46. Bölüm: Ulaşamayan Ateş (Elizya)

483 54 9
                                    

Medya: Starset - My Demons (Türkçe Çeviri) | +innocentdevil

Merhabalar dostlar... biraz halka sesleniş gibi mi oldu? Neyse içimden bu geldi. Bu sefer aksiyon dolu bir bölümle ve benim yavaşlığımla karşı karşıyayız... Hepinizden özür diliyorum... Tekrar ve tekrar... Neyse çok konuştum yine. O yüzden ben değil, Elizya konuşsun.

Keyifli okumalar...

Dezar Pars ve dişi kurdu üzerinden bir çırpıda attı. Cemre'nin tepkisine baktım. Eğer ikisi arasında gerçekten bir şey varsa, onun üzülmesi gerekmez miydi? Belki de şoktaydı. Ancak bunu düşünmeye vaktimiz yoktu. Ona dönüp hızlıca konuştum. "Sen burada kal. Ben hemen geliyorum."

Kanlı Hayat Pars ile, arkasındaki kişiler ise Uraz ile uğraşıyorlardı. Beril diye düşündüğüm kurt kadın ise, Dezar'ın üzerinden ayrılmamaya kararlıydı. Kanatlarımı açmak için doğru bir zamandı.

Öncelikle Serhat'ı oradan çekmem gerekiyordu. Ona doğru koşmaya başladım.

Birden biri benim üzerime atladı. Kahverengi uzun saçlar yüzümü kaplamıştı. Yuvarlanıyorduk. Ben üste çıkmaya çalışıp ağırlığımı onun üzerine verdim. Ellerimi çimlere koymuştum. Onu boğazından sıktım. Ancak gözlerine baktığımda bir Gece Cadısı olduğunu fark etmiştim. Sanırım gözleriyle ne yapacağını bilmediğimden dolayıydı veya içgüdüseldi... Saçının kökünden tutup geri çektim. Acı dolu bir inleme çıktı ağızından, krem rengi inleme yüzümü geldiğinde aldırmadım. Bir kere yumruk attım. Elim çok acımıştı. Ne biçim vücuttu bu böyle? Birkaç kere daha acıyan elimle yumruk attım ancak hiçbir işe yaramıyordu. Elini göğüs kafesimin üzerine koydu ve ne olduğunu çözemeden beni havaya attı.

Birkaç metre yukarı çıkacaktım bu hızla. Ne kadar tepede olsam da ciğerlerime nefes gelmiyordu. Karnım sıkışmıştı. Yapacağı en mantıklı şey, havada uçmak olurdu. Kanatlarımı hemen açtım ve kemiklerimin ağrımasını umursamadan dengemi bulmaya çalıştım. Birkaç kere kanat çırpınca anca dengemi buldum. Hemen aşağı doğru yönelip ellerime Ateş'i çağırdım. Ellerimden kollarıma yayılan lav damarların karıncalandığını hissettim. Ona doğru hızlıca aşağı iniyordum. Beni görünce kenara çekildi ve yere çarpmak üzere olduğumu fark ettim.

Keskin bir dönüş yapıp tekrar yükseldim ve onun Kıraç'a doğru yöneldiğini fark ettim. Hemen onun ceketinden tuttum. Elimdeki ateş ceketi yaktı. Ceket yanarken onu Kıraç'tan oldukça uzağa, tam onun doğrultusunda, yere fırlattım. Yanan ceketi hemen çıkartıp bana baktı. Çok öfkeliydi. "Sen çok olmaya başladın kanatlı böcek." Eğilip elini yere vurdu ve yer sallandı. Dengemi bulamadığım için tekrar yükseldim ve yerden uzaklaştım.

Yerden ağaç kökleri yükseliyordu. Ruhları ve yaşam güçleri hızlanmıştı. Yeni özgürlüğe kavuşmuş birer kuş gibi çılgınca hareket ediyorlardı. Daha da havaya çıktım ancak yetmemişti. Kız birden yere vurduğu sol elini kaldırdı ve sert bir hareketle avuç içini bana doğrulttu. Kökler hızla bana doğru uzanıyordu!

Geri dönüp uçmaya çalıştım ancak bir şey ayağıma dokununca çığlık attım. Bileğimdeki kökten kurtulmak için daha hızlı uçtum ancak bu büyük bir hata olmuştu...

Bambaşka bir ağaç kökü gelmiş, diğer ayağımı tutmuştu. Panikle daha hızlı kanat çırptım. Fakat ne kadar hızlı olursam olayım, kurtulamıyordum. Arkamı dönüp biraz yaklaştım. Sayısızca kökler beni hapsetmek için geliyordu.

O kızın yüzündeki tatmin olmuş yüzünü gördüğüm an, sinirim tepeme çıktı. Beni yendiğini düşünmüş olamazdı değil mi? Asla!

Hemen Ateş'in yeniden içimde yükselmesini istedim. İki kere kanat çırptım ve son bir kere açıp, derimin dışında kalacak şekilde kapattım. Ona doğru hızla uçtum ve bu sırada bacaklarımdaki köklerden kurtulduğumu hissettim. Ellerimi ona doğrultmuştum. Hemen elini indirip diğer elini kaldırdı. Oval bir şeyi tutar gibi avucu bükülmüştü. Elimdeki yüzüğün titrediğini hissettim. Onunla işi neydi bunların? Avucumu sıktım ve onlara vermemeye karar verdim. Eğer ihtiyaçları olan bir şey ise, benim lehime olamazdı. Yüzük o kadar çekiliyordu ki, parmağımı koparacak diye düşünmeye başlamıştım. Ancak istediğini yapamadı ve yeniden geriye kaçtı. Bunu yapacağını bildiğimden bana doğru gelen bir kökü iki elimle de tuttum. Elimdeki ve vücudumdaki bütün öfkeli Ateş'in dışarıya, özgürlüğe uçması için bıraktım. Köklerden yayılan alevden diller köklerden ilerledi. Kızın acıyla bağırdığını duyduğumda tuhaf bir şekilde tatmin oluştu içimde.

Sırrın Kanatları (Yasaklı Kanat Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin