Emir telefonunun çalması ile doğruldu. Arayan Kerem olmasaydı, telefonunu açtığı için sinirlenebilirdim.
-Efendim Kerem.
-
-Hayır benimle Aslı, ofisteyiz.
-
-Mesaiye kalacağını söylemeyi unutmuş demek ki.
-
-Tamam iletirim Kerem. Kendine iyi bak kardeşim.
Emir, Kerem ile konuşurken ayağa kalkıp lavaboya doğru ilerledim. Aynada kendimi görmekten her ne kadar korksamda yüzleşmek zorundaydım. Bana babamı hatırlatan saçlarımsız neye benzediğimi merak ediyordum. Emir hızlı adımlarla önüme geçip, beni durdurdu.
-Aynaya mı bakmak istiyorsun?
Sesi o kadar temkinliydi ki, param parça olan kalbime daha fazla zarar vermek istemiyordu. Cevaben kafamı salladım. Omuzlarımdan tutarak beni tekrar yerime oturttu.
-Önce yüzünü temizlememe izin ver Aslı. Olur mu?
Muhtemelen çok kötü görünüyordum. Ve Emir, kendimi bu halde görürsem etkileneceğimi düşünüyordu. Haklıydı.
Islattığı bir bez ile yüzümü silmeye başladı. Dokunuşları, bakışları kadar yumuşaktı. Muhtemelen pıhtılaşan kanı temizlerken zorlanıyordu. O odaklanmış bir şekilde yüzümle ilgilenirken ben onun gözlerine bakıyordum. Benim için endişelenen birini görmek, samimiyetini hissetmek doğal bir ağrı kesici gibiydi.
Bir süre sonra kanımla kirlenmiş bezi alarak ayağa kalktı.
-Gel, lavaboya gidelim.
Yavaşça kalktım ayağı. Lavaboya giden yol o kadar uzun gelmişti ki ulaşmaya gücümün yetmeyeceğini düşündüm. Emir halsizliğimi anlamış, koluma destek olmuştu.
Ancak kurutabildiğim yaşlar aynadaki aksimi görünce tekrar dolup taştı. Ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözler, şişen ve moraran göz altları ve yine yere düştüğümde aldığım darbe ile şişen ve moraran burnum, darma dağan olmuş saçım.
Ellerimi saçlarımın arasında gezdirdim. Kesilen uçları okşadım. Onlarda benim gibi incinmiş, paylarını almışlardı.
Bu çarpıcı tabloyu süzen bir ben değildim. Emir'de endişeli gözlerle beni izliyordu. Ona doğru döndüğümde,
-Hastaneye gidelim, burnun daha kötü olmadan müdahale etsinler, dedi.
Olumlu anlamda kafamı salladım.
Sessizce gittiğimiz hastanede burnuma gerekli müdahale yapıldı, çok şükür kırık yoktu. Emir'e olanı biteni anlatamadığım için birinden dayak yediğimi düşünüyordu. Bu yüzden darp raporu da aldırdı.
Sargılı burnumla Kerem'in karşısına çıkınca nasıl bir bahane sunacağımı düşünmeye çalıştım. Kafam o kadar doluydu ki adımı sorsalar bir süre düşünürdüm. Emir bir yandan yola bakıyor bir yandan da beni inceliyordu.
-Aslı yanlış anlamazsan bir teklifim var.
Devam etmesi için hafifçe başımı salladım. Her ne kadar sallayışım hafifte olsa burnum aşırı ağrıyordu.
-Bu gece eve gitmesen nasıl olur?
İyi olurdu, Kerem'e sunacağım bahane üzerine daha çok düşünebilirdim. Fakat bir ayrıntıyı atlıyordu, eve gitmezsem nerede kalacaktım?
-Bende, daha doğrusu bizde kalırsın. Misafir odasını senin için hazırlarım.
Canıma minnet bu duruma sevinemeyecek kadar bitkin hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bir İhtiyaçtır.
Ficção Geralİçinizi ısıtacak bir aşk hikayesi. Yaralı iki gönlün, birbirine derman olma hikayesi. Tam da ihtiyaçları olduğu anda Aslı ve Emir'i bulan aşkın hikayesi. Aslı, Kerem'in ablası. Onu korumak pahasına kendinden vazgeçmeye hazır. Çünkü Kerem, ailesinin...