Delirmek üzereydim. Ecrin'den tek bir haber yoktu. Kıraç'ı bulmak zorlaşıyordu. Elizya'nında izi kaybedilmişti. Bu kadar sinir bozucu şey içerisinden nasıl olur da sakin kalabilirdim. O kız başıma çok büyük iş açmıştı. Lider'in ölümü üzerine bana bile saygı göstermiyorlardı. Onları cezalandırdıkça saygılarını görüyordum. Ancak göstermek zorundaydılar. Er ya da geç bu ırkın herkesten üstün olduğunu gösterecektim. O hayvanların -insanların- kanından bir soy devam edemezdi. Bu ... İğrençti! "Kanlı Hayat" ismimi duyduğum an döndüm. Yirmi beş yaşındaki bedeniyle on küsür yıldır bu halde olan, Demir geldi. "Evet ne oldu?"
"Seninle konuşmam gerek."
"Seninle? Ne zamandan beri bu kadar yakınız?" dedim ayağa kalkarak, liderine bu şekilde davranma cüretini nasıl gösterebilirdi? "Siz diyecektin sanırım." Demir gözlerini kapattı ve derin bir nefes alıp, "Sizinle konuşmak istiyordum. Önemli bir husus." Gülümsedim. Ne istediğimi anlamıştı. Akıllanmışsa artık bu şekilde davranırdı. "Elbette Demir gel otur lütfen." Karşımda soldaki sandalyeye geçti. "Bu ne kadar daha devam edecek? Bu kovalamaca dışında onlarca yapmamız gereken şey var. Dönüştürmemiz gerek, çok azaldık, onların peşinden gönderecek adamımız da kalmayacak. Bırak bu işe hayatını verebilecek insanları bulup dönüştürelim." Bir yandan haklıydı. Daha çok kişiyle onları bulmak kolaylaşırdı. "Vahşetlerin birkaçını bulmuş olabilirim. İstersen- isterseniz onların dönüştürmesini isterim." Bu güzel plandı. "Hiç kimseyi dönüştürmediler. İzin yoktu. Lider bunu yasaklamıştı. Önce nedenini bilmeliyim. Çağır onları buraya gelsinler." Demir gülümsedi ve hızla kalkıp yavaşça yürüdü. Lider'in bu yasağını saçma buluyordum. Nedeni aptal olmasıydı o kadar... Ancak büyük adımlarla ilerleyip kapıyı açtı ve çıktı o çıktığı an, kalkıp sağımdaki kitaplığa gittim. Lider'in kendi yazdığı ve sonraki liderimize emanet edeceği bilgiler olan onlarca el yazması vardı. Hepsini kendi oluşturduğu dil ile yazmıştı. Bu yüzden tekimiz bile çözemiyorduk. Yazdıklarını kimseyle paylaşmıyordu. Büyük ihtimal öğrenilmesinin sadece bir yolu vardı o yolu bulmak zor olacaktı. Onu bulmak için yeterince vaktim vardı. Gülümsedim, onun ölmesine bu kadar sevineceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. Ancak onun asla bizim liderimiz olmaya layık olduğuna inanmamıştım. Beni geri planda tutması en büyük hatasıydı.
Tabi en büyük sırlarından birini bana söylemesi de...
Birisi bu sırrı öğrenirse bütün her şey mahvolurdu. Bunca asır yıldır beklediğim şeye kavuşmuştum. Başta artık bendim. Sözüm kanundu artık, şimdi bu yerden kolayca vazgeçmeyecektim. Bu sır onunla mezara gitmişti. Ancak yolumda bir sürü kişi vardı. Öncelikle her halta burnunu sokan o Elizya'dan kurtulmalıydım. Sonra ise Kıraç'tan o Nermani'yi öldürmek kolay olmayacaktı ancak gücünü kullanmadan icabına bakılsa iyi olurdu. Yoksa sırrı öğrenebilirdi. Tabii yaklaşmadan, kafamdakini okumadan, Serhat'ı da ortadan kaldırmalıydım. Cemre bizim tarafımıza geçerse, ki Ecrin'in yeteneklerine bakılırsa geçecekti, ihanet edeceği bir şey kalmayacaktı. Bana sadık olmak zorunda kalacaktı. Bir güçlü Leras daha davamızda eşlik edeceği düşüncesi beni yatıştırmıştı. Geriye tek bir şey kalıyordu... Oktay...
Adım seslerini duyduğumda, Vahşetler'in geleceğini sanarak derin bir nefes aldım. Topuklu sesi ve Cehennemin ölü kokusu burnuma geldiğinde iç çektim. Kapıdan girip, az önce Demir'in oturduğu koltuğa kendi geçti ve bacak bacak üstüne attı. "E Kanlı Hayat nasıl gidiyor?" Yüzümde ifade kırıntısı bırakmadan döndüm ve "Senin beceriksizliğini duymamayı diliyorum. Cemre'yi hallettin mi?"
"İnatçı."
"Dileğim ne zaman gerçekleştirmeyi düşündüğünü sormak isterim."
"Senin dileğin benim dileğim, oyuncağımı sevmiyorum sıkıldım."
![](https://img.wattpad.com/cover/100224040-288-k36703.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırrın Kanatları (Yasaklı Kanat Serisi-2)
FantasíaYasaklı Kanat Serisinin 2. Kitabıdır. Elizya artık gücünün farkına varıyor. Kendini keşfetmek hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı. Artık daha büyük savaşlar ve tehlikeler onu bekliyor. O dünyanın en güçlü vampiriyle başa çıkmayı başardı. Ancak g...