27.BÖLÜM YENİ AİLE TABLOSU ÇİZİLDİ, İTİRAFLAR EDİLDİ-2.KISIM

672 84 727
                                    

Evet itiraflarla dolu bir bölüme hoşgeldiniz :)

Çikolata var lavanta var var da var bu bölüm :) Ama biraz hüzünlü diyebilirim... Ne yapalım olsun, mutluluğa pek inanasım gelmiyor artık zaten son zamanlarda.

Medya Müziği: Feride Hilal Akın& Hakan Tunçbilek-Gizli Aşk(Tavsiye ederim)

Keyifli okumalar :)

***

"Bizim aşk doğumumuz Kız Kulesi. Senin ve benim!" Yükseliyordu sesi, adımlıyordu aramızdaki mesafeleri. Kaçmak istedikçe yaklaşıyordu bedenime. "Ve onu aramıyorum. Benim için bitti! Sen ve ben varız sadece. Duymak istiyorsan söyleyeyim. Kız Kulesi'ne gittik onunla da ama iki-üç kere o kadar. Bizim için sıradan gittiğimiz bir yerdi. Ben Kız Kulesi'ni seninle sevdim, anlıyor musun?"

Gözbebekleri sıcacıktı, insanın içini kıpırdatacak düzeydeydi. Aşk onunla güzeldi ve onun lavanta kokusu sadece bana özeldi. Omzumdaki ceket ağırlık yapıyordu, duymak istediklerim yeterli değildi. Güvenim sarsılmıştı. Elbette bu herkesin başına gelebilirdi ancak kalbimi teslim ettiğim nefesimin sahibinin güvenimi kırması, dünyamın başına yıkılması kadar eş değerdi.

"Sırlar odanı neden kilitledin o zaman?" Beni gördüğü zaman nasıl kilitlediğini net hatırlıyordum. Endişeli tavırlarının al tenine genişçe yayıldığı epeyce belirgindi, anılar dün gibi tazeydi.

"Melis." Sesi dokunaklıydı, huzurun dalgaları aramızdaki kıvılcımlarda yankılanırdı. Elini uzatmıştı hızla ve anında iki eliyle de tuttu omzumun iki yanından. "O an yanlış bir izlenime kapılmanı istemedim. Ama sana temin ederim geçmiş geçmişte kaldı. Sadece o odaya epeydir girmediğim için onları atamadım henüz."

"O zaman o gün neden girdin?" Yaş damlalarım doluşuyordu gözlerime, her ne söylerse söylesin kelime toplulukları kalbimi sarsıyordu.

Derin bir iç geçirdi ve ışıldayan gözlerini odakladı gözlerime. "Melis, bunu açıklamak zor. Sadece emin olmak-"

Artık daha fazla tahammülüm kalmamıştı. Omuzlarıma tutunan ellerini ittirdim şiddetle. Ceketi düşmüştü omuzlarımdan, çimenlerle kucaklaşıyordu ceketi şimdi. Yaş pınarlarım yanaklarıma değdikçe can damarıma saplanan acılı anılarım oyuyordu zihin odalarımı.

"Senin geçmişini araştırdıkça sırlar içinde sırlar çıkıyor. Pandora kutusuna atılan sırlar birikti iyice. Benim takatim kalmadı. Güvenim diyorum, en çok sevdiğim kırdı güvenimi."

Donuktu ifadesi, elleri boşlukta sallanıyor gibiydi. Üşüyordum, yaz akşamları kıpırdak kalpleri soğutuyordu umarsızca. Lavantanın yanık kokusu burun direklerimi sızlatıyordu. Bu acı koku belki de kömür kalbimden geride kalan duman islerinden ibaretti. Bir ses yankılandı o anda. Sesleniyorlardı bana. Duymak istemiyordum, kapattım kendimi seslerin uğultularına. Ve son kez baktım ona.

Kırgındım ve bunca zaman görememişti, günden güne ne kadar kırıldığımı. Maziler geride kaldı dedikçe mazilerini saklıyordu koynunda. Nasıl güveneceğimi kestiremez olmuştum. En çok sevdiğimdi, üzerine çiçekler gibi titrediğim biriydi, öylesine değil özeldi, nefesime nefes kata kata sevdiğim büyüleyici varlığımdı.

Topuklu ayakkabılarıma yüklenmiştim, bahçe kapısından çıkıyordum. Koşuyordum kalbimin kanadığı ehvenişehrin kaldırımlarında. Yollar ıssızdı, her yer karanlıktı, yaşlı acılarımı elimle silerken hıçkırıklarım bukleli saçlarıma dolanıyordu.

Yalnızlık sandığımdan da çok yakınımdaydı, huzurun belirsiz kolları beni kucaklamaktaydı. Peşimden geldiğini biliyordum ancak umursamıyordum. O an yapmak istediğim özgürce koşmaktı.

GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin