Songül sabah uyandığında Güney'in yatağın kenarında iki büklüm uyuduğunu gördü. Yavaşça başını yastığa koymasını sağladı.
Ardından banyoya gidip işlerini halletti ve giyinip kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçti.
Güney gözlerini açtığında başta nerede olduğunu anlayamasa da sonradan dün olanlar aklına gelmişti.
Kalkıp evin içinde uykulu uykulu Songül'ü aramaya başladı. Burnuna gelen kokular direk mutfağa gitmesini sağlamıştı.
Songül neşeyle şarkılar mırıldanarak harika bir kahvaltı sofrası hazırlamış şimdi de çayları dolduruyordu.
Güney:"Songül..." diye mırıldanınca gülümseyerek başını kaldırdı.
Songül:"Günaydın. :)"
Güney:"Günaydın."
Songül:"Ben de seni uyandıracaktım. Hadi gel soğumasın. Mis gibi omlet yaptım."
Güney:"Ellerine sağlık. Çok güzel görünüyor."
Songül:"Afiyet olsun. :)"
Beraber kahvaltı yaparken ikisi de sessizdi.
Songül:"Gece yanımdan ayrılmamışsın... Sağol."
Güney:"Şey... ben odaya gidecektim aslında sen gitme diye sayıklayınca... gidemedim."
Songül:"Kusura bakma. Ama gerçekten çok korktum. Gerçi hala korkuyorum da bir şekilde başımın çaresine bakacağım artık."
Güney:"İstersen söyleyim Meral seninle kalsın biraz."
Songül:"Yok kızın rahatını bozmayım. Hem iki kız ne yapacağız ki. Çok güvenli olmaz."