6.BÖLÜM KABUS MUSUN GERÇEK MİSİN? 2.KISIM

2.8K 301 813
                                    

Not: Bölümler gecikmeli gelecek bir süre. Bilgisayarımın anakartı bozulmuş. Bölümlerim de içinde. Neyse ki flash'a yedeklemistim hepsini. Internet kafeden hallettim bu bölümü. Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Güç bela yazdım, düzenledim. Tek isteğim okunması ve görüşleriniz. Biraz uzun oldu üzgünüm.😔😔😔
💐💐💐💐💐💐

Nefesi yüzümü yalayıp geçmişti. Artık daha fazla çikolata kokusuna tahammülüm yoktu, bayılmak üzereydim. Ellerimle onu itmeye çalıştım, göğsüne küçük yumruklar indiriyordum. Ve ayaklarımın altında aniden bir acı hissetmiştim. İstemsizce buruşturdum yüzümü. Cam kırıklarına basmıştım. Koyu pelerinli gece artık sızılarımı dinlemeye mahkum edilmişti. Karın kaslarım hafiften kasılıyor, gözlerim kararıyordu. Silueti görüyordum. Önümde heykel gibi dikilen siluet ben düşmek üzereyken beni belimden sımsıkı kavramıştı. Gecenin karanlığına hafif bir çığlık sesi bıraktım.

O anda ışıklar yanmıştı. Sıcak gözleri gözlerimi delip geçiyordu. Mahzun bakışları beni sorgularcasına bedenime yönelmişti. Kaslı kollarından destek alırcasına ayakta dikilmeye çalıştım. Burkulan bedenimi doğrultmuştum nihayetinde. Işığın noktasını belirledim, suratım asılmıştı.

"Film mi çeviriyorsunuz gece gece?"

Aleyna, buzdolabının kapağını açmış, bir elinde muzla bizi amaçsızca izliyordu. Uyku mahmurluğu vardı üzerinde anlaşılan. Tepkilerini abartıyla ortaya çıkaran kardeşim ifadesizdi. Sadece muz yiyordu, kabuğu sıyırdığında ikimizin de suratına 'ne var dercesine' bakmıştı. Koluma değen koluyla ürpermiştim. Gökhan, bu gece çok fazla olmuştu!

"Muz mu yiyorsun gece gece?" diyordu Gökhan. Dudakları yukarı kıvrılmıştı. Gülümsemekle gülümsememek arasında gidip geliyordu.

"Romantik bir filmin karşısında iyi gider diye düşünmüştüm."

"Ah, hayır." diye inledim. Yürümeye çalışmıştım, ayağımın altından sızan kanı görünce midem bulandı. Kaslı kolların arasında bulmuştum yine kendimi. "Otur hemen! Pansuman yapmalıyım."

Zorla beni tekli koltuğa oturtmuştu. Dolap raflarından birini açtı ve küçük bir kutu çıkardı. Çocuk, sanki kendi eviymiş gibi tereddüt etmeksizin bulmuştu. Aleyna, dolabın kapağını kapadı ve gözlerini kıstı, bizi izlemeye devam ediyordu. Yarım kalan muzu ağzına attığında hafifçe yutkunmuştu.

Gökhan, önüme diz çökmüştü. "Çok dikkatsizsin." diye mırıltı yükseldi dudaklarından.

Oksijenli suyu döktü yarama. Hafifçe inledim. Nefesiyle üfleyivermişti hemen. Sonra pamukla kuruladı ve sargı bezini çıkardığı gibi sarıverdi yaralarımı. Ustalıkla yapıyordu işini, maharetli ellerini tenimde konuşturuyordu.

Dolabın kapağına yaslanan Aleyna, "Neler oluyor sizin aranızda Tanrı aşkına!" diye bağırdı aniden. Görünen o ki uykusu açılmıştı. Ellerinin arasından muz kabuğu kayıp gitmişti. O sırada merdivenlerden inen ayak seslerine kulaklarımı diktim. Annem, dalıvermişti salona. Şaşkınlıkla gözleri açılmıştı.

"Çocuklar! Bu geceki olay kimseye yetmemiş anlaşılan. Ne yapıyorsunuz siz?"

Gökhan, kenara çekildi ve ellerini önünde birleştirdi. Yaralı ayağım annemin gözleri önüne serilmişti. Yavaşça emin adımlarla bana doğru geliyordu. Ama gelemedi! Çünkü, kardeşimin attığı kabuğun üzerine basıp kaymıştı. Odanın ortasına gümbürtülü bir çığlık düştü. Acıyla kalkmaya çalışırken Gökhan, omuzlarımdan tutarak beni oturtmuştu. Zor bela annemi kaldırıp karşımdaki koltuğa oturttuklarında güçlükle nefes alıyordum. Annem belini ovuşturuyordu. Kabuslarla dolu bir geceydi! Elim, istemsizce dikiş atılan yarama gitti. Annem görmüştü yaramı! Artık ifademin alınması gerekiyordu.

GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin