Songül odada gözlerini açarken Serkan başucunda oturuyordu.
Songül:
"Güney..." diye mırıldanırken Serkan ayağa kalktı.
Serkan:
"Güney iyi Songül."
Songül:
"Yine yalan değil mi?" dedi ağlayarak.
Serkan:
"Bak tehlikeyi atlattı yoğun bakımdan çıktı. Odasında uyuyor."
Songül:
"Göreyim o zaman."
Serkan:
"Gel hadi."
Songül:
"Ne yani itiraz etmiyor musun?" dedi gözyaşlarını silerek.
Serkan:
"Ama çok kısa görebilirsin. Ayakta durmaman gerekiyor çünkü."
Songül başını sallayıp ayağa kalkarken Serkan kolundan tuttu ve ağır adımlarla Güney'in odasına ilerlediler.
Güney uyuyor Ali de koltukta oturuyordu.
Ali:
"Songül.. niye kalktın sen?"
Serkan:
"Güney'i görmek istedi.. ben de getirdim."
Songül titreyen sesiyle "Güney.." diyerek uyuyan kocasının yanına ilerleyip elini tuttu. Yatağın kenarına otururken gözyaşlarıyla mırıldandı. "Sevgili.. aç hadi gözlerini. Ben de yavrularımız da çok özledik seni."
Serkan:
"Songül.. hadi odana geç artık. Güney kendine gelince yine geliriz."
Ali:
"Evet.. bak iyi olduğunu gördün."
Songül başını sallayıp Güney'in eline bir öpücük kondurup ayağa kalktı.
"Seni seviyorum sevgili..."
**********
Güney kendine gelmişti fakat ameliyatlı olduğu için hareket edince canı yanıyordu. Acıyla dişlerini sıkarken Ali içeri girdi.Ali:
"Güney.." diye gülümsedi. "Çok şükür atlattın kardeşim."
Güney:
"Songül.. Songül nasıl Ali?" diye mırıldandı bitkin bir halde.