8.Bölüm

37.4K 2K 38
                                    

Miran başını kaldırınca kızı ağacın tepesinde gördü.
"Sen çabuk in aşağıya Allah'ım ya "
Elvan gördüğü adamla ağlamayı bıraktı ağzı bir karış açık bir şekilde bir kaç saniye bakakaldı.
"Sana diyorum sana çabuk in oradan !Ulan Devran birde bunu karı diye bana layık görüyorsun senin kardeşliğine tüküreyim !" diye sinirle soludu.
Gülnihal'in yanında gördüğü adamdan sonra siniri zaten tepesine çıkmıştı .
O an önüne kim çıksa sinirini ondan çıkarcaktı fakat adamın ayağına nefretinin asıl sahibi ,başına bunların gelmesinin sebebi kız kendi ayağıyla çıkmıştı.
"Kızım insene aşağıya ne dikiliyorsun orada ?"

Elvan'da artık sabrının sınırındaydı herkesin söylediği sözler yetmiyor gibi birde bu adam küçümseyip duruyordu.
"Çekil o zaman be adam oradan üstüne mi ineceğim "diye sinirle soludu.
Miran saçlarını karıştırıp söylecek sözü yoktu mecbur ağacın altından çekildi ama kaybetmeye hiç niyeti yoktu.
'Sen bir in o zaman sana neler yapacağımı görürsün maymun kılıklı 'diye dişlerinin arasından kendi kendine konuştu.
Elvan giydiği elbiseyi dizlerine kadar çekip yavaş adımlarla aşağıya önce ayakkabılarını attı sonra kendisini yavaşça bıraktı.
Çimlerin içinde ayakkabısının eşini ararken Miran ile burun buruna geldiler.

Adam kızın ağlamaktan akan makyajına şaşkınlıkla baktı.
Tanıdığı kız böyle ağır makyaj yapıyor muydu ?
Gülnihal'in yanında bir çok kez görmüştü fakat  hiç böyle makyaj yapmazdı sade duru bir güzelliği var diye hatırlıyordu.
"Ne bu halin palyaço niyetine mi geldin ?"
"Sanada  iyi akşamlar Miran ağa önümden çekilirsen eğer içeri gireceğim "
Miran kızın bir şey demesine fırsat vermeden kolundan çekip arabaların olduğu alana kadar sürükledi.
Elvan ayaklarına batan taşların acısına rağmen sesini çıkarmadan   adamın peşinden gitti.Ayakkabısının eşini bile bulamamıştı.
Miran sinirle arabadan ıslak mendil çıkarıp kıza uzattı.
"Aynada bir bak istersen suratının haline bir de böyle ortalıklar da gezdin inanamıyorum sana ! "sinirle yanından bir kaç adım uzaklaştı.
Elvan elinde ki ayakkabısının tekini arabanın içine yere bırakıp koltuğa oturdu aynadaki yüzüne baktı.
Mendil ile bir yandan silerken bir yandan da  ağlıyordu.
Ablam sonuçta diye düşünüp attığı adımı geri çevirmek istememişti ama onlar kıza acımadan rezil etmişlerdi .
Neye kime ağladığını bilmeden bir süre oturduğu yerde ağladı.
Miran kızın ağlama sesine daha fazla dayanamayıp arabanın kapısını açtı.
"Ağlama artık yeter ! Zaten çirkin bir şeysin sen  ağladıkça
dayanamıyorum! Seninle bir ömür nasıl geçireceğim" diye söylendi.
Elvan hiç bir şey söylemeden arabadan sessizce çıkıp uzaklaştı.
Buraya kadar zaten ayakkabısız gelmişti kalan yolu onsuzda yürüyebilirdi.
  Etekleri uzun olduğu için kimse farketmeden geçip yerine oturdu.
Abisi ve Diyar o kadar güzel görünüyorlardı ki bir an kısa bir an her şeyi unutup onların güzelliğine bakıp gülümsedi.

Miran giden kızın arkasından sessizce izledi sert bir adam olup canını yakmak onu incitmek istemiyordu ama yapamazdı ona iyi davranıp bu evliliği kabul edemez o kızın kendisine aşık olmasına, kocası gibi görmesine izin veremezdi .

Başındaki  ve belindeki ağrı ile koltuğa iyice yaslandı.
Bir süre gözlerini kapatıp öylece yattı.
Kardeşi Emre'nin telefon edişi ile daldığı uykudan uyandı yerini söyledi .
Emre gelince arabaya bindi   ayağına takılan kadın ayakkabısıyla eğilip aldı abisine gösterdi.
"Hasta olduğunu bilmesen arabaya tövbe estafurullah "deyip sustu.

Miran ise gördüğü ayakkabıyla kızı sürüklediği anları hatırlayıp kafasını koltuğa sertçe vurdu.
Çıplak ayakla yürümüştü bu kadar yolu ve sesini dahi çıkarmamıştı.
Gözlerinin önüne gelen kızın yüzünü yine kafasından silmeye çalıştı.
"Abi içerden seni çağırıyorlar nikah kıyılacak hadi "deyince adam daldığı düşüncelerden yeniden çıktı.

Çalı Dikeni ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin