Güney soran gözlerle Duygu'ya bakıyordu.
"Ne?"
Duygu:
"Son kez sarılsam..." dedi göz yaşları yanaklarından süzülürken.
Güney ne diyeceğini bilememişti. Duygu'yu öyle görünce üzülse de Songül'ü düşünüp sessiz kalmıştı.
Duygu Güney'in cevabını beklemeden "Çok özledim seni.." diye mırıldanıp birden boynuna sarıldı ve ağlamaya başladı.
Güney öylece duruyordu. O sırada telefonu çalınca Güney geri çekilirken Duygu da uzaklaşıp gözyaşlarını silmişti.
Güney:
"E.. efendim aşkım."
Songül:
"Güney neredesin?"
Güney:
"Geliyorum güzelim."
Songül:
"Tamam... Görüşürüz." diyerek telefonu kapattı.
Güney:
"B.. ben gideyim artık."
Duygu başını sallayıp arabadan indi.
"İyi akşamlar..."
Güney:
"Sana da." diyerek oradan uzaklaşmıştı.
Eve geldiğinde Songül avluda tek başına oturuyordu.
Güney:
"Songül.. uyumadın mı sen?"
Songül:
"Uyku tutmadı."
Güney de yanına oturdu.
"Hava soğuk üşürsün." diyerek ceketini çıkarıp Songül'ün omzuna attı.
Songül:
"Duygu'yu mu bıraktın evine?" diye mırıldandı.
Güney:
"Evet... Biraz morali bozuktu."
Songül:
"Dudağına ne oldu?" diye yavaşça Güney'in dudağına dokundu.
Güney:
"Duygu'ya vurdu bi adam.. sonra ben ona vurunca o da bana vurdu."
Songül sessiz kalıp elini çekmişti.