Not: Bu bölüm 2 part olmayacak. Çünkü aşk doğumu bugün. Bölmek istemedim ve tadında bıraktım.😊😊 Yeniden aldım kalemi yazdım valla. Ellerinizden öper.😚
Mutlu pazarlar😊💙
🍎🍎🍎
Kelimeleri okşuyordu kalbimi. Gölgenin yüzü aydınlanmıştı. Şaşkındım, suskunluğuma gizlediğim nefesimi görmüştüm. Böyle bir kabus olamazdı, olmamalıydı. Ay kayboluyordu, gölge yaklaşıyordu adım adım. Aramızdaki mesafeyi kapatmıştı. Parıldayan renkli gözleri perde indirmişti göz kapaklarına. Durgundu, suskundu, gözleri cennetin kovuğuna çağırıyordu. Askıda kalan kelimelerim boğazıma dizilmişti. O an anlamıştım ki gecem bitmişti, gün ışığı davetkar biçimde mavi yolculuğa çağırıyordu.
Bükülmüştü dudakları. Kalbimi kamçılayan yüz hatları keskindi. İstemsizce sakallı çenesini kaşıyordu, düşünceliydi. Muzdaripti gözlerinin parlaklığı. Çatmıştı kaşlarını, sorgulayıcıydı. Gözlerinin parlaklığı süzülüyordu yanaklarına, dudaklarına ve kalbin odak noktalarına. Nefesim kesilmişti. Gölge meydan okuyordu gölgeliğine.
"Kendini sakatlamakta neden bu kadar iyisin?"
Omuz silktim, zoraki bir şekilde silik tebessüm yerleştirdim dudaklarıma.
"Kabus dolu bir geceydi desem, inanır mısın bana?
Elini boynuna götürdü, narince boynunu ovuşturdu ve bandajlı ayağımdan başımdaki yaraya doğru kaydı gözleri. Uzanan sıcak eller dikiş atılan hizayı inceliyordu şimdi. Usulca okşadı saçlarımı ve indirdi ellerini omzuma. Orda kaldı eli. Sesimi kaybetmiştim, nefesim kontrol edilemiyordu, durgunluk hüküm sürüyordu sallanan bir boşlukta.
"Benimle gelebilir misin?" diye fısıldadı gölge. Dudakları yay gibi gerilmişti, endişeye bürünen zümrüt gözlerinin sıcaklığına kaptırdım kendimi. O an aklımda ne varsa unutmuştum. Tüm karanlık dolu günlerimin yerini alan hayalimsi periler ışıldıyordu şimdi.
Yutkundum, başımla onayladım. O mükemmeliyeti çağrıştıran bir gölgeydi benim için. Hayır demek olanaksızdı.
"Sürprizlere hayır demem gölge."
Doğrulttu bedenini, kavradı ellerimi. Arabada bulmuştum kendimi. Nereye gittiğimizin bir önemi yoktu. Önemli olan sadece "O" ve "ben", "biz"liğe ait biriktireceğimiz küçük anılarımızdı.
🍏🍏🍏
Üsküdar'a gelmiştik. Deniz kıyısına yakın şemsiyeli masalar bomboştu. İstanbul henüz uyanamamıştı. Kalabalık kent yerini sükut dolu zaman dilimine bırakmıştı. Ve gelin gibi süzülüyordu Kız Kulesi. Büyüleyiciydi! Tan ağarırken parlaklığını gözler önüne süren Kız Kulesi haykırıyordu Galata'ya olan sevdasını. Ah, genç kız gibi suskun, sevdalı aşıkların konuk yeri olan kız kulesi! Masal kahramanlarının aşk kokulu gözbebeği. Kelimeler kıyafet giydirse de senin karşında, asaletin haykırıyor sevdanı, kalbini, Marmara Denizi'nin berraklığını.
Dalıp gitmiştim güzelliğine. Emre elini uzatıyordu kıyının dibinde biten taşlara oturmam için. Gölge gibiydi gerçekten! Bendeniz leyla olmuştum burada, çocuk salisede inmişti yosun kokulu taşlara. Etrafıma bakındım. Bir çift daha ilişti gözüme. Kaldırımın kenarına oturan aşıklar sarılmışlardı birbirlerine. Genç kız, erkeğinin göğsünde uyukluyordu. Ve erkeği nazikçe okşuyordu saçlarını. Ürperdim! Çimdikledim kendimi defalarca kere! Ah, Emre! Gün doğumuna yakın bir vakitte mekan seçiminin romantikliği okşuyordu bedenimi.
Uzanan sıcacık ellerini kavradım ve bedenlerimiz çarpıştı. Kendimi geriye çekmek isterken o beni taşın üzerine yerleştirdi ve kendini de yanıma iliştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆
Novela JuvenilAşka inanmayan genç liseli bir kız. Dağılan bir aile. Ve yeniden evlenen bir baba. Değişik bir kız kardeş. Ailenin çözülemeyen sırları. Ve yeni bir okul, okulun göz bebeği genç ve karizmatik bir erkek. Geçmişten gelen çocukluk arkadaşı. Büyüleyici v...