"Maziydi biliyordum, ama kalbimin şiddetli bir acıyla tekmelemesine engel olamıyordum."
Mutlu okumalar can okuyucular😚
Lütfen yorumları ihmal etmeyin.
Beni dinleyin ve yalnızlığa çekilin. Ve yeşil kalbi görene kadar medyadaki müzikle okuyun. Eminim seveceksiniz müziğin ritmini de😇
💛💛💛
"Paranoyak ne demektir sence?" diyordu soğukkanlılıkla. Okulun bahçesindeydik, herkes dersteyken biz bir karar aşamasındaydık. Kuru dallarını sarkıtan ağacın çevrelediği bir bankın kenar uçlarında oturuyorduk.
Başımı eğmiştim, ellerimdeki çizgileri inceliyordum. Kader çizgilerim belirsizliğe doğru yol alıyordu, nehir gibi akan kalbim ise bir felakete sürükleniyordu.
Başımı kaldırdım. Kumral saçlarından bir tutam düşmüştü önüne. Dokunma güdümü zor zaptediyordum. Neydik, ne olmuştuk. Neler olmuştu bize? Bir sır, insanları uzaklaştırmaya yetecek kadar büyük olabilirdi belki de.
"Bir saplantı zannımca. İhtiras, tutku ve intikam duygusunun insanı körüklemesi. Psikolojik bir sorun da diyebiliriz." dedikten sonra ufak gülücük fırladı dudaklarımın arasından."Manolya'nın sana karşı paranoyak olduğunu düşünüyordum oysaki bugüne kadar."
Başını çevirerek dikti gözlerini gözlerime. Katlanamıyordum renkli gözlerinin ateşine. Bir gökkuşağı gibiydi gözlerinin rengi. Sıcaktı sesi, gözleri, dokununca hissedilen o yumuşacık teni.
"Hayır, Melis." diyerek itiraz etti. "Manolya'yı saplantı haline getiren bir çocuk vardı zamanında. Öyle bir zorbanın tekiydi ki, kızı kaçırıp hapsederdi bir yerlere. Tehditkardı, psikopattı. Manolya onu birden bırakınca afallamıştı."
Kaçırdım bakışlarımı. Ağaçtan düşen bir sonbahar yaprağıyla oynamaya başladım. Kuru çıtırdayan yaprağı ufaladım ellerimle. Gerçekten soğuktu, kasımda aşkın başka hallerini tadımlıyordum paranoyak bir halde.
"Ve..." Derin bir nefes aldı, dikti gözlerini boşluğa. Sonbaharın verdiği hüznün ilim ilim tenine işlediğini fark edebiliyordum. "Biz o zamanlar sadece arkadaştık. Çocukluğundan beri tanırım onu. İyi kızdır özünde, ama hayatındaki en büyük yanlışı o serseriye şans vermesiydi. Ağlatırdı onu gelip omzumda ağlardı. Teselli ederdim ben de. Sonra bir gün benden yardım istedi."
Elini boynuna götürerek ovuşturuyordu. Aklı mazide kaybolmuş gibiydi. Kalbi neredeydi belirsizdi.
"Sevgili rolü yapmamı istiyordu."
Ritmik bir hızla kırpıştırdım gözlerimi. Rol mü? Filmlerde olduğu gibi sevgili olduklarının hayali belirdi gözlerimde. Toz pembe bulutlar tazeliyordu yaşanan mazileri.
"Sen de kabul ettin." diye fısıldadım. Rol bile olsa o paranoyak kızla sevgili olduğuna dair hayaller kalbimde sızı bırakıyordu.
Tek kaşını kaldırdı ve donuk bir surat ifadesiyle gözlerini üzerimde gezdirdi. Çatırdayan kuru yapraklara bakıyordu. Düşen kahveremgimsi yaprakları acımadan ovuşturuyordum. Dökülüyordu yavaş yavaş yapraklar üzerime.
Uzandı ellerime, sakin ol dercesine. Üşüyen ellerim hissetti teninin sıcaklığını. İrkiliyordum istemsizce. Geçmiş mavimsi mazi bulutlar birikiyordu her bir zerremde. Çektim ellerimi ve birleştirdim kollarımı bedenimde.
Boş kalmıştı elleri. Beklenmedik bir tepki aldığını belli eden şaşkın dudaklarının arasından hızlı hızlı döküyordu kelimeleri istemsizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆
Fiksi RemajaAşka inanmayan genç liseli bir kız. Dağılan bir aile. Ve yeniden evlenen bir baba. Değişik bir kız kardeş. Ailenin çözülemeyen sırları. Ve yeni bir okul, okulun göz bebeği genç ve karizmatik bir erkek. Geçmişten gelen çocukluk arkadaşı. Büyüleyici v...