26.Bölüm

37.4K 2K 36
                                    

Kahvaltı masasında herkes önündekilerden yiyor kimsenin sesi çıkmıyordu.
Devran kardeşi ve Miran arasında tam olarak nelerin olduğunu merak etsede işin içinde kardeşi olduğu için arkadaşına rahat olup soru soramıyordu bu yüzden sustu.
Sessizliği kimse bozmayınca Diyar yeşil zeytinle oynayan Elvan'a dayanamayıp takıldı.
"Sen yeşil zeytin yemezmişsin oynama istersen onunla "
"Ha şey ne dedin Diyar ?"

Herkes kıza şaşkınlıkla bakarken dalgınlığının sebebini merak etti.
"Ben dalmışım " deyip yeşil zeytini ağzına attı .
Devran kardeşine şaşkın gözlerle bakıp güldü.
"Sen hala daldığın yerden çıkmadın "deyip kardeşine bir bardak su uzattı.
Elvan ağzına aldığı zeytini yutamayacağını anlayınca koşarak masadan kalktı.

Miran giden kızın arkasından bakarken aklına kendi evlerindeki hali geldi.
O zamanda tabağına zeytin koyup oynamış yiyememişti.
Şimdi neden bunu farketemeyecek kadar dalgın olduğunu çok merak etti.
Masadan kalkıp odaya kızın peşinden ağır adımlarla düşünceli bir şekilde çıktı.
Elvan'ı yatağın üzerinde oturur görünce sessizce gidip yanına oturdu.
Küçücük bir umudu olsa aşkını ona anlatırdı belki kızardı küserdi ona bu yüzden çektirdikleri için yüzüne bile bakmazdı ama severse affederdi.
Kızın  gözlerine derin derin baktı orada    bir umut bir kırıntı aradı ama yoktu .
Derin bir nefes alıp iç çekti başını yere eğdi.
"İyi misin bir sorun mu var ?"

Elvan adamın sorusu ile başını çevirdi yere bakan adamı incelemeye başladı.
Yan profilinden uzun kirpikleri daha da  belli oluyordu.
Sert yüz hatlarına rağmen güzel gözleri insana güven veren bir duruşu vardı.
O kara gözler ona kızgın baktığında Elvan hep merhamet  aramıştı şimdi adamın yüzünde ne aradığını bilmeden uzun uzun  baktı.

Miran kızdan cevap gelmeyince başını kaldırdı yüzünü kıza dönünce kahverengi ve kara gözler birleşti.
İki renk birbirine karıştı ikiside bakışlarını çekmeden bakıştılar.
Miran  kızın alnından öpmek ona dokunmak isteğiyle dolunca yüzünü biraz yaklaştırdı.
Ne Elvan çekti bakışları ne de adam çekti kendini .
Adım adım sevdasına ilerledi hiç tereddüt etmeden şüpheye düşmeden sevmek istedi belkide en çok bu kız tarafından sevilmek istedi.

Elvan yaşadığı kalbinin gürültüsüne yenilip gözlerini adamdan çekemeyince gözlerini kapatıp neyi  beklediğini bilmeden nefesini tutup beklemeye başladı.   
İlk kez bu kadar yakınlardı ve bu yakınlığı ikiside istemişti .Elvan gözlerini kapatarak adamı adeta kabul etmişti Miran alnından öpecekken kızın dudaklarının arasından çıkan nefes adamın yüzüne çarpınca  Miran yutkundu.

Ne yaptığını, sonucun ne olacağını düşünmeden kızın dudaklarına  dudaklarını bastırdı.
Elvan beklemediği dudaklarla gözlerini açıp adama baktı.
Miran ise gözlerini kapamış kızın dudaklarını aralayıp izin vermesini ya da onu itmesini hatta tokat atmasını bile bekliyordu. 

Elvan ise adamın düşündüğü iki şeyide yapmadı.
Miran'ın omzuna ellerini koydu ama itemedi ,nefes almak isterken dudakları aralandı adam bunun izin olduğunu düşünüp kızın dudaklarını kendi dudakları arasına hapsetti.

Elvan şimdi yaşadığı duygunun adını bilmeden hala aynı şekide bekliyordu.
Ne adamı itip oradan kaçabiliyor ne de kalbinin sesini dinleyip karşılık verebiliyordu.
Sadece bekledi gözlerini kapatıp bu anın bitmesini adamın kara gözlerini görmeyi bekledi.

Miran yavaşça çekti dudaklarını kızın dudaklarından yaşadığı sanki kavuşmaydı sanki hayatı boyunca yarım kalmışta tamamlanmış gibi hissediyordu.
Birde cadılıklarını oyunlarını bildiği kızın kolları arasında sakince durması gözlerine kocaman kahverengi gözlerle bakması kalbinde kabul ettiği aşkı daha da büyütüyordu.
  İkiside hiç konuşmadan öylece durdular .
Elvan utançla başını ellerine çevirip oynarken Miran kızın parmaklarına baktı uzanıp usulca kırılacak bir eşya bir mücevher  gibi tuttu.
"Elvan "
"Hı "
"Kızdın mı ?"
"Bilmiyorum "
Kızın elini kaldırıp kendi yüzüne koydu.
"Eğer kızdıysan ben elini bırakınca vur kızmadıysan "deyip sustu.
Adam yüzündeki küçük elin üzerinden kendi elini çekip kızın ne yapacağını bekledi.

Elvan küçük eli Miran'ın yüzünde bir süre hiç bir şey yapmadan bekledi .
Sonra ne yaptığını düşünmeden adamın o çok beğendiği uzun kirpiklerine parmağını gezdirdi.

Miran gözlerini açınca utandı hemen elini geri çekti .
Adam kendine vurmak yerine gözlerine dokunan küçük eli avucunun içine aldı.
"Bize ,bana bu şansı verdiğin için teşekkür ederim çalı dikeni "
"Hadi çantanı hazırla evimize gidelim "
"Sakın benim evim yok deme senin evinde ailende benim tamam mı ?"

Elvan hiç konuşmadı daha doğrusu konuşacak cesareti kendinde bulamadı .
Başını dikleştirip adama içten umutla gülümsedi.  
Miran o kıvrılan  dudağı yeniden öpmek istesede yapmadı kızı ürkütmek istemedi yavaş yavaş alışsın kalbi ile kabul etsin istedi .

Adam odadan çıkınca Elvan kendini yatağa bırakıp sıktığı vücudunu  gevşetti derin bir nefes alıp verdi .
Yaşadığı anları düşününce kızaran  yanaklarına dokunup gülümsedi .
Kalbinin hızlı atışı o an hiç rahatsız hissettirmedi .
İçinde yeşeren belkide hep orada olup zamanla soldurduğu aşkın verdiği güçle yataktan kalkıp valizini hazırlamaya başladı.
Miran ise odadan çıkınca sırtını bir süre kapıya yaslayıp bekledi.
Yaşadıkları anlar gelince yüzünde oluşan gülümseme ile aşağıya indi .
Devran ve Diyar hazırlanmış onları beklerken adamın yüzündeki gülümsemeye şaşırarak birbirlerine baktılar .
"Pek mutlusun abi hayırdır ?"
"Sana ne bilmiş kardeşim ben sana soruyor muyum bu kazmanın neyini ne ara sevdin diye "
Diyar abisinin sözleri ile kızarınca Devran karısına gülerek baktı uzanıp elini tuttu.
"Bırak lan kardeşimin elini azıcık abiye saygınız olsun "deyince Diyar iyice utandı.
Devran arkasındaki küçük yastığı arkadaşına doğru attı.
"Karımın elini tutarken sana mı soracağım lan ?"
"Soracaksın tabi abisi var burada "deyince Devran inadına karısının omzuna elini attı .

Miran abiliğin verdiği kıskançlıkla dişlerini sıktı çaresiz susup oturdu ama bu duyguyu Devran'a yaşatacağına söz verdi .
Elvan her şeyden habersiz merdivenlerden elinde tek valizle inerken Miran yerinden kalkıp karısının yanına doğru yürüdü.
"Ver bana ben taşırım "
"Bu hafif sen odadakini getir istersen "
"Olsun bunuda sen taşıma"deyip elinden aldı.
Aklına Devran'ı kızdırmak ve karşısındaki güzele dokunmak için alnından öptü .

Devran gördüğü manzaraya başlangıçta mutlu olsa da içini kemiren  duygu ile öksürmeye başladı .
"Uzaklaş lan kardeşimin yanından "
"Karım değil mi  ister elini tutarım ister öperim "deyip kızın elini sımsıkı kavrayıp arabaya doğru yürüdüler.Elvan adamın alnına değen dudakları ile titrerken elini saran sıcak ellerle vücudunun kontrollü kaybettiğini düşündü.
"Utandın mı sen ? Kızdın mı Elvan ?Eğer istemezsen bir daha yapmam dokunmam sana "
"Abimin büyüklerin yanında  yapma ayıp "deyip arabaya bindi .
Miran kendinden uzaklaşarak giden kıza gülümsedi .Sesine yansıyan mutlulukla konuştu.
"Tamam baş başayken öper koklarım. "
"Ben onu mu dedim "diye Elvan kendi kendine söylensede Miran çoktan eve girmiş diğer valizi getirmek için odaya çıkmıştı.
Aşağıya inince Devran'a teşekkür etti .
"Sen olmasan ne olurdu sonum bilmiyorum "
"Sağol Devran çok sağol "
"Kardeşimi üzme başka bir şey istemiyorum onun sevgine şefkatine ihtiyacı var esirgeme yeter  "deyip arkadaşının omzuna vurdu.
"Abi olmak zormuş kardeşini bir adama emanet etmek daha zor ne dersin "
"Hemde çok zor "deyip Diyar'a sarıldı .

"Elvan isterse hafta sonu Dağhan konağına el öpmeye geliriz"dedi.

Elvan abisine sarılıp sessizce gözyaşı dökerken Diyar abisinin kıza bakışlarına bakıp gülüyordu.
"Aşık olmak sana çok yakıştı Miran ağa .Şu bakışlarını görünce anlıyorum ki sen Gülnihal'i hiç sevmemişsin "
Miran kardeşinin sözüyle kendini suçlu hissetti.
Sevmişti Gülnihal'i bunu inkar edemezdi ama Elvan'a hissettiklerini hiç bir zaman hissetmemişti .

iki arkadaş emanetlerini ,kalplerine sevdayı getiren umutlarının yanına oturup konaklarına gitmek için yola çıktılar .

Miran yanındaki kıza bakıp başını uçsuz bucaksız yola tekrar çevirdi.
'Umarım bende senin kalbine batar hiç çıkmam oradan çalı dikeni'

Çalı Dikeni ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin