9. Bölüm: Yeniden (Elizya)

913 91 2
                                    

Multimedya: Adele - SKYFALL

Keyifli okumalar dostlarım... Umarım beğenirsiniz...



Bekleyişimin daha ne kadar süreceğini bilmiyordum. Ama eğer bir gün bitecekse şu sıralar olmalıydı.

Sabrım bitmiş değildi fakat intikam açlığım iniyordu. Kalbim, Kıraç'ı bul! Kıraç'ı bul! KIRAÇ'I BUL! Diye haykırıyordu. Kalbi dinleyince çok şey kazanılmazdı. Ama Kıraç'ı aramak zorundaydım. En azından hislerim bana öyle söylüyordu. Etrafıma baktım.

Uzun süredir yaşadığım evim kül olmuştu. Bütün anılarım, ailem, hayallerim... Hepsi kül olmuştu. Ev bir hurdalıktı. Artık evim bir hurdalıktı. Gözlerimden ateş yaşlar dökülmeye başladı. Tüylerim ürperirken yapabildiğim tek şey buydu. Gözyaşlarımın yere düşme sesi kulaklarıma geldi ve aklımı başıma getirdi.

Yasım devam edecekti ama bir savaşım vardı ve düşmanımın gelmeyeceği belliydi. Gözyaşlarımı isli ellerimle sildim. Burada o kadar çok kalmıştım ki, her yerim isle dolmuştu. Siyah tişörtüm, mavi pantolonum, ise bulanmıştı.

Zorlukla, bacaklarım ağrıya ağrıya kalktım. Uyuşmuşlardı ve ayakta duramıyordum. Bir adım atmaya çalıştığım an, yüzükoyun yere kapaklandım. Ayağa kalktım duvara yaslanarak. Derin bir nefes alıp tekrar denedim. Biraz ayakta durdum ve yavaşça adım atmaya çalıştım. Dayanamayıp duvara yaslandım. Yürümek bu kadar zor olmamalıydı. Duvara dayanarak yürümeye başladım. Bu evden çıkmalıydım. Kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı aniden açtım.

Güneşi o kadar süre görmemiştim ki, gözlerim kör oldu ve dengemi kaybedip sırt üstü düştüm. "AH! Şu an güneşten ve kendimden nefret ediyorum!" sesim bile iğrençti. Ne kadardır buradaydım?

Güneş ışığı sanki vampirmişim gibi canımı yakıyordu. Gözlerimi sol kolumla kapamak zorunda kaldım. Ama hâlâ gözlerime hücum ediyordu. Zamanı bilmiyordum. Öğlen olmalıydı. Ya da sabah... Ama bana işkence ediyordu. Kahretsin, yürüyemiyordum bile! Yerde sürükleniyordum neredeyse. Bir kolona dayandım ve sıkıca gözlerimi kapatıp sol elimi indirdim. Kolona yaslanarak ayağa kalktım. Gözlerimi hafifçe gevşettim. Kırmızı vardı önümde. Kıpkırmızı... Yavaşça kısık açtım. Güneşe öyle alıştım. Hâlâ acıtsa da alışıyordum. Biraz daha araladım gözlerimi. Alışmak zordu ama bir şeyler seçiliyordu. Olduğum yerde kaldım ve kolona daha da yaslandım. Işık az olsa da bana ahiretteki ışık olabilecek kadar parlak geliyordu. Gözlerimi daha da açtım inadına. Güneş bu sefer dokunmadı. Cesaret alarak gözleri tamamen açtım.

Bir tek evim değil etrafındaki bazı ağaçlarda yanmıştı. Bir adım atmaya çalıştım ve öne geldim. Hafifçe arkamı döndüm ve kalbim paramparça döküldü.

Evim yoktu. Adeta kül olmuştu. Bir dakika, evim şu an tamamen külden ibaret kayalardı. Evimin tepesi yoktu. Odamı pencereye gerek olmadan görüyordum. Evim sadece yanmamış, aynı zamanda yıkılmıştı. Biri onu yıktıktan sonra yakmıştı. Her şey bir harabeden ibaretti. Bunu yapınca içimdeki ruhu da yıkmıştı. Arkamı döndüm, bakamıyordum. Bir adım daha attım. Yürümek gerçekten zordu. Kurumuş dudaklarımı yaladım. Kanatlarımı açmalı ve uçmalıydım. Yükseklerde havayla bir olmalıydım. Ama bunun için fazlasıyla yorgun ve yaralıydım. Ne yapacağımı bilmeden öylece havaya baktım. Yürümek için derin bir nefes aldım ve yol aldım.

Ayaklarım ağrıyordu ama artık daha kolaydı. Biraz daha hızlandım ve kuzeye doğru yürümeye devam ettim. Ağaçlar gittikçe azalıyordu ve gittikçe binalar çoğalıyordu. Evler, dükkânlar... İnsanlar bana bakıyordu, umrumda değildi. Ancak dik bir biçimde bakmaları herkesi olduğu gibi beni de rahatsız etmişti. Gerçi hakları vardı. Her yerim isle kaplıydı. Kıyafetlerimin bir kısmı yanmıştı. Pantolonum yandığı için yırtıp şorta dönüştürmüştü. Tişörtümde aynı durumda olunca onu da yırtmıştım. Ancak kömürden bir yatakta yuvarlanmış gibi görünüyordum. Bu sebeple göze batmaktan kurtulamamıştım. Ana yola çıktığımda bir sağlık ocağı vardı. Gidip gitmemekte karsız kaldım. Sağıma döndüm ve bir dükkânın arka tarafına rastladım. Bir hortum vardı. Hortuma gittim ve açtım. Elimi yüzümü yıkadım. Açıkta olan her yerimi yıkadım. Kollarımı, bacaklarımı, yüzümü, ellerimi... Sonrada suyu kana kana içtim. Arka bir girişi vardı. Aklıma bir fikir geldi.

Sırrın Kanatları (Yasaklı Kanat Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin