4.BÖLÜM KÖTÜ OLAY -1.KISIM

4.1K 413 1.2K
                                    

Özgürce kanatlanmış gibiydim sanki. Bisikletimin üzerinde hızlıca gidiyordum okula. Bisiklet tutkum özgürlükle birleştiğinde kanatlanıp uçuyormuşum gibi bir hissiyat konuyordu üzerime. Huzur vericiydi, yanağımı okşayan sonbahar rüzgarının çene hatlarımı dövüyor olması muazzam bir titreşim belirtisiydi. Bugün değişiklik yaratmak istemiştim kendimce. Kardeşim haftasonu yediği tatlılardan ötürü kusup durmuştu epeyce. Yüzü sapsarıydı, solmuştu yanaklarının doygun taneli hücreleri. Çıkmıştı ateşi, atmıştı döşeklere kendini. Haliyle annemi de beni de endişelendirmişti.

Annem, Aleyna'yı hasta bir halde okula göndermekten ziyade araştırma görevlisi olarak görev yaptığı üniversiteden izin alarak gün boyunca onun yanında kalmak istemişti. Beni de okula götürüp eve geldikten sonra bir an önce kardeşimi doktora götürmeye heves ettiyse de durdurmuştum onu. Özlemle bisikletimle gitmek istediğimi dile getirmiştim. Başta karşı çıkmıştı lakin ben inatçı tutumumu şiddetle sürdürmüştüm ona karşı.

"Söz veriyorum dikkatli gideceğim. Ayrıca tam vaktinde evde olacağım." diyordum inatla. "Eğer, çıkışta tam vaktinde evde olamazsam bana istediğin cezayı verebilirsin. Sadece bugünlük gitmeme izin ver, lütfen." Özlem duygum bu cezayı göze alabilecek kadar üstün gelmişti.

Sonunda annem benimle başa çıkamayacağını anlayana kadar onu ikna etme çabalarım olumlu yanıt vermişti. "Tamam, ama unutma." demişti annem bir yandan da işaret parmağını uyarır gibi bana doğru sallayarak. "Kaçta okuldan çıkacağını biliyorum. Eğer geç kalırsan başın belada, küçük hanım. O zaman dile benden nasıl bir ceza dileyeceksen."

Sonucunun ne olacağını düşünmeksizin atlamıştım ben de bisikletime, varmıştım okula haliyle. Lakin geç kalmıştım bu sefer. Ders zili çoktan çalmış olmalıydı, ortalıkta kimseler yoktu, in cin top oynayıp sek sek atlamışlardı sanki. Her ne kadar geç kalsam da pişman değildim, bisikletime olan özlemimi biraz da olsa giderebilmiştim. 

Ders programına baktığımda ilk dersin biyoloji olduğunu gördüm. Bu dersimiz laboratuvarda yapılacaktı. Öğretmenin derse girmemesini diliyor, büyük bir hızla laboratuara doğru ilerliyordum.

Laboratuvara girdiğimde henüz biyoloji öğretmenimiz Lokman Bey derse girmemişti. İçten içe dualarım kabul olduğu için seviniyordum. Masalara göz attığımda ise her yer dolu gibi gözüküyordu. Bilge, Sırma'nın yanında oturuyordu. Gökşin'in yanındaki sandalyenin boş olduğunu görünce sevinmiştim. Fakat ne yazık ki bu sevincim kısa sürdü. Emre'nin yanında oturan Barış, kalkıp Gökşin'in yanına oturunca ortada nereye gideceğimi bilmez bir halde kalakalmıştım. Daha önce de bu anı yaşamıştım. Şu anda tek değişiklik Gökşin'in yanındaki sandalyenin boş olmasına rağmen ben gelir gelmez hemen dolmasıydı.

'Tuhaf.' diye düşünüyordum. Planlı bir şey olabilir mi diye insan düşünebilirdi ister istemez. Ama anlam vermek zordu.

Sonra onu gördüm, çevreden kendini soyutlamış bir ifadeyle burnunu dikmişti pencereden dışarıya. Düşünceli görünüyordu halince, bir yerlere dalıp gitmişti öylece. Ve yanındaki sandalyeyi gördüğümde oraya boş hayaletlerin kurulduğunu hissedebiliyordum kendimce. Sakince bir adım attım ve emin adımlarla yanına doğru ilerledim ben de. Sandalyeyi çekip kurulmaya yeltendiğimde görmüştü beni ve tebessüm etti hafifçe. "Günaydın." İçtendi gülücüğü, kıvrık dudakları barındırdığı gizemli hallerinin derin köşelerini ovuyordu haliyle.

"Günaydın."diyordum ben de nezaket gereği. Kütüphanedeki tanışma faslından sonra hâlâ içtenliğini kaybetmemişti bana karşı. Tuhaf ama iyi bir durum olmalıydı. Ancak tedirginliğim kalbimin kıyılarını çıtlatıyordu öylece. Sandalyeye kurulduğumda çantamdan kitaplarımı çıkarıyordum aceleyle. Ve bir ses işittim o esnada. Sandalyesini yavaşça yanıma doğru yaklaştırıyordu. Nefesimi tutmuştum, şaşkınlık kılavuzunun sayfa yaprakları meltem rüzgârları eşliğinde açılmış olmalıydı.

GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin