Güzel günlerin anahtarıdır. Nebi Yıldız
En bi sevdiğim, pazar sabahı. Sessizce çıktım evden. Saat sekiz buçuktu. Erken kalkabilmek için alarm kurmuştum. Evet, pazar sabahına. Veysel amca ile karşılaştığım parka yürüdüm usulca. Ona açacaktım kendimi. Yoksa daha fazla tutamadığım sözlerim en olmadık yerde taşacaklardı. Parka vardığımda Veysel amca aynı bankta oturuyordu. Saf bir heyecan ve mutluluk sardı içimi. Olmayan dedem gibi görmüştüm sanırım Veysel amcayı. Selam verip oturdum yanına. Elinde yine torununun fotoğrafı vardı. Ben sordum o cevapladı,
-Veysel amca, neden intikam alır insan?
-Canının yandığı kadar can yakmak ister çünkü evladım.
-Peki canını yakan kişinin değilde masum birinin canını yakıyorsa?
-Böyle intikam mı olur? Aşağılık biriyse olur gerçi. Değer verdiği birinin intikamını, değer verilen birinden alır. Hemde daha iştahlı alır.
Korkuyla açıldı gözlerim.
-Peki en güzel intikam nasıl alınır?
-İntikamın güzeli olur mu?
Doğru söylüyordu, bu illet duygunun güzel bir tarafı olur muydu?
-İnsanlar çok kötü. Nasıl bu kadar kötülük taşıyabiliyorlar içlerinde, ağır gelmiyor mu onlara?
Usul usul güldü. Gülüşü bile o kadar naiftiki bu amcanın. Sadece yanında oturarak bile huzur doluyordu içim. Hemde bu kadar açken huzura.
-Dostoyevski'nin bir sözü vardır kızım. 'Öylesine güzel bir gökyüzünün altında bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyordu?'
-Aynen bunu merak ediyorum Veysel amca? Nasıl?
-Kötüler olmasaydı iyilerin ne değeri kalırdı peki kızım?
Benim devrelerim yanmaya hafiften başlamıştı. Saatin ona yaklaşmasının ardından Veysel amca eve postaladı beni. Hızlıca eve gittim. Telefonum çalınca arayanın kim olduğuna inanamayıp hayretle tekrar baktım. Sinsi Yılan arıyordu. Korkuyla karışık bir heyecanla açtım telefonu,
-E-efendim?
-Konum atacağım yere gel. Sorumluluk alman için sana şans veriyorum.
-Nereye geleceğim? Neden gelecekmişim? Elin nasıl oldu?
'Elin nasıl oldu?' nedir ya? Onu içimden düşünüyordum, neden sesli söyledim.
-Bana yardım etmeye geleceksin. Sağ elim kesildiği için işlerimi yetiştiremiyorum. Ve tahmin et bakalım sağ elim kimin yüzünden kesildi?
İstemsizce, birden bire, duraksamadan, düşünmeden cevap verdim,
-Senin yüzünden.
Neden konuşmadan önce düşünemiyorum. Dudaklarımı kemirerek Emir'in kükremesine hazırladım kendimi.
-Aslı. O güzel kafanı kopartmak istiyorum bazen. Neden mümkün değil acaba?
-Güzel kanun sistemimizden dolayı?
-Hay Allahım ya, resmen dalga geçiyor benimle. Bak kızım şu pazar günü işim başımdan aşkın. Attığım konuma geliyorsun, bana yardım ediyorsun.
-Emrin olur Emir. Adınla da kafiyeli oldu. Tam olarak adını yaşatıyorsun. Sana kolay gelsin, ben pazar günümün keyfini çıkaracağım, deyip kapadım telefonu. Katıksız gerizekalıyım. Neden böyle saçma işlere girişiyorum. Hayır, adam kaza nedeniyle kinlenmesede söylediklerime kinlenir uğraşırdı benimle. Acaba gerçekten mazoşist miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bir İhtiyaçtır.
قصص عامةİçinizi ısıtacak bir aşk hikayesi. Yaralı iki gönlün, birbirine derman olma hikayesi. Tam da ihtiyaçları olduğu anda Aslı ve Emir'i bulan aşkın hikayesi. Aslı, Kerem'in ablası. Onu korumak pahasına kendinden vazgeçmeye hazır. Çünkü Kerem, ailesinin...