18.Bölüm

36.4K 1.9K 46
                                    

Sabah güneşi odayı aydınlatmaya başlamıştı.
Elvan gece hiç uyuyamadan düşünüp durmuştu.
Ne yapacağını  bilmiyordu eve dönse büyük ihtimalle İbrahim ile evlendirirlerdi.
Burada kalsa bu yarım akıllı saf adamla ömür geçer mi diye çıkmaza girmişti.
Gerçi son ana kadar o da Gülnihal'in böyle şeyler yapabileceğini hiç düşünmemişti.
Sonuçta adamın yıllardır sevdiği evlenmek istediği yuva kurmak istediği kadındı.
Nasıl şüphe edebilirdi ki ?
Miran ona laflar saydığında bile kendisi anlamamış adamın düşünce yapısından nefret  etmişti .
Kafası karışmış bir şekilde yataktan kalktı yarın bu evden gitmesi gerekiyordu öyle konuşmuşlardı ama Dağhan konağına gitmek istemiyordu.
Birde İbrahim bu işin peşini bırakmazken ayrılır dönerse ondan hiç vazgeçmeyeceğini biliyordu.
Yavaşça yataktan kalkıp ucuna oturdu Miran'ı izlemeye başladı.
"Keşke kalmam için tüm bu dertlerden kurtulmam için bana yardım etsen ama yapmazsın çünkü senin ruhun öküz "deyip yataktan kalktı.
Banyoya girip güzel bir duş aldı üzerini giyinip parfümünü sıkarken adamın hazırladığı kıyafetin üstünede gülerek sıktı .
Miran güne odaya dolan tanıdık çiçek kokusu ile uyandı.
Elvan'ın kıkırtı sesleri ile bir işler karıştırdığından emin oldu.
Dikkatli bir şekilde banyoya girdi üzerini çıkarmadan su akıyor mu diye baktı havluyu hazırladı.
Şampuan ve duş jelini kontrol etti hepsinin normal oluşu işe şaşırarak duşa girdi.
Takım elbisesini giyerken hissettiği koku ile kızın parfümünü sadece hazırladığı kıyafete sıktığını anladı ama çıkarmadı onunla aşağı indi.
Bugün masada sadece dört kişi olacaklardı ama Ayşe hanım yalnız kalsınlar diye bahane uydurup kahvaltıyı odasına istedi.
Miran masaya bakınca iki kişilik kahvaltıya şaşırdı.
"Günaydın baş belası yine boca etmişsin parfümü cekete "
"Sanki fakirsin başka ceketin yok giymeseydin kafana silah mı dayadım " deyip elindeki ekmek sepetini sofraya bırakıp çayları ve meyve sularını getirmek için mutfağa gitti.
Masaya elindekileri bırakırken Miran kıza bakarak konuşmaya başladı.
"Annemler niye inmediler hastalar mı ?"
"Yok büyük ihtimal hazır herkes gitmişken biz yalnız kalalım diye yapmışlardır "
Umursamadan  ettiği laflarla Miran sert bakışlarını  kıza dikti  .
"İnsanlar kendilerince iyilik yapmak istemişler işte ne var bunda ?"
"Bir şey demedik zaten sordun söyledim tövbe tövbe"
"Benimle yalnız kalmak bu kadar mı kötü ?"
"Olur mu aşkından geberdiğim  için iyi bir şey "dedi .

Yemek yemek için tabağını doldurdu Miran ise kızın tepeleme dolan tabağına hayretle baktı.  Elvan tam ağzına bir şeyler atacakken Miran eliyle  durdurdu.
"Yemek yememe laf etme çok açım dün pasta bile yiyemedim zaten"
Adam elindeki ilacı kıza uzattı.
"İç midene iyi gelir"
Elvan şaşkın gözlerle adama baktı. 
"Fare zehiri falan değil demi ?"
"Çok konuşuyorsun Elvan miden için işte ağrıyor demedin mi ?"
"Bütün gece bu yüzden kıvranıp durdun benide uyutmadın
zaten "
"Ben içiyim o zaman "deyip ilacı içti.

Miran  önündeki meyve suyunu dudaklarına götürürken kız adamı pişman olup durdurmaya çalıştı ama çok geç kaldı.
Miran bir dikişte yarısını içtiği bardaktan aldığı tat ile öksürmeye başladı.
"Seni öldüreceğim sonunda ölümün benim elimden olacak baş belası"diye ağzındakini püskürterek bağırdı.
Elvan masadan koşarak kalktı merdivenlere çıktı.
"Ödeştik sen bana sirke içirdin ben sana sirkeli tuzlu bol vitaminli portakal suyu seninki daha lezzetli kabul et  " kahkahalarla gülerek adama baktı.
Miran ise sinirle gülen kıza bakıyor yanan bulanan midesini tutuyordu.
"Masanın üstünde ilaç var iç istersen yoksa bütün gece kıvranır durursun"deyip arkasına bile bakmadan yukarı avluya çıktı odasına girip yatağa uzandı.
Amacı Miran gidince aşağı inip bir güzel kahvaltı yapmaktı.
Unuttuğu bir şey vardı adamın batan gömleğini değiştirmesi gerekiyordu ve kıyafetleri tam olarak yatağın karşısındaki dolaptaydı .
Miran odaya hırsla girince Elvan yatakta  sıçradı.
"Demek buradasın baş belası "
"Sakın yaklaşma zarar gören sen olursun "deyip yataktan çıkmaya çalıştı.
"Ne yapacaksın çok merak ediyorum " deyip kızın üzerine doğru yürüdü.
Elvan'ı banyo kapısı ile kendi vücudu arasına sıkıştırdı.
"Seni dinliyorum neden yaptın ?"
"Zaten yarın gideceksin niye iki günü olaysız geçirmiyoruz ?"
Elvan gideceksin lafını duyunca içinin titrediğini hissetti .
Dolan gözlerini belli etmemek için başını eğip konuştu.
" Bana yaptıklarını ödetmeden gitmek istemedim "
"Ben sana ne yaptım ki Elvan ?"
"Öksüzsün işte bak daha ne yaptığını bile bilmiyorsun !"
"Beni haksız yere suçladın ben hanımağa falan olmak istemiyorum ,seninle evlenmek için nişanlımdan da ayrılmadım "
"Biliyorum artık ama özür bekleme benden "
"Dileme zaten affetmem ki "
"Affetme zaten "
"İyi ben kahvaltı yapacağım çekil"
"Güzel bende üzerimi değişip işe gideceğim geç"

Biri sağdan biri soldan geçip ayrıldılar .
Ne Elvan niye inandın diye sordu ne de Miran İbrahim'i seviyor musun diye sorabildi.

Miran işe gidince Ayşe hanım gelinini yanına çağırdı.
"Anlat bakalım neler oluyor "
"Gerçi Diyar biraz anlattı ama senden detaylı bir şekilde dinlemek istiyorum"deyince Elvan yutkunup kadına baktı.
"Ha oğluma yaptıklarınıda merak ediyor ve dinliyorum "
"Miran'a ben ne yaptım ki ?"
"Kesilen sızan  sular ,sirkeli meyve suları falan" gülerek kıza baktı.
Yakalanmanın verdiği utançla  derin bir nefes alıp kadına yaşadığı ve adama yaşattığı  her şeyi anlattı.
Tek anlatmadığı yorganın altındayken üzerine uzanması ve neredeyse öpüşecek kadar yakın olmaları gözünün önüne gelsede es geçerek diğer olayları anlattı.
Ayşe hanım oğlu ve gelinin yaşadıklarını kah gülerek kah düşünceli bir şekilde dinledi.
En çok kafasına takılan ise bu sabah Miran'ım  neden kızın parfümü kokan ceketi  değiştirmediği oldu.
Kendisinin konuşmasını merakla bekleyen kıza döndü.

"Peki yarın gerçekten gidecek misin ?"
"Gitmek istemiyorum ama mecburum "
"Neden gitmek istemiyorsun yoksa  Miran'a karşı bir şeyler mi hissediyorsun ?"
"Yok yok ondan değil hem neyini   seveceğim ben onun ?" deyip sinirle konuştu karşısındaki kadının kim olduğunu hatırlayınca ağzını eliyle kapattı.
"Tamam sakin ol kızmadım , sana yaptıkları düşünülürse sevmemekte haklısın "

"Gidersem babam adım çıkmasın diye yine beni İbrahim'e verir  "
"Sevmediğim bir adamla daha evlenmek istemiyorum "
"Anladığım kadarıyla İbrahim seni seviyormuş ama belki sende sever mutlu olursunuz "
"İstemiyorum "
"Öyle olsun bakalım o zaman şöyle yapalım "deyip aklındaki planı kıza anlatmaya başladı.
Elvan'ında aklına yatınca neşe ile gülümseyip kadına sarıldı.
"Hadi git eşyalarını topla "
Elvan merdivenlere doğru gelmiş yukarı çıkıyordu Ayşe hanım kıza gülerek seslendi.
"Parfümünü bana bırak tamam mı ?"
Kız anlamadı neden istediğini ama başını aşağı yukarı salladı. 
"Tamam odanıza bırakırım "deyip seke seke neşeyle merdivenlerden çıkıp odasına girdi.

Devran kollarında yatan küçük karısına sevgi dolu gözlerle baktı.
Biraz daha çekip iyice sarıldı başını doyamadığı dudaklarına doğru eğdi.
Amacı küçük bir öpücük kondurmaktı ama Diyar'ın verdiği karşılıkla yeniden başka bir dünyanın kapısı açıldı kendilerini içlerindeki aşka tutkuya bıraktılar . 

Telefonun çalan sesi ile karısından zorlukla ayrılıp arayan kişinin adını görünce kaşları çatıldı.
"Kim Devran "
"Annen güzelim "
"Neden beni değil seni arıyor acaba "diye kendi kendine sorgularken Devran kadınla konuşmaya başlamıştı.
"Tabi Ayşe anne geliriz ne demek "
"_______"
"Öğle yemeğine sizdeyiz o zaman "
"—————— "
"Görüşmek üzere " deyip kapattı.
"Ne oluyor Devran niye aramış ?"
"Yardım istiyor ama ne hakkında bir şey söylemedi"
"Bak merak ettim şimdi acaba ne hakkında ?"
Devran çıplaklığını unutarak düşünen karısının boynuna eğildi.
"Bende sizden bir yardım istiyorum küçük hanım "
Diyar kocasının yaptıklarına kıkırdayarak karşılık verip zar zor konuştu.
"Tabi elimden gelen bir şeyse seve seve yaparım "deyince adam karısının dudaklarını eğilip öpmeye başladı.

Dayanamadım kısa bir bölüm olsa da yazdım ah bende keşke zamanında sadece okurken hemen gelseydi böyle bölümler 🙈😂(kendimi överken ben oldu resmen) Yazarken bende severek okuyorum o yüzden dayanamıyorum bölüm yazıyorum😂🤪

Çalı Dikeni ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin