Uyandığım halde yataktan çıkamamıştım. Dün gece kendi sefilliğime o kadar ağlamıştım ki göz pınarlarımın kuruduğunu düşünüyordum. Büşra'nın sesiyle irkildim. Odaya ne zaman girdiğini dahi farketmemiştim.
-Yeterince dinlendin Aslıcık, şimdi sorgu zamanı!, dedi. Yanıma yatabilmek için kalçasıyla itiyordu beni. Onun bu çabasını karşılıksız bırakamadım, yatağın sol tarafına kaydım.
-Evet, anlat bakalım neler oluyor?
-Biliyor musun? Ben aptalın önde gideniyim.
-Bana bilmediğim bir şey söyle Aslıcık, dedi gülümseyerek. Bende güldüm.
-Güven ne demek sence Büşra? Kime, neden güveniriz?
İçimde yaşadığım anlam kargaşasına bir son vermem gerekiyordu, hissettiğim duygunun ne olduğunu anlayabilmek için Büşra'dan yardım almaya karar verdim.
-Kime, neden güvendiğimizi bilebilir miyiz? Bak bunu hiç düşünmemiştim.
-Bende hiç düşünmedim. Annem lise döneminde herkese güvendiğim için her evden çıkmadan öğüt verirdi. Hatırlıyor musun?
Kafasını omzumdan kaldırıp yüzüme baktı. Muhtemelen ağlayıp ağlamadığımı kontrol ediyordu. Ağlamadığımı görünce eski pozisyonuna geri döndü.
-Hatırlamam mı? Beni de sürekli uyarırdı. Sana sahip çıkmam için tabii, deyip kıkırdamaya başladı.
-Bak sen. Gerçi bir süre sonra da niye kimseye güvenmiyorsun diye öğüt vermeye başlamıştı. Sanırım ortayı bulamıyorum.
-Bence de Aslıcık, sen ortayı bulamıyorsun. Bana güvenmiyor musun diye sormuştum ortaokulda hatırlıyor musun?
Yüzüm kızardı Büşra böyle sorunca. Her aklıma geldiğinde mahçup olurum çünkü. En büyük hatamdı ona güvenmemek. Yavaşça kafamı 'evet' anlamında salladım.
-Çok üzülmüştüm bana güvenmemene. Çok kırılmıştım. Asya teyzeye şikayete gitmiştim hatta.
Kıkırdamasına bu sefer bende eşlik ediyordum.
-Neyse eski defterleri açmayayım şimdi, sonra bana borçlu çıkarsın. Bugünün hesabı farklı. Anlat bakalım Emir kim?
Gözlerimi tavana diktim, ondan onay bekliyordum. Herşeyi anlatmalı mıyım diye? Evet, ben aptalım. Bu bilmediğiniz bir detay değil.
Herşeyi anlattım. En ince ayrıntısına kadar. Ben anlatmayı bitirdiğimde Büşra artık oturur vaziyette, gözleri şaşkınlıktan kocaman açılmış haldeydi. Derin bir nefes alıp gülmeye başladım. Bu hali çok tatlıydı ve onu böyle görmek her zaman nasip olmaz.
Biraz düşündü, gözlerini kısıp konuşmaya başladı,
-Aslı, sence Emir gerçekten intikam peşinde mi?
-Öyle gibi görünüyor. Bilmiyorum ya.
-Ben güvenilir birine benzetmiştim ya, yazık oldu. Enişte potansiyeli görmüştüm o adamda. Yiğenlerimde güzel olurdu.
-Saçmalama Büşra yuh bu ne hız, ne eniştesi. Sen niye her yanımda gördüğün adama enişte muamelesi yapıyorsun ya?
-Umut fakirin ekmeği Aslıcık, senin bu buzdan kalbini kim eritecek çok merak ediyorum.
-Sensiz buz.
Kollarımı göğsümün önünde bağlayıp kafamı önüme eğdim. Bu hareketim 'biraz daha devam edersen küserim' manasına geliyordu. Büşra kahkaha atmaya başlayınca ayağımla yavaşça itekledim. Maalesef, ne kadar çabalasam da yataktan düşmesine engel olamadım! O ise düştüğü yerden gülmesine devam ediyordu. Bayık gözlerle tekrar kalkıp yatağa oturuşunu izledim. Hiçbir şey olmamış gibi konuşmasına devam etti,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bir İhtiyaçtır.
General Fictionİçinizi ısıtacak bir aşk hikayesi. Yaralı iki gönlün, birbirine derman olma hikayesi. Tam da ihtiyaçları olduğu anda Aslı ve Emir'i bulan aşkın hikayesi. Aslı, Kerem'in ablası. Onu korumak pahasına kendinden vazgeçmeye hazır. Çünkü Kerem, ailesinin...