Bölüm Yirmi Dokuz - Ben hiçbir zaman dünyayı umursamadan hayatın tadını

1.5K 55 18
                                    

            

çıkarabilen rahat bir insan olamadım. O yürek yok bende. Cesare Pavese

-Emir abi, ayaklanmışsın, otursaydın.

Kerem'in ricası üzerine Emir silkelenip kendine geldi,

-Gideyim bende Kerem. Sende, ablanda dinlenin.

Emir'i uğurladıktan sonra odalarımıza geçtik. Heyecanlanan kalbimin normal atış hızına geçmesini beklerken uykuya dalmam; hiçbir duygunun uykuma engel olamayacağının kanıtıydı. Ne derler bilirsiniz, uyku baldan tatlıdır!


İşteki üçüncü günümde Yasemin'in yanında, apartmanı turluyordum. Yoğun olduğum ve Emir ile karşılaşmadığım için rahattım. Fakat dün akşamki yaşananların Emir için ne ifade ettiğini öğrenmeye can atıyor, bir yandan da ters bir tepkisini görmekten korkuyordum. Uzaklara dalışım Mert'in sesiyle bölündü.

-Kızıl kraliçe, nasılsın?

Gözlerimi devirdim,

-Neden prenses değil de kraliçe Mert?

Dudaklarını birbirine bastırıp boş gözlerle bana baktığında gülümseyip,

-Şaka yapıyorum Mert, iyiyim çok şükür, sen nasılsın?

Tuttuğu nefesi özgürlüğüne kavuşunca yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Her ne kadar havalı görünse de etrafındaki insanları kırmak istemeyen, naif bir ruhu vardı Mert'in.

-Bende iyiyim. Alışabildin mi? Yoruluyor musun?

Kafamı salladım,

-Hayır, çalışmak bana iyi geliyor.

Tabii ki yoruluyordum ama bu yorulma sadece bedenime aitti. Ruhum dinleniyordu adeta çalışırken. Bende böyle değişik birisiyim işte.

Mert hayranlıkla bakarken hafifçe alkışladı,

-Vay be, ilk defa çalışmayı seven birini görüyorum, dedi.

Yasemin dudak kıvırdı,

-Emir Beye haksızlık ediyorsun Mert!

Emir'i koruduğu için Yasemin'e karşı iki farklı şey hissettim, minnettarlık ve kıskançlık.

Mert bilmiş bir edayla Yasemin'e baktı,

-Emir abim çalışmayı sevmiyor ki, o takıntılı! Deli o!

Güldüm, hatta kıkırdadım. Fakat Yasemin'in yüzü gülmüyordu, orası ayrı.

-Öyle deme Mert, sadece işini çok önemsiyor, tasarladığı yapılarda ailelerin güvende olmasını istiyor. Bence saygı duymalı ve onu örnek almalısın.

Yasemin'in sözlerini hem dinliyor hemde hak verir bir şekilde kafamı sallıyordum. Mert ise bu sözler üzerine ciddileşmiş, hatta söylediklerine pişman olmuş gibiydi.

-Haklısın Yasemin abla. Düşüncesizlik ettim.

Hatasını kabullenmesi, hatasında ısrar etmemesi onun neşeli kimliğinin altında olgun bir adamın gizlendiğini gösteriyordu.

Mert oturduğumuz masanın üzerine iyice eğilip kısık sesle konuşmaya başladı,

-Emir abim hala korkusunu atlatamadı değil mi? Kendisine soramıyorum, siz bir şey biliyor musunuz?

Bahsettiği şeyden bihaber olduğum için ağzımı açmadım. Yasemin üzgün gözlerle cevapladı,

-Maalesef.

Aşk Bir İhtiyaçtır.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin