Dediği gibi on dakika sonra eve geldi küçük beyim. Meraklı gözlerle ona bakıyordum, hani bana bir haberi vardı ya. Beni heyecanlandıracak ya beyefendi suskunluğunu bozmuyordu. Biraz daha zorladım. Sonunda konuşmaya başladı.
-Sanırım ben aşık oldum abla.
Ben şoke oldum. Mutlu olmak ile şaşkınlık arası bir duygu yaşıyordum. Aşık olmak he. Öyle bir duygu vardı değil mi? En son anne ve babamda hissetmiştim o duyguyu. Gözlerim doldu. Yaşından olgun davranan kardeşim gerçekten de büyüyordu.
-Biliyor musun? Sana çok benziyor.
-Nasıl benziyor?
-Senin gibi işte abla. Kendimi onun yanındayken huzurlu hissediyorum.
Artık şaşkınlığım yerini tamamiyle mutluluğa bırakmıştı. Uzun zaman sonra aldığım en iyi haber buydu sanırım.
-Çok sevindim Kerem. Şanslı olduğunu biliyorsun değil mi?
-Neden ki abla?
-On sekiz yaşındasın, aşıksın. Yaşadığın duygunun aşk olduğuna eminsin ve bunu benimle paylaşıyorsun. Aşık olduğun kızı biraz kıskandım doğrusu. Şanslı bir kız. Umarım seni benden çalmaz.
-Ablaaa. Seni çok seviyorum. Senin yerini kimse dolduramaz. Sen bana anne babamın emanetisin, dedi. Aynı benim hissettiklerimi hissediyordu. Dedim ya olgundu ve aşık olduğu kız gerçekten şanslıydı.
Konuşmaya devam etti,
-Hiç sormuyorsun abla ya, onunda beni sevip sevmediğini.
O böyle söyleyince aklıma babamla aşkın ne demek olduğunu konuştuğumuz gün geldi. O zaman liseye gidiyordum ve aşık olduğumu sanıyordum. Hissettiğim şeyin aşk olduğuna emin olmak istiyordum bu yüzden aşkı bilen birine sormalıydım.
Annemden önce babama söylemek istedim. Hani o da erkek ya. Bana yardım edebilirdi. Ne kadar safım. Babam bana 'o şanslı bey için neler hissediyorsun?' diye sormuştu. Çocuğum ben, daha ne hissettiğimi bilmiyorum. Ama cevapta vermeliyim. 'Hoşlanıyorum sanırım baba' demiştim. Babam yüzünde kocaman bir gülümseme ile bana bakmıştı. O anları o kadar net hatırlıyorum ki. Beynime kazımış olmalıyım. 'Bak kızım, aşk yanmaktır, yok olup, birlikte var olmaktır, tek bir vücud olmaktır, kendinden vazgeçebilmektir, karşında dursa bile onu özleyebilmektir aşk. Sen bunlardan birini hissediyor musun?' . Bunlardan birini geçin, hiç bir şey hissetmiyormuşum ben.
Babam, anneme aşıktı. Annemde babama. Bu yüzden mutlu, huzurlu bir aileydik biz. Anne babası birbirine aşık olan evlatlar ne kadar şanslı değil mi?
O zaman babamın benim hoşlantımı hafife aldığını düşünmüştüm. Biraz kırılmıştım doğrusu. Anladı tabi alındığımı. Ondan önce söze başladım.
-Peki, onun niye bana aşık olup olmadığını sormuyorsun? Belki ben hoşlanıyorumdur ama o aşıktır. Hem o zaman daha iyi de olur. Daha çok seven daha fedakardır.
Babamın yüzündeki tebessüm yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Nasıl bu kadar bencil düşünebilirim diye düşünüyordu.
-Bak kızım. Öncelikle şunu unutma, daha çok seven daha şanslıdır. Sevginin tadını alır, mutluluğu ve hazzı yaşar. Bu konuda bencilce düşünmen beni hayal kırıklığına uğratmadı değil. Aşk meselesine gelince, eğer gerçekten aşık olsaydın bana hissettiğin duygunun adını sormazdın, emin olurdun. Tek başına aşık olamazsın. Aşk iki taraflıdır, iki tarafın bir olmasıdır. Ne demek istediğimi zamanı gelince anlarsın. Ben annenle tanıştığımda anlamıştım mesela.
Ah benim koca yürekli babam. Aşkı öyle bir anlatmıştı ki bana mucize gibi geliyor, başıma gelmeyeceğini, o kadar şanslı olmadığımı düşünüyordum.
Bunları düşünürken Kerem'e cevap vermediğim için biraz sitemli birazda meraklı bir ses tonuyla sorusunu yineledi. Gülümsedim.
-Eminim seviyordur Kerem, yoksa neden aşık oldum diyesin.
Nasıl hoşuna gitti anlatamam. Bugün birbirlerine itiraf etmişler. Güya arkadaşlarıyla dışarı çıkacaktı ya, bu hanımefendi ile yemeğe çıkmış beyimiz.
-Senin için çok sevindim kuzum, ben yatıyorum. Bu arada şanslı hanımefendi ile ne zaman tanışacağım? Ayrıca bana hediye almayı unutma.
-Niye hediyeyi ben alıyorum, sen bize hediye al abla. Sınavlardan sonra birlikte yemek yeriz, tanışırsınız olur mu?
-Tabii ki olur. Sıkı çalışın da dönem uzatmayın. Sen al hediyeyi, benden önce aşkı tattın. Utanmıyor musun? diyerek odama doğru yol aldım. Beyefendinin keyfi nasıl yerinde anlatamam. O da odasına geçti. Birbirimize dua ediyorduk her gece. Başımıza gelip dua edecek, alnımızdan öpecek bir babamız yoktu ya artık, bu görevi birbirimize karşı biz üstlendik. Amin dedik ve uyuduk.
---Az çok demeyelim, yorum yazmadan geçmeyelim. Bölümlerin kısa olduğunu düşünüyorsanız lütfen belirtin. Sevgilerle...---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bir İhtiyaçtır.
Genel Kurguİçinizi ısıtacak bir aşk hikayesi. Yaralı iki gönlün, birbirine derman olma hikayesi. Tam da ihtiyaçları olduğu anda Aslı ve Emir'i bulan aşkın hikayesi. Aslı, Kerem'in ablası. Onu korumak pahasına kendinden vazgeçmeye hazır. Çünkü Kerem, ailesinin...