Salonda oturmuş Songül'ün yaptığı kahveyi içiyorlardı.
Songül:
"Ailenle görüşmüyor musun?"
Güney:
"Görüşüyorum..."
Songül:
"Babanla tartıştığını söylemiştin ya o yüzden sordum."
Güney:
"Sık sık tartışırız biz... alıştım artık."
Songül:
"Şirketle ilgilenmediğin için mi tartışıyorsunuz?"
Güney:
"Elimden geldiği kadar ilgileniyorum aslında. Ama babama göre sorumsuzmuşum."
Songül:
"Anladım."
Güney:
"Senin kimsen yok mu?"
Songül başını iki yana salladı.
"Annemi babamı kaybedince etrafımda kimse kalmadı. Herkes sırt çevirdi anlayacağın.."
Güney:
"Neyse... sıkma canını."
Songül:
"Alıştım artık."
İkisi de bir süre sessiz kalmıştı.
Songül:
"Film izleyelim mi?"
Güney:
"Ders çalışalım bence. Vizelere az kaldı senin çok konu eksiğin var."
Songül:
"Sonra çalışırız."
Güney:
"İyi sen bilirsin. Ne izleyeceğiz?"
Songül gülümseyerek sehpada duran korku filmi cdsini gösterdi.
Güney tek kaşını kaldırdı.
"Korku filmi mi izleyeceğiz?"
Songül:
"Evet... korkuyor musun yoksa?"
Güney:
"Yok da senin için dedim. Dün yeterince korktun zaten."