Sabah Miran gözlerini açıp yeniden kapadı bugün kabusu olan evlilik resmen gerçekleşecekti.
O sivri dilli patavatsız kız karısı olacaktı kısa sürede olsa ona katlanmak zorundaydı.
Başını yastığa gömüp yeniden uyumaya çalıştı.
Kızın dün akşam söyledikleri aklına gelince yeniden sinirlendi .
'Daha çok sabır çekecekmişim ne sanıyorsa kendini bacaksız sümüklü " diye söylendi.
Yarasına dikkat ederek yataktan kalktı.
Dolaptan simsiyah bir takım çıkarıp yaz sıcağına rağmen onu giydi.
Düğüne değil sonuçta kendi cenazesine gidiyordu en uygun renk kesinlikle siyahtı.
Aşağı kahvaltı yapan ailesinin yanına inince Hasan ağa oğlunun haline baktı başı sağ sola salladı.
Diyar'dan sonra evin neşesi Celil'in büyük kızı Esma amcasına bakıp kıkırdadı.
"Amca yanlış takımı giymişsin bu cenaze için sanki "
Celil ve Yasemin kızlarına bakıp kaş gözle susturdular.
"Oğlum abin takımını ayarlamıştı neden onu giymedin ?"
"Bu daha şık oldu değil mi Esma amcana siyah daha çok yakışıyor ?"
Kıza göz kırptı.
"Bana değil amca bundan sonra bu soruları Elvan yengeme sorarsın " deyip o da amcasına karşılık verip güldü.
Miran bu kez kaşlarını çatıp hiç bir şey söylemeden kahvaltı etmeye başladı.
"Ha unutmadan vaktiyken söyleyeyim Elvan benim karım olarak bu eve gelecek. Ona nasıl davrandığımla ilgili bana karışmanızı söz söylemenizi istemiyorum "
"Oğlum ne diyorsun sen ?"
"Duydunuz ne dediysem o baba "
Celil kardeşine sinirle baktı.
"Bizim bacımıza prenses gibi davranan Devran'a vereceğin karşılık bu mudur Miran ?"
"Son sözümü söyledim abi Elvan ile arama girmeye kalkmayın ,onu korumayın ,bana karşı savunmayın son sözüm budur!" sinirle masadan kalktı.
"Baba ne diyor bu oğlan o kız bize emanettir ne yapacak ki karışmayın diyor"
Yasemin kocasının kolundan tutup sakinleştirmeye çalıştı.
"Sakin ol Celil hepimiz tanıyoruz Elvan'ı Kudret hanım ile büyümüş Hacer hanımın kızı o ,Miran ile mi baş edemeyecek" yüzünde gülümseme ile kahvaltısını yapmaya devam etti.
"Anne sende mi böyle düşünüyorsun ?"
"Cevval kızdır kendini ezdirmez bırakalım hakkından gelsin Miran'ın yapamazsa elbet yardım ederiz "dedi.Elvan'da güne mutsuz başlamıştı Davut'un yatağında zıplamasıyla gözünü zorlukla açtı baktı gerisin geriye yeniden yattı.
Son huzurlu uykusu böyle olmamalıydı değil mi ?
Davut'un başına yastıkla vurup kardeşini kendi kollarına çekip sarıldı.
"Abla annem uyansın artık nikaha gidilecek dedi"
"Davut beni unutma tamam mı ziyarete gel yalnız bırakma beni oralarda"
"Annem izin vermez ama ben okuldan kaçar gelirim tamam mı aramızda sır olur" deyip ablasının saçları ile oynadı.
" Tamam küçük adam abla kardeş sırrı"dedi.
Davut odadan çıkınca Elvan yataktan kalktı annesinin iki gün önce aldığı beyaz elbisenin kılıfını açtı.
Elbise gerçekten çok güzeldi ama Elvan kendini gelin gibi hissetmiyordu.Ruh hali beyaz giymek istemiyordu.
Önce banyoya girip güzel bir duş aldı.
Saçlarını kurutup iç çamaşırlarını giydi.
Kendi dolabını açıp içinden bir elbise seçti.
Aynada son kez kendine bakınca zoraki evlenen bir kız olarak gayet iyi görünüyordu.Makyaj yapmamıştı adamın dünkü sözleri aklına gelince makyaj masasına oturup güzel bir makyaj yaptı.
Belkide hayatında ilk kez bu kadar belirgin bir göz makyajı yapmıştı herkes şaşıracaktı belki ama yine de umursamadı.
Hazır olduğundan emin olunca aşağıya avluya kahvaltı hazırlığı yapan kadınların yanına indi.Devran güne gözlerini kollarındaki küçük karısının burnuna gelen yasemin kokusu ile uyandı.
Kızın alnına küçük bir öpücük kondurup saçları ile oynamaya başladı.
Diyar ise ilk kez biriyle birlikte uyumanın tedirginliğini tüm gece uyuyamamış kocaman yatağa sığamamıştı.
"Günaydın uykusunda devleşen yataklara sığmayan karım "
"Çok utanıyorum nolur dalga geçme benimle"deyip başını yastığına gömdü.
"O nasıl bir deli yatmaktır kız bir an ayakların yüzümde uyandım "deyip Diyar'ın omzunu okşadı.
"Ya sus nolur utanıyorum "
"Utanma güzelim alışırsın "deyip belinden tutup kendi göğsüne çekti.
Yüzüne gelen saçları çekip alnından öptü.
"Devran "
"Söyle küçüğüm "
"Bizden şey isterler mi ?"
Adam kızın sözlerinden hiç bir şey anlamayınca yan yatıp yüzüne anlamaz gözlerle baktı.
"Of işte biz dün gece "deyip başını adamın boynuna gömdü.
Devran kızın söylediğini bu sefer anladı yüzünde kocaman gülümseme ile saçlarını okşadı.
"Sen sadece benim karımsın aramızda olanlar bizi ilgilendirir"deyince Diyar şaşkınlıkla adama baktı.
"Ama adetler "
"Düşünme sen onları "deyip dudaklarından öptü.
Diyar ilk kez adama kendini bıraktı karşılık veremesede kendini onun dudaklarındaki huzura teslim etti.Devran karısının elinden tutup aşağıya inince karşısında gördüğü kardeşi Elvan ile şaşırdı.
Kardeşi çok güzel olmuştu ama gelin gibi, nikaha gidiyor gibi pek görünmüyordu.
Kudret hanım ve Hacer hanım kızın elbisesini değiştirmesi için baskı yapıyordu.
"Kızım senin nikahın kıyılacak niye beyaz elbiseyi giymedin"
"Anne son günüm ikinizle de iyi ayrılmak istiyorum .Karışmayın ben elbisemden memnunum"
Kudret hanım kıza tek kaşı hava baktı .
"Elbiseyi geçtim bu suratındaki boya ne ?Dünde yapmıştın soytarı gibi geziyordun ""Diyorsunuz ki Elvan son günde kavga etsin ayar versin öyle gitsin anladım ama ben havamda değilim "deyip geçip kahvaltı masasına oturdu.
Kardeşinin Kudret hanıma söylediği sözlere gülerek yanına Diyar ile geldi.
"Günaydın çatal dillim yine formundasın "
"Günaydın abim ve güzel yengem son vedamı yapmadan olmazdı "deyip ikisine de her şeye rağmen gülümsedi .
"Çok güzel olmuşsun ama nikah için siyah bencede pek uygun değil sanki güzelim"
"Ben çok sevdim ama "deyip Diyar
Elvan'a gülümseyerek baktı.
"Bende çok beğendim "deyip babasının aşağı gelişi ile herkes susup kahvaltısını yapmaya başladı.Recep ağa masadan kalkmadan Elvan'a baktı.
"Sana şunu yap bunu yap demem bilirim ki sen nasıl davranacağını bilirsin yolun bahtın açık olsun "dedi.
Elvan sadece babasının gözlerinin içine baktı.
Sözlerinde duygu belirtisi sevgi kırıntısı aradı ama yoktu .
Tek söylediği "Hakkını helal et baba "oldu.
Hacer hanımda kızını evden uğurladı nikaha gelmeyeceğini söyledi .
"Dilini azıcık sakın ,kocanın sözünü dinle "
"Bahtın açık olsun "dedi .
Soğuk bir şekilde sarılıp yukarıya kocasının peşinden odaya çıktı.
Normalde bir kız ailesinden ayrılırken ağlamalı onlara sımsıkı sarılmalıydı ama annesi babası arkalarına bile bakmadan çekip gitmişlerdi .
Elvan arkalarından gülerek baktı.
Kudret hanım ve kızları yanına gelip vedalaştılar.
Onlara kalıyordu Dağhan konağı bunun sevincini yaşıyorlardı oysa bilmedikleri bir şey vardı .
Diyar başkaydı Elvan'ın annesi gibi ne kendini ne de çocuklarını ezdirmez gerekirse yumruğunu masaya vuracak kadarda cesur bir kızdı.
"Meydan size kaldı artık arkamdan eğlenirsiniz Kudret hanım"deyip laf sokarak sarıldı.
"Sende bu dil olduğu sürece nereye gitsen sığdırmazlar seni "dedi.
Kader ve Gonca sarılacağı anda Elvan eliyle ikisini de durdurdu.
"Sizle dün gece vedalaştık daha fazlasına gerek yok !" kardeşi Davut'a sarılarak onu almaya gelen arabaya doğru yürüyüp konaktan çıktı.
Son kez çocukluğunun geçtiği esaretim dediği konağa baktı.
Günlerdir o kadar çok ağlamıştı ki artık ağlayacak gözyaşı kalmamıştı.
Zaten ne için ağlayacaktı annesi babası misafir uğurlar gibi evden uğurlamıştı .
Yolcu etmek için dışarı bile çıkmamışlardı.
Kardeşi Davut'a sımsıkı sarıldı .
"Canın sıkıldığında kafan attığında ablana gel tamam mı ?"
"Sen yalnız değilsin ?"deyip saçlarından öptü.Devran kardeşinin yanında götüreceği iki valizi gelen arabanın arkasına yerleştirdi.
Diyar kocasının yanına gidip eline dokundu .
"O çok yalnız kalacak Devran bizde nikaha gitsek olmaz mı ?"
"Bilmiyorum ama olmaz Diyar biz daha dün evlendik ertesi gün çıkmamız ne kadar doğru olur "deyip karısının gözlerine şefkatle baktı.
"Anladım "deyip başını eğdi.
Elvan Diyar'ın yanına gelip sarıldı.
"Ben iyiyim merak etme abim ve bu küçük adam sana emanet. Onlar için güçlü ol tamam mı ?"deyip sarıldı.
En son Devran kardeşine sımsıkı sarıldı.
"Mutsuz olduğunda ,abi ben yapamıyorum dediğin an gelir alırım seni .Sakın ağlama artık güçlü ol ve o Miran'ın hakkından gel tamam mı ?""Seni çok seviyorum iyi ki benim abimsin "deyip sarıldı.
Arabanın arka koltuğuna geçip oturdu bu sefer hiç ağlamadan yaşadığı konağa ,küçükken her yerinde adımları olan sokağa ,tepesinden inmediği kaç kez düştüğü ağaçlara tebessümle baktı
Hazar konağına yeni hayatına doğru yola çıktı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çalı Dikeni ✔️
General FictionMiran ağa öleceğini düşünürken bir karar verdi kardeşi Diyar'ı en yakın arkadaşına emanet etti . İnsan'ın öleceği gün alnına yazılıdır ve bizim şer gördüğümüz kazalar belki de hayıra vesile olur . Peki Miran'ın yaşadıkları ve verdiği karar sonucu ne...