Kızlar korkuyla önlerinde duran arabaya bakarken arabanın kapıları açıldı ve Güney'le Ali indi.
Kızlar rahat bir nefes almıştı.
Eylül:
"Off siz miydiniz?"
Songül:
"Aklımızı aldınız ya."
Güney Songül'ün Ali de Eylül'ün yanına gelmişti.
Güney:
"Özür dileriz aşkım. Korkutmak istememiştik."
Ali:
"Sevgililerimiz taksiyle falan uğraşmasın dedik."
Güney Songül'ün yanağına bir öpücük kondurdu.
"Şşt çok mu korktun?"
Songül:
"Korktum tabi."
Güney:
"Oy kıyamam." diyerek kollarını Songül'ün beline sardı.
Ali:
"Aşkınızı sonra yaşayın lan. Geç kaldık."
Güney:
"Off illa bozacaksın değil mi şu güzel anı?"
Ali:
"Yürü yürü..."
Davetin verileceği mekana gelmişlerdi. Arabadan iner inmez gazeteciler fotoğraflarını çekmeye başladı.
Songül çekinirken Güney elini sımsıkı tutmuştu.
Güney:
"Herkes öğrensin aşkımızı." diye kulağına fısıldadı.
İçeri girdiklerinde her taraf çok kalabalıktı. Sürekli birileri Güney ve Ali'ye selam veriyordu. Kalabalığın arasında ilerleyip Meral, Selma ve Ekrem'in yanına geldiler.