Sabah Songül ve Güney çalan kapının sesiyle sıçramıştı.
Songül:
"Güney! Buldular bizi!"
Güney hemen ayağa kalktı.
"Aşkım sakin." diyerek silahını çıkardı.
Songül:
"O nereden çıktı?"
Güney:
"Babamın silahı. Gelirken almıştım ne olur ne olmaz diye."
Songül:
"Ne yapacağız?"
Güney:
"Sen burda kal.. ben halledeceğim." diyerek kapıya yöneldi.
Songül:
"Dikkatli ol..."
Güney silahını doğrultarak kapıyı açtığında Serkan'ı görünce öylece kalmıştı.
"Serkan?"
Serkan:
"Abi dondum niye açmıyorsunuz kapıyı?"
Songül de sesleri duyunca gelmişti.
"Serkan.. sen miydin?"
Güney sinirle Serkan'ın koluna vurdu.
"Gerizekalı! Zaten kız korkuyla duruyor!"
Serkan:
"Ya ne yapayım odun toplamaya çıkmıştım. Anahtarı unutmuşum."
Güney:
"Seslenseydin en azındam benim diye.."
Serkan:
"Hı.. onu düşünemedim."
Songül:
"Neyse... İçeri girin de kilitleyin hadi kapıyı."
İçeri geçip kapıyı kilitlemişlerdi.
Songül:
"Yiyecek bir şey varsa bi kahvaltı hazırlayım ben.."
Serkan:
"Valla dolapta bir şeyler vardı galiba."
Songül: