Medya: Nightwish - Nemo [OFFICIAL VIDEO]
Keyifli okumalar dostlar...
Arabanın içinde torpidoya baktım. Küçük bir taş vardı. "Bu ne?" dediğimde Uraz bana baktı. "O Zayobis taşı." Sesi askeri yeşildi.
"Zayo...ne?"
"Zayo-bis. O doğaüstü yaratıklara etki eder. İnsanlar bilmez bu taşı." Doğru dünyada daha neler bilinmiyordur?
"Çok mu nadirler?"
"Hayır. O üç taşın birleşimi ile oluşur. Onu sadece bir, Leras yapabilir. Genellikle bir kişiyi güçlendirmek için kullanılır." Neden Gece Cadıları kullanmaz mıydı?
"Peki hangi taş bunlar?"
"Obsidyen, Zümrüt ve Ay Taşı."
"Neden sadece Leras'lar yapabiliyor onu anlamadım?" Pars hemen söze atladı. "Çünkü o taş doğal taşlarla, yani Doğa'nın sunduğu şeylerle yapıldı. Gece Cadıları Doğa'nın değil yer altının sunduklarıyla büyü yaparlar. Topraktaki çoğu bitkiyi kullanabilirler, sadece hepsini değil." Eliyle taşı gösterdi "Ayrıca elindeki taş doğal taşlardan yapılmış olsa da, Doğa'ya karşı olan bir taş. Bu yüzden Gece Cadıları sadece bu taşı kullanabiliyor."
Ona döndüm. "Peki sadece güçlendirme için mi kullanıyorlar?"
"Hayır, genellikle en çok kullanıldığı yer Gece Cadısı yapma." Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. "Na... Nasıl yani? Cadı mı yaratıyor bu?" taşı elimde evirip çevirdim. Altın renginde damarları olan soluk bir yeşil rengindeydi. Pars güldüğünde ona baktım. Alay eder bir sesle "Hayır yarı insan..." dediğinde Uraz ona ters bir şekilde baktı. "Tamam affedersiniz, o şey cadı türü yaratıyor. Yani bir Leras'ın Cesedini tekrar uyandırıyor."
"Sen ciddi misin?" Başını salladı. "Nasıl yapıyor bu minnacık şey?" Çapı sadece iki santim kadardı. "Normalde avcunu doldurur ama bu bir parçası sanırım. Leras'ların ölü bedenlerinin kalbini çıkarıp taşı, o kalbin yerine koyarlar." Yüzümü buruşturdum.
"Biliyorum bence de iğrenç. Ama dedim ya, yer altından diye, bu yüzden işte. Onlar normal değiller. Yani bizim dünyamızda değiller." Bu gerçekten korkunçtu. Taşı yerine koydum. O anda bir şey oldu.
Boğazımda bir baskı hissettim. Ardından kafamın arkasından bir acı geldi. Sanki kafamı bir yere vurmuş gibiydim. Kafamdaki baskıyı, boğazımın sıkılması bastırmıştı. Nefes alamıyordum. Çenemden yukarıya doğru bir sıcaklık yayılıyordu. Gözlerim kararıyordu. Boğulur gibi bir ses çıkarmıştım. Uraz'ın ve Pars'ın sesini bir ses bastırmıştı. "Dur. Zeynep ve diğerleri geliyor." Serhat'ın sesi gibiydi. Ağzım uyuşmuştu sanki bir şey söyleyemiyordum. Kafamı nefes almak için yukarı kaldırdım. Bu sefer başkasının bağırmasını duydum uzaktan.
"Adamı niye boğazlıyorsun?" Bu çok başkaydı sanki... Ali gibiydi. Boğazım daha da daralıyor gibiydi. Gittikçe nefes almayı unutacaktım. O anda bambaşka bir sesi daha net duydum. "O bize ihanet etti!" Bu ses o kadar netti ki kim olduğunu anında anlamıştım. Kıraç... Yaşıyor... ama bunu kesmesi gerek.
Kolumu biri sıktı ve hemen boğulmam geçti. Nefes aldığım anda, ciğerlerim acıdı. Arabanın durduğunu fark ettim. Uraz kolumu tutuyordu. "İyi misin?" konuşabileceğimden emin değildim o yüzden kafamı yukarı aşağı salladım. "Ne oldu öyle?" Pars'ı duymazdan geldim. Derin derin nefes almanın tadını çıkarıyordum. "Bilmiyorum. Elizya ne oldu? Semih mi yoksa?" Uraz'a baktım. Sanırım oydu. Semih'i öldürmeye çalışıyorlardı. Ancak aklıma bir anda Serhat ve Kıraç'tan başkaları geldi. Zeynep ve Ali... Onların yanındalar. Bunun anlamı, her şeyi biliyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırrın Kanatları (Yasaklı Kanat Serisi-2)
FantasiaYasaklı Kanat Serisinin 2. Kitabıdır. Elizya artık gücünün farkına varıyor. Kendini keşfetmek hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı. Artık daha büyük savaşlar ve tehlikeler onu bekliyor. O dünyanın en güçlü vampiriyle başa çıkmayı başardı. Ancak g...