ikizim. "Gerek yok uğraşma böyle yeriz."
Tostumuzu alıp ödevlerin başına gittik. "Bu kadar durum içerisinde tarih ödevi yaptığımıza inanamıyorum." kitapları sinirle açtım. Serdar yatağına uzandı "Son sınıfta ödev almamıza ne diyorsun? Normalde bizi üniversiteye hazırlamaları gerekiyor. Bir konferans falan olsa fena olmaz. Hem ders kaynar hem de üniversiteye nasıl hazırlanacağımız konusunda bilgi alırız. İyi değil mi?"
"Evet haklısın. Ama üniversiteye kömür kurşunlu silah sokamam değil mi?"
"Hayır pek sanmıyorum. O kadar geniş değillerdir herhalde, çantamı versene kalem içinde kalmış." Serdar gri çantasını aldım ve ona fırlattım. "Eyvallah." dedi ve bende kendi yatağıma geçtim. Yarım saat boyunca hiç konuşmadık. Serdar bana seslenince karışık olan düşüncelerimle kafamı kaldırdım. "Ali, Cemre'nin kendi gitmesi çok saçma geldi bana. Götürülmüş olamaz mı?"
"Kim Cemre'den ne ister ki? Hiçbir düşmanları onu bilmiyor."
"Belki de umursamamışlardır ve şimdi bir cadıya ihtiyaçları vardır."
"Ama orada Serhat'ı öldürmek varken neden Cemre'yi alıp gitsinler? Vampirlerin işi değil bence. Kendi gitmiş olabilir."
"İlahi vampirler düşman olacak diye bir kaide yok." Serdar öyle deyince birbirimize baktık. Yekta'nın düşüncelerini okuduktan sonra Cemre'nin dediklerini hatırladım Yanlarında bir Gece Cadısı var. Çok güçlü,
"Gece Cadısı..."
"Ne?" Serdar bana bakarken telefonu elime aldım. Ona açıklama yapmam gerekiyordu. Diğer yarımdı sonuçta... "Cemre kaybolmadan önce Yekta'nın düşüncelerini okudu. Yekta'nın düşüncelerini bir Gece Cadısı'nın kapattığını söyledi. Vampirlerin yanında bir Gece Cadısı var."
"Tamam kimin götürdüğünü bulduk diyelim. Neden Cemre'yi alsın ki?" Serdar yataktan kalktı ve karşıma geçti.
"Güzel soru." telefon hala elimdeydi. Serhat'ın da bunu bulabileceğini düşündüm ama onun dağılmış hali aklıma geldi. Düşenecek hali yoktu bence. Ardından hatırlamaya çalıştım. Cemre onlarla ilgili başka ne demişti? "Düşün düşün..." kendi kendime mırıldanıyordum.
"Ölüp geri dirilmek lazım." dedim bir anda.
"Tövbe estağfurullah ne diyorsun sen, iyi misin?" Serdar gerçekten korkmuş gibiydi.
"İyiyim merak etme ne demek istediğimi şimdi anlarsın." Serhat'ın numarasını bulup aradım. Çalmaya başladı, genellikle cevap vermezdi. "Hadi aç. Ne olur aç..." Altı ya da yedinci çaldığınca açtı. "Ne var?" onun genizden gelen sesine aldırmadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/100224040-288-k36703.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırrın Kanatları (Yasaklı Kanat Serisi-2)
FantasyYasaklı Kanat Serisinin 2. Kitabıdır. Elizya artık gücünün farkına varıyor. Kendini keşfetmek hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı. Artık daha büyük savaşlar ve tehlikeler onu bekliyor. O dünyanın en güçlü vampiriyle başa çıkmayı başardı. Ancak g...