Bölüm Otuz Dört - Herkes senin nasıl göründüğünü bilir,

1.3K 56 5
                                    

ama çok az insan nasıl olduğunu hisseder. Machiavelli

Talha abinin kafesine varana kadar saklambaç oynamıştım resmen. Tanıdık kimse ile karşılaşmamak için saklana saklana yürümüştüm. Ne açıklama yapmaya enerjim vardı ne de bana acımalarına karşı sabrım.

Büşra benden önce gelmiş Talha abiyle çay içiyordu. Selam verip yanlarına oturdum. Talha abinin gözleri sonuna kadar açıldı,

-Bu kadar kötü görüneceğini tahmin etmemiştim.

Büşra'nın yüzü düştü,

-Bende bu kadarını tahmin etmezdim.

İkisine de tebessümle cevap verdim. Ne diyebilirdim ki? Başıma gelenleri tahmin edebilmelerinin mümkünatı yoktu.

Nihayet Büşra ile başbaşa kaldığımızda sorgu zamanım başlamıştı. Büşra çok tez canlı olduğu için gerçekleri süründürmenin bir anlamı yoktu.

Olayı detaya girmeden anlattım. Pür dikkat beni dinleyen Büşra konuşmamı bitirdiğimde sus pus olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

Bu haline endişelenerek,

-Büşra iyi misin? Dalıp gitme, dedim.

İstifini bozmadan,

-Ne yapmayı planlıyorsun Aslı? Düşünsene şimdi bunu yapan sonra neler yapar?

Haklıydı. Bende yapabileceklerinden korkuyordum fakat yanlış bir şey yapmam zaten karışık olan durumumu daha da içinden çıkılmaz hale getirirdi.

-Bilmiyorum Büşra, ne yapacağımı bilmiyorum.

Kafasını salladı. O da ne yapmamız gerektiğine emin olamıyordu.

Normalde bir insan tehdit ediliyor ve de kaçırılıyorsa şikayetçi olur, adli yola başvururdu. Fakat iddia ettiğim suç için yeterli delilim yoktu. İşi yokuşa sürmeden anlaşabilmemin de imkanı yoktu ki kadın bana göre deliydi. Yoksa yaptıklarının başka bir açıklaması olamazdı.

Birbirimize boş ve ümitsiz gözlerle bakarken Büşra'nın aklına ne geldiyse gözleri parladı. Tabii ki beni merakta bırakmadı,

-Sen şimdi Emir'in evinde mi kaldın? ,diye atıldı.

Şeytani bir gülümseme ile sorduğu soruya gülmemek için dudaklarımı dişledim. Cevap vermeyince daha da heyecanlandı,

-İnanmıyorum sana, yalnız mıydınız tüm gece?

Sesi gittikçe yükselmiş, ilgi odağı tamamiyle kaymıştı.

Bu kızın enişte sevdasına aklım ermiyordu. Ben karşısında harap olmuş haldeyken bile aklı çok farklı yerlere çalışıyordu. Daha fazla hayal kurmasına izin vermeden,

-Hayır, Emir'in evinde kalmadım. Emir'in teyzesinin evinde kaldık.

Söylediklerime rağmen heyecanında bir eksilme olmamasına şaşırdım. İmalı bakışını attıktan sonra,

-Demek ailesi ile tanıştın, dedi.

Hali, tavrı o kadar komikti ki daha fazla dayanamadım, gülmeye başladım.

-Ne değişik kızsın sen ya, burnum acımasa kahkahalara doymazdım. İyi ki varsın can dostum.

Oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi. Sandalyeme eğilerek boynuma sarıldı. Burnuma bir zarar gelmemesi için çok yavaş hareket ediyordu. Kollarımı beline sardım bende.

-Her şey geçecek, bu anlar kalacak zihnimde. Beni düşünüp kendini üzme, çaresi bulunur elbet, dedim.

Gözleri dolu bir şekilde ayrıldı,

Aşk Bir İhtiyaçtır.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin