26.BÖLÜM ANILARIM DÜŞÜYORDU ISLAK KİRPİKLERİME

734 81 742
                                    

Kız Kulesindeki akşam yemeğinden sonra neler mi oldu?

O zaman anne-kız yüzleşmesi gelsin mi?  

Ve çikolata bey de teşvik etti bu bölümde.  Ufak bir sırra tanıklık ediyoruz hep birlikte.

Medya müziği:İlyas Yalçıntaş Ben Sana Küsüm Aslında

Güzel okumalar bol yorumcuklar :)

***

Kız Kulesi'ndeki akşam yemeğinden sonra eve geldiğimizde beni annemle zorlu bir yüzleşme beklediğini bilemezdim. Bazen o an olacakları bilemediğimiz gibi kabullenemediğimiz gerçekler karşımıza öyle bir çıkardı ki insan haliyle hüzünlerini yüreğindeki derin kuyulara atabilirdi. Ama içimde biriktirdiğim aile özleminin öyle şiddetli bir hüznüydü ki bu, beni neyin mutlu edeceğinden emin değildim.

"Babam..." diyordum. Bir baba kelimesi ne kadar da sarsabiliyordu böyle? Ne olursa olsun insan vazgeçemezdi öz babasından. Ve bir anne ya da babanın yerini dolduramazdı yabancı birileri. "Onu ne çabuk unuttun anne?"

Salona geçmiştik ve karyolaya atmıştım kendimi. Akşamın sisli perdesinin ardında yatan acı ama fer dolu gerçekler buruk bir sızı bırakıyordu damaklarımızda.

Konuşmamız gerekenler vardı, dillendiremediğimiz hüzünlerin karşılıklı konuşularak çözülmesi gerekliydi. Kırgınlıklarımız vardı bizim birbirimize, herkes mutluluğu hak ederdi kendince lakin hangi pencereden bakarsak o tarafı haklı görürdük kendimizce.

Yavaşça yaklaştı annem ve usulca sokuldu yanıma. Boğazında düğümlenen kelimelerin acı hüzünlerine ilmek geçirmesine seyirci kalmıştım. Yaşlıydı kirpikleri, solgundu yanakları, ellerini kenetlemişti dizlerinin üzerinde. Aleyna da dikiliyordu duvar dibinde. Bağlamıştı kollarını öylece, derin bir hülyaya dalmış gibiydi sadece.

"Kabullenemediğini biliyorum tatlı kızım." dedikten sonra buğulu gözlerini gözlerime dikti annem. "Ama bazı gerçekler canımızı acıtsa da o gerçekleri kabullenmekten başka çaremiz yoktur. Babanla mutlu oldum gerçekten. Birbirimizi kırdığımız zamanlarda bile birbirimizi mutlu etmeyi denedik. Ama birbirimiz için yanlış insanlardık. Görüşlerimiz ve düşüncelerimiz farklılaştıkça uzaklaşıyorduk birbirimizden. Onu sevdim kızım, çok sevdim ama bazen sevmek yeterli gelmiyor."

Ailemin mutluluklarını hatırladığım anılarım düşüyordu ıslak kirpiklerime o esnada. Herkes kendine göre haklıydı lakin her çocuk gibi dileğim ailemin gerçekten bir arada olmasıydı. İmkansızdı, biliyordum. Bazen imkansız olan ne varsa onu isterdim, farkındaydım. Farkında ola ola yine de ailemin bir gün bir araya gelecek olma düşüncesi, mutluluğumda biriktirdiğim gizli hatıraları dillere döküyordu.

"Keşke tekrar bir araya gelseydiniz. Keşke babam hiç evlenmeseydi anne! Keşke sen de evlenmek üzere yabancı biriyle çıkmasaydın hemen yola! Neden acele ettiniz anne neden?"

Derin bir iç geçirdi annem. Bakışlarını odakladı kendi karanlık denizindeki boşluklara. Sonra mazlumca titrek ellerini uzattı ellerime. İttim ellerini, karyola köşesine iyice sindim.

İnsan bazen sinirliyken beklenmedik tepkiler yaratabilirdi. Ve benimki sinir sisteminin beni altüst etmesinden ziyade kırgınlıklarımın göremediğim gerçekleri körleştirmesiydi.

"Bazı insanlar birbiri için yaratılmamıştır, Melis'im."

Yumuşaktı ses tınlamaları, lafları epeyce birikmiş olmalıydı, yaşlı sızılarını göz diplerinde saklıyordu. Hüzünlü iç geçirmeleri dudaklarının ucunda atışını yapıyordu.

GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin