Okan ve Yonca gidince Songül Eylül'lere gitmek için hazırlanmaya başlamıştı.
Songül giyinmişti ki Güney içeri girdi.
Songül 👇
Güney:
"Songül.. ağrı kesici neredeydi?"
Songül:
"Çekmecede. Ne oldu?"
Güney başını ovdu.
"Başım ağrıyor. Bilgisayarla çok uğraştım ya onda herhalde."
Songül:
"Kıyamam." diye kollarını Güney'e sarıp yanağına bir öpücük kondurdu. "Dur ben sana ilaç vereyim."
Songül hemen ağrı kesiciyle bir bardak su getirmişti.
Güney:
"Sağol aşkım." diyerek hapı içti.
Songül yanına oturup elini Güney'in alnına koydu.
"Çok mu ağrıyor?"
Güney başını olumlu anlamda salladı.
Songül:
"Gitmeyelim istersen."
Güney:
"Geleceğiz dedik şimdi gitmezsek olmaz. Gidelim de çok kalmayız."
Songül:
"Tamam o zaman ben çantamı alayım çıkalım."
Güney:
"Tamam güzelim."
Evden çıkmışlardı. Songül soğuk havayla Güney'e sokulurken Güney kolunu Songül'ün omzuna attı.
Güney:
"Daha kalın giyinseydin keşke."