14.Bölüm

36.7K 2K 21
                                    

Elvan ağacın altın kıvrılmış uyuyordu.
Ne kadar öylece oturup ağladı bilmeden unutmak istemiş  çareyi kendini uykunun kollarına atmakta bulmuştu.
Gözlerini açtığında hava kararmaya başlamıştı.
Telefonuna baktığında şarjının  bitmiş olduğunu gördü.
'Merak eden olmuş mudur' diye düşünüp kendi kendine konuştu. 
'Annesi bile istemiyorsa bir insanı kim merak ederki '
'Seni hem  annen hem baban hatta  evlendiğin adam bile istemiyor ' 
"Boşuna yaşıyorsun  Elvan boşuna "deyip oturduğu yerden kalktı.
Elbisesini çırparken omzuna dokunan el ile olduğu yerde sıçrayıp bağırdı.
Çantasını arkasından dokunan adamın neresine geldiğini düşünmeden vurmaya bir yandan da bağırmaya başladı.
Miran göğsüne vuran çantanın sert tokası ile ameliyat dikişinin geçmesine rağmen sızladığını hissetti.
"Sakin ol be kızım "deyip kızın iki kolundan tutup kolları ile sardı.
Uzaktan bakıldığında sanki sevdiği kadına arkasına sarılmış bir adam  gibi duruyordu.
"Elvan benim Miran  seni serbest bırakacağım ve bana vurmayacaksın tamam mı ?"deyip bıraktı.
"Aferin arada bozuk saat gibi sende doğru bir şey yapıyorsun "
Elvan hiç bir şey söylemeden karşısındaki adama dik dik bakmaya devam etti.
"Anlat bakalım o kadar yalan düzenle gittiğin evden niye kaçtın ?"
"Annem seninle gitmedim diye beni istemedi"sesi sonlara doğru fısıltı gibi çıkmıştı.
"Niye o zaman  eve geri dönmedin ?"

Elvan ağlamaktan kızaran gözlerinin yeniden dolması ile derin bir nefes alıp yutkundu.
"Benim bir evim yok ki "deyip gözünden akan yaşları silip önden yürümeye başladı.
Miran kızın haline üzüldü kızamadı normalde olsa burnundan getirir bu kadar saattir insanları merak ettirmenin bedelini ödetirdi ama anne acısını biliyordu.
Elvan annesini kaybetmemişti ama belkide daha kötü bir olayı yaşamıştı.
Yaşarken sevdiğini kaybetmek çok zordu Miran bu duyguyu Gülnihal aklına gelince daha iyi anlıyordu.
Arabanın kapısını otomatik  açınca Elvan önden yürüdüğü için geçip oturdu. 
Başını cama yaslayıp kendine doğru gelen adama bakıp iç çekti.
'Keşke  abimin arkadaşı ,Gülnihal'in sevdiği olarak kalsaydın kocam olmasaydın o zaman belki iyi anlaşabilirdik "
Gözlerini kapayıp yeniden uyumaya çalıştı .
Kalbi öyle sızlıyordu ki sanki kimsesi kalmamış gibi  hissediyordu .
Uyuyunca sanki  her acısı dinecek unutacak sanıyordu .
Miran arabaya binince gözleri kapalı ağlayan kıza baktı hiç bir şey söylemeden arabayı çalıştırdı.

Konağa gelince herkes kapı önüne çıkmış onları bekliyordu.
Yanında uyuyan kıza baktı .
"Sandığın kadar kimsesiz değilmişsin baş belası "
Devran'ın yanına gelmesi ile arabadan indi .
"Nasıl ?"

"Uyuyor merak etme "
"Bir türlü koruyamıyorum ,kardeşimin yüzünü güldüremiyorum "
"Sen iyi bir abisin ,iyi bir adamsın Devran "
"Peki ya sen Miran sen iyi bir koca olabildin mi kardeşime ?"
"Olmadığımı ikimizde biliyoruz sorma Devran bana böyle sorular sorma "

"Eğer bu konaktan  götürdüğümde daha mutlu olacağını bilsem bir dakika bırakmazdım burada kardeşimi "deyip arkadaşının yanından ayrıldı .
Arabanın kapısını açıp kardeşini kucağına alacağı sırada Miran yanına geldi.
"İzin verirsen karımı odasına götüreyim "dedi.
Kızı kucağına aldığı an Elvan adama dahada sokuldu .
Merdivenleri çıkarken burnuna gelen kokusu ile başını sağ sola salladı .
Kıyafetlerinde bile artık bu koku olacağını kabul etmeye başladı .
Odaya girince kızı yatağın üzerine bıraktı .
Kendiside yanındaki kanepeye oturdu Elvan'ın yüzüne saçlarına baktı .
Gülnihal ile birlikte gördüğü zamanlarda güzel tatlı bir kız gibi gelirdi .
Diyar neyse Elvan'da oydu gözünde ama artık ona baktıkça yaşadığı her şeyin suçlusunu görüyordu .
'Eğer sen olmasaydın küçük baş belası şimdi baktığım Gülnihal olabilirdi '
'Ne sen mutsuz olurdun ne de ben '
Odadan çıkınca avluda bekleyenlerin yanına gitti .
Yinede kendini suçlu hissediyordu kabul etmese de karısıydı ve ona karşı görevleri vardı .
'Evim yok ' değişini hatırlayınca içi sızladı.
Kendince bir karar verdi artık ona karşı  ne olursa olsun iyi davranacaktı .

Elvan gözlerini açınca odada yatakta yattığına inanamadı. Başını çevirince koltukta yatan Miran'ı görmesiyle
dün gece yaşanan her şey gözlerinin önünden geçti.
Hepsi gerçekti onu bulan bu yatağa taşıyan adam gerçekti.
Utançla başını yastığa gömdü yumrukları ile vurmaya başladı.
'Savaş baltanı kaldırıp, ağlayacak başka omuz bulamadın mı salak Elvan '
'Birde evim yok dedin ne bekliyorsan sarılmasını ,sevmesini mi bekledin bu hödüğün ?'
'Seni Allah kahretmesin '
Söylene söylene yataktan kalktı.

Miran dün sabah kıkırtısıyla uyandığı kızın bu sabah homurtusu ile gözlerini açtı.
'Bakalım bu sabah nasıl bir maceraya uyandın Miran ' diye söylenerek banyoya girdiği an ayağı  kaydı düşmemek için tutunacak yer ararken bir anda kendini yer buldu.
Yerinden kalkıp dikkatli bir şekilde basarak dolaptaki bütün havluları ıslak zemine rastgele attı.
  Duşa kabine girip suyu açtı ama su falan akmıyordu.
Söylene söylene çıkıp üstünü giyindi aşağı inince kendisine bakmayan Elvan'a sinirle baktı.

"Günaydın oğlum yine ters tarafından kalkmışsın "
"Sular niye akmıyor ?"
Celil kardeşinin akmayan su için bu kadar sinirlenmesini anlamadı .
"Sizin odada sızıntı varmış Elvan söyleyince vanadan kapattık "
"Akşama tamirci gelir "deyince bakışları kızı buldu .
Ne gerçek ne yalan Miran iyice karışmıştı .

Karşısındaki kız herkesin sevdiği gibi iyi kalpli küçük  baş belası mıydı?
Yoksa hayali hanımağa olmak isteyen arkadaşının sevgilisine bile  göz koyan entrikacı bir kadın mıydı ?

Kahvaltı yaparken bakışlarını kaldırıp kıza baktı.
Her zamanki gibi iştahla yemeğini yiyordu .
Dün bütün gün aç kaldığı aklına gelince başını sağ sola yargılar şekilde salladı .
"Herkese afiyet olsun akşama görüşürüz "deyip masadan kalktı .
Elvan dün mecbur yolcu ettiği için bugünde peşine takıldı .

"Hayırdır bir şey mi istiyorsun ?"
"Yok seni yolcu edecektim "
"Et bakalım ama arkamı dönünce bıçak falan sapmala sakın "
"Ben katil değilim "
"Yakında olursun bu gidişle "
"Banyodaki suyla bir alakan var mı ?"deyip kızın kahverengi gözlerinde doğru cevabı aradı .

"Yok desem inanacak mısın ?"
"İnanmam otuz yıldır akıtmayan boru nasılsa sen bana savaş açınca sızıntı yapmış "
Elvan adamın sözleri ile  gülmeye başladı .
"Dün için teşekkür etmeni beklerken sen beni öldürmeye çalışıyorsun .Az kalsın sakatlanıyordum "
Elvan adama inanmaz gözlerle baktı.
"Azıcık ıslak bıraktım gören duyanda banyoya havuz yaptım sanıcak "
"Utanmadan itiraf ediyorsun yani birde ?"
"İki kişinin bildiği sır değilmiş ikimizde benim yaptığımı biliyoruz sonuçta"deyip arkasını döndü .

"Daha ne kadar devam edecek peki bu işkenceler baş belası ?"
Adama bakmadan fısıldar  gibi konuştu .
"Bu evden gidince bitecek o zaman   sende bende kurtulacağız .Savaş bitecek "
Miran arkası dönük kıza seslendi .
"Ya bende baltamı kaldırırsam o zamana kadar ne yapacaksın ?"
"Sen baltanı hiç saklamadın ki bakışlarında o suçlayan tavır ilk günki gibi  hala duruyor "
"Hiç bir zamanda değişmeyecek biliyorsun değil mi ?"
"Umrumda bile değil bu evden gidene kadar eğlenme peşindeyim yeteri kadar ağladım "
"Eğlencende benim öyle mi ?"
"Evet "deyip yürümeye başladı .
"Beni rezil etmek için harcadığın enerjiyi aşık etmek için harcasan belki gerçek bir evliliğimiz olurdu .Var sende bu kapasite kafan zehir maşallah "
"Sen değilde bir başkası ile evlenseydim bunu denerdim ama sana aşık olmam ,sende bana ol diye şu parmağımı bile oynatmam .Ağalığında da sende de gözüm yok "
"Olmasın zaten seninle bir ömür mü geçer bir gün öldürür hiç olmadı sakat bırakırsın "
"Seninle de geçmez sinirli sıkıcı her şeyi en iyi kendinin bildiğini sanan bir adamsın "
"İyi o zaman ben işe gidiyorum "
"Git o zaman "umursamaz bir tavırla söyledi.
İkisi de neye sinirlendiklerini bilmeden farklı yönlere doğru yürümeye başladılar .

Çalı Dikeni ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin