Songül ve Güney eve gelmişti. Güney salona ilerlerken Songül elini tuttu.
Songül:
"Nereye?... Odamıza gitmiyor muyuz?" diye gülümsedi.
Güney:
"Valla mı? Ben öylesine dedim sanmıştım."
Songül başını iki yana salladı.
"Gayet ciddiydim. Ama istemiyorsan..."
Güney:
"İstiyorum tabi kızım." diyerek Songül'ü kucağına aldı ve dudaklarını birleştirdi.
Odaya geldiklerdinde Güney Songül'ü yatağa bırakıp hemen Songül'ün kazağını çıkarmıştı ki Songül durdurdu.
Songül:
"Güney.."
Güney Songül'ün boynuna öpücükler kondururken mırıldandı.
"Hm?"
Songül:
"Kızma ama bir şey diyeceğim."
Güney:
"Ne oldu?"
Songül:
"Eylül'lere ayıp mı oldu? Böyle apar topar çıktık ya."
Güney:
"Songül dursaydık daha mı çok üzülseydin?"
Songül:
"Ya öyle de..."
Güney'in telefonu konuşmalarını bölmüştü.
Güney:
"Cemre arıyor." diyerek telefonu açtı. "Alo Cemre."
Cemre:
"Güney... Songül'ü aradım da kapalıydı telefonu."
Güney:
"Şarjı bitmiştir. Bir şey mi oldu?"
Cemre:
"Yok hem seni merak ettik hem de Songül hasta gibiydi. İyi mi diye soralım dedik Meral'le."
Güney:
"Sağol.. iyiyiz."
Cemre:
"Tamam yarın okulda görüşürüz o zaman."