1 ay sonra
Vizelere birkaç gün kalmıştı. Bu yüzden okula gitmeyip evde ders çalışıyorlardı.
Güney:
"Aşkım saat kaç oldu. Bıraksan artık çalışmayı?"
Songül:
"Az kaldı Güney. Şurayı da çalışmam lazım."
Güney:
"Yarın bak oraya da."
Songül:
"İçim rahat etmez. Bakayım biraz sonra yatarım. Uykun geldiyse yat sen."
Güney derin bir nefes alıp ayağa kalktı ve yatak odasına gitti. Birkaç gündür Songül'ün sürekli ders çalışması canını sıkmaya başlamıştı. Pijamalarını giyip yatağa uzandı. Fakat bir türlü uyuyamamıştı. Yaklaşık bir saat sonra Songül de geldi. Güney'in uyumadığını farketmediği için sessizce yanına uzanıp gözlerini kapatmıştı.
Sabah Güney uyandığında Songül yanında yoktu. Elini yüzünü yıkayıp salona gittiğinde Songül'ün ders çalıştığını gördü.
"Songül... Ne zaman uyandın sen?"
Songül:
"Bir saat falan oldu. Sandviç yapmıştım sana da. Çay da hazır."
Güney:
"Sen yedin mi?"
Songül başını salladı.
"Atıştırdım bir şeyler."
Güney mutfağa gidip Songül'ün hazırladığı sandviçi yedi ve salona döndü.
"Songül..."
Songül:
"Efendim.." dedi başını kitaptan kaldırmadan.
Güney:
"Bıraksan biraz. Çok yoruyorsun kendini."